Açıklanan rakamlara göre çıktığı günden bu güne dünya üzerinde Yeni tip korona virüs (Covid-19):
Vaka sayısı:41 Milyon 100 bin
Tedavi edilen:30 milyon 657 bin
Vefat Eden: 1 milyon 151 bin.
Dünya sağlık örgütünün verileri esas kabul ediliyor.
Dünya sağlık örgütüne gerçek bilgi vermeyen birkaç geri kalmış ülke ile birlikte ülkemizin isminin geçmesi bizim için büyük üzüntü ve aynı zamanda kaygı kaynağı.
Uzmanların birleştiği örtak nokta asrın salgını ile mücadelede en önemli nokta net, şeffaf bilgi ve bilimsel metotlarla mücadele.
Türk tabipler birliği aylardır gerçek bilgilerin kamuoyundan gizlendiğini, bu kadar önemli bir konuda siyasi irade tarafından muhatap alınmadıklarını haykırıyordu.
Öyle ki bu kadar hassas bir süreçte bazı siyasetçiler tarafından, sırf siyasi kaygıları yüzünden Türk Tabipler Birliği gibi Türk Tıp Adamlarını temsil eden bir örgütün kapatılmaları bile dile getirildi.
Fakat aylar sonra Türk tabipler Birliğinin haykırışlarının boş yere olmadığı, haklı oldukları anlaşıldı.
Bizzat Sağlık Bakanının ağzından itiraf niteliğinde yapılan bir açıklama hasta sayısı ile vaka sayısının farklı olduğu, dolayısı ile kamuoyundan bazı rakamların gizlenmek istendiği ortaya çıkmış oldu.
Ardından salgının ortaya çıkış süresi ile ilgili Sağlık Bakan yardımcısının kaleme aldığı ve gelen tepkilerin ardından yayından kaldırılan makale gündeme bomba gibi düştü. Makalede Türkiye’de görülen ilk vakanın ortaya çıkışı Şubat 2019 olarak ifade edilirken, Bakanlık sehven diyerek makaleyi yayından kaldırdı ve işin üstünü örtme yoluna gitti.
Halk Sağlığı uzmanı Dr. Nuriye Ortaylı’nın kaleme aldığı yazıda Covid-19 ile mücadelede kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğine dair uygulamaya yönelik ilgili başka bir kaos niteliğindeki iddiada ise; Covid hastalarına adı açıklanmayan bir bitkisel kökenli deneysel bir ilacın verildiği araştırmaya Bakanlık izin vermiş. Üstelik Bakanlık izni ile araştırmayı yapan Oğuz Güvenmez ismindeki şahsın resmi olarak reçete yazma yetkisi dahi olmayan yani Tıp doktoru sıfatına sahip olmayan bir kişi olduğu…’’şeklinde dile getiriliyor.
Bu konuyu bilimsel açıklamalar çerçevesinde gelecek sayılarımızda haber niteliğinde genişçe ele alacağız.
Ancak burada dikkat çekmek istediğimiz gereken nokta şu;
Tüm dünyanın salgının önüne geçmek amacı ile ilk günden bu bilim dünyası ile birlikte sürdürdüğü ve kamuoyuna karşı şeffaf olarak gelişmeleri paylaştığı bir noktada bizim yetkililerimiz bizlere karşı ne kadar şeffaf davranıyor?
Çalışmalar siyasete alet edilmeksizin popüliteden uzak gerçek bilimsel verilere göre ne derecede yürütülüyor?
Bilimsellik dışında yürütülen çalışmalar var mı?
Yaşanan ve yaşanacak olan olası başarısızlıklarda bu çalışmalara izin verenlerin sorumluluğu ne şekilde olacak?
Bu çerçevede yanlış bilgi mi? Yoksa bilgilendirilmemek mi daha vahim sonuçlar yaratır? Salgınla mücadeleyi sekteye uğratır iyi analiz etmek gerekir…