Yeni tip Koronavirüs (covid-19) tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de can almaya devam ediyor.
Gerçi ülke olarak bazı Avrupa ülkelerine kıyasla salgına çok hazırlıksız yakalanmamıştık.
Alınan önlemler ve uygulamaya konulan yasaklar, salgının yayılma hızını oldukça yavaşlattı.
Yoğun bakım üniteleri kilitlenmedi,
Solunum cihazı sayısı yetersiz kalıp, hayatı kurtarılacak hastalar arasında tercih yapma gibi bir durum yaşanmadı.
Gerek Plazma tedavisi gerekse, Çin’en gelen ilaçların hasta yoğun bakıma düşmeden kullanılmaya başlaması ile iyileşme oranı yükseldi.
Ancak, kısıtlamalar ile zaten zor durumda olan ekonomi daha da zora girince ard arda gelen normalleşme kararları, salgının yayılma hızını yeniden artırdı.
Geçmişi çok kolay unutan yapıya sahip milletimiz, normal hayata geçişle birlikte yaşananları unuttu.
Önlemler önemsenmez oldu.
Eskisinden de normal,
Pardon anormal yaşamaya başladık.
Sosyal mesafe, hijyen, temastan kaçınma vs. gibi uyarılar basılı broşürlerde kaldı.
Şimdi vaka sayıları hızla tırmanıyor.
Zonguldak yeniden ‘VE ZONGULDAK’ olarak anılma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Atatürk Devlet Hastanesi, ek Bina ve Tıp Fakültesi hastanesinde bazı bölümler boşaltılarak Covid-19 servisi haline getirildi.
Hasta doluluk oranı yüksek seviyede!
Zonguldak’taki ölü sayısı 75’i buldu.
Salgının başlangıç döneminde azami hassasiyet gösteren sağlık çalışanlarının dahi kendilerine önceki kadar dikkat ettikleri söylenemez.
Sağlık çalışanları kırgın.
Kendilerine verileceği söylenen ek ödemelerin hakkaniyetle yapılmadığından dertliler.
Sokaktaki vatandaşın vurdumduymazlık seviyesi olağanüstü seviyeye ulaşmış durumda.
Karşılaşmalarda tokalaşmayan, sarılmayan, öpüşmeyene tepki gösteriliyor.
Düğün, dernek, eğlence, restoran,spor karşılaşması vs. insanların toplu halde bir arada bulundukları tüm etkinlikler eskisinden daha fazla devam ediyor.
Önümüzdeki günlerde büyük olasılıklarla okullar açılacak!
Salgının bulaşma hızı açısından korkutucu hale gelen tablonun daha da endişe verir hale gelmesinden endişe ediliyor.
Millet olarak bir şeyi de bedel ödemeden öğrensek ne olur?
BAŞIBOŞ KÖPEKLER
Hayvanları sevelim, şefkat gösterelim, koruyalım.
Aç olanları doyuralım, susayanlara su verelim.
Başıboş bırakmayalım, mümkünse sahiplenelim.
Doyurduğumuz, su verdiğimiz köpekler sahibine saldırmaz!
Köpekler sadakatlidir, iyiliği unutmaz.
Bir kap yemek verirsin ömür boyu kapında bekçilik eder.
Yediği kaba pislemez!
Öyle sadakat duygusundan yoksun, yediği kaba pisleyen,
Dününü unutup, bugününe güvenerek önüne gelene hırlayan,
Nankör yaratıklara köpek benzetmesi yapmayalım.
Adi yaratık deyip geçelim…