Gazetecinin görevi kamuoyu adına olayları sorgulayıp, gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamaktır. Cebinde akrep olan belediye başkanından bir kuruş alamayıp, İlçe başkanlarına ve meclis üyelerine yalanıp, Aylık üç beş bin lira uğruna, Belediye Başkanı’nın karasını Ak diye yazmanın nasıl bir acizlik olduğunu iyi biliriz. Aslında zor zanaattır, çirkini güzel, yanlışı doğru, karayı ak olarak anlatmaya çalışmak. Hepsinden öte en büyük utanç vesilesidir, kendi çıkarları uğruna kamuoyunu yanıltıp, aldatmak. Çevrene söylediğin yalanlarla vicdanını rahatlatmaya çalışsan da, Olmayan vicdanınla baş başa kaldığında içten gelen sesin rahatsızlık verir sana. Bu anlattıklarımın ne demek olduğunu anlamaz ya da anlamak istemez, vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışıp kalanlarlar… *** Her neyse biz kamuoyu adına sorgulama ve elimizden geldiğince karanlıkta kalan ya da birilerinin karanlıkta kalmasını istediği şeyleri aydınlatmaya çalışalım. Kozlu’nun hak, hukuk adalet, dürüstlükten dem vuran ama 6 aya yakın yaptığı uygulamalar ve verdiği kararlarla bu söylemlerinden uzak görünen genç belediye başkanı Altuğ Dökmeci’ye kamuoyu adına birkaç soru yöneltelim. Yüreği varsa sağa sola sapmadan direkt cevaplar! *** Evet, Altuğ Efendi, koltuğa oturduğundan beri borç çok, para yok diye ağlamaktan başka bir icraatın yok. Seçim döneminde İlçe başkanı ile birlikte Belediye işçilerini ziyaret etmek için Ali Başkan’dan izin istemeye gittiğinizde sizi oturtup, kahvenizi ısmarlayıp, ‘Belediyenin yaklaşık 700 milyon borcu var, ben bu çarkı döndürüyorum ama nasıl döndürdüğümü bir Allah biliyor birde ben’ dedi mi? Borç Ali Başkanın söylediğinden fazlamı çıktı? Az mı? Sen koltuğa oturabilmek adına birçok kişiye diyet borçlanmışsan bunu Kozlu halkına mı ödeteceksin? Bir yandan ‘göreve geldikten sonra biraz borç ödedik, yükümüzü hafiflettik diyorsun, diğer yandan para yok, her türlü yardım ve bağışı kabul ederiz’ diyerek, belediyeyi aciz, yardıma muhtaç, acınacak konumda gösteriyorsun. Vatandaş hangisine inansın? Para yok deyip 20 milyonluk araç ihalesi yapıyorsun! Bu parayı nasıl ödeyeceksin? Yoksa ödeyemeyip, yüklenici firmaya borç yerine ranta açık bir arsa mı satacaksın? *** Kozlu’nun ihtiyaçlarını karşılayan bir tören alanı varken, tören alanını ve Atatürk büstünü başka bir yere taşıma fikri nereden çıktı? Bu fikrin altında nasıl bir bit yeniği yatıyor? Tören alanını taşımak istediğin yer, belediye tarafından kabulü yapılmamış, müteahhiti ayıplı imalat yüzünden 4 yıl ihale yasaklısı konumuna düşmüş, ayıplı imalat, belediye ile yüklenici arasında mahkeme konusu olmuş! Tören alanını buraya taşıyıp, müteahhitin ayıplı imalatını yasal hale mi getirmeye çalışıyorsun? Bu kararın ile belediyeyi haklıyken haksız konuma getirip, yaptığı ayıplı imalatla kamuyu yaklaşık 4 milyon zarara uğratan müteahhiti alacaklı konuma mı getireceksin? Bu müteahhitle ne tür bir ilişkin, ne tür bir yakınlığın var? Seçim döneminde sana maddi destek oldu mu? *** Yaptığın bir şey yok! Bektaş’ın yaptıkları hizmetleri bozmaya bayılıyorsun! Ilıksu Plajındaki tanesi en az 50-60 bin TL olan kamelyaları barbeküleri yıktın, o alan rezil gibi kaldı. Şimdi tören alanını yıkıp otopark yapıp, imalatı mahkemelik bir alanı tören alanı yapmandaki amaç nedir? Ha birde, yıkama yağlama vs. yapmak için diyet borcun olan iş adamına verecek arsa arıyormuşsun. Yakında itfaiyeyi de taşıyacağım dersen şaşırmayız! Bak oradan güzel yıkama yağlama ve showroom olur… *** Kamuoyunun merak ettiği bir konu daha var Altuğcuğum; Göreve geldiğin günden beri Kozlu’yu tam bir kanunsuz kasaba gibi işportacı, seyyarcı tezgâhçılara peşkeş çeken Altuğ, her tarafa Zabıta kulübesi koydurdun, yetmezmiş gibi zabıtalara motosiklet aldın. Sen seyyara tayyara yol verdiğine göre bu motorize zabıtalar kimi kovalayacak? Millet çok merak ediyor… Müsait olduğunda bu sorulara cevap verip, Kozlu kamuoyunu aydınlatırsan sevinirim Altuğcuğum. İtfaiye arsasını unutma, önemli! Öpüyorum gözlerinden, hayırlı başarılar diliyorum…