Avrupa’ya gittiğimizde daha iyi görme analiz etme şansını buluyoruz. Devlet güçlüyse vatandaşı da güçlü oluyor. Yurtdışı seyahatlerde gideceği ülkenin konsolosluğuna yüz çeşit belge sunup, araştırılıp soruşturulmadan istediği yere gidiyor. Güçlü ülke olmak için öncelikle, ülkenin tüm değerlerine vatandaşlarının sahip çıkması gerekiyor. ‘Devletin Malı deniz, yemeyen domuz’ gibi bir anlayışı temsil eden bir ülkede kimler hangi değerlere sahip çıkabilir ki? Diye düşünmeden edemiyor insan… *** Avrupa’nın birçok şehrinde bırakın kamu malına zarar vermeyi, çevreyi bile kirletemiyor vatandaşlar. Çünkü çevre de bir kamu malı olarak görülüyor. Kamu malına ya da çevreye zarar verilmemesi konusunda en büyük etken toplum bilinci ve toplumsal kontrol mekanizması. Her yerde mobese kamerası olmayabilir ama vatandaş devletin malını (çevre dâhil) kendi malı gibi görüyor ve kimsenin zarar vermesine müsaade etmiyor! Zarar vermeye kalkışanları hemen yetkili birimlere bildiriyor. Bildirimlere kayıtsız kalınmıyor, en ağırından ibret teşkil edecek ceza-i müeyyideler uygulanıyor! Böyle olunca da Devlet güçlü, vatandaş güçlü duruma geliyor. *** Değerlendirme yapmanız, kıyaslamanız açısından size Kozlu İlçemiz ile ilgili birkaç sayısal örnek vereyim. Belediye’nin vatandaşa sosyal alan olarak milyonlarca lira harcayarak tesis ettiği, park, bahçe, sosyal alanlara her yıl verilen zararlar nedeniyle kasasından çıkan para ne kadardır sizce? Kozlu gibi 45 bin nüfuslu bir ilçede her yıl kamunun faydalanması amacıyla tesis edilmiş, Devlet Malına düşman kişiler tarafından verilen zarar neticesinde Belediyenin onarım ve yenileme gideri olarak; Kamelya tamiri için harcadığı para 70 bin TL! Kamelya kendiliğinden eskiyip çürüdüğü yenilenmesi için tamir edilmesinden değil, 1 Metre tül fiyatı 360 TL olan kamelyayı mangal için kırıp odun yapanların verdiği zarardan kaynaklanan 70 bin TL bu! Barbekü (Mangal) yenilemesi için harcanan para 55 bin TL! Hadi insan görünümündeki bu yaratıklar, kamelyayı kırdı mangal yapmak için odun yaptı da, barbeküye niye zarar verdi? Onu neden yaptı diye düşünmeden edemiyor insan. Ama giden Devletin parası, senin benim param! Zarar verilen çöp kovalarının bedeli 20 bin TL! Yine hepimizin hakkı olan sağlıklı temiz bir çevrede yaşayabilmemiz için belediyenin günlük kullanımımıza sunduğu çöp kovalarına devlet malı düşmanları tarafından verilen zararın bedeli yıllık 20 bin TL. Bir insan çöp kovasından ne ister ki? Niye zarar verme ihtiyacı duyar? Demek ki bunlar insan değil! Elektrik Aydınlatmalarına verilen zarar nedeni ile yenileme maliyeti 60 bin TL ! Cadde ve Sokak aydınlatması için Belediye hizmeti olan Elektrik direklerine Devlet Malı düşmanları tarafından verilen zararın yıllık bedeli 60 bin TL.  Bunun da bir mantığı yok. İnsan karanlıkta yolunu aydınlatan bir hizmeti yok etmeyi nasıl arzular? Karanlık beyinli, hasta ruhlu insanlardan başkası böyle bir şey yapamaz! *** Bu tip Kamu malına verilen zararlardan ötürü Kozlu gibi bir ilçede belediyenin kasasından çıkan yıllık onarım gideri maliyeti diğer kalemleri de ekleyecek olursak 300 bin TL’yi buluyor. Bunlar bizim paralarımız! Sonra o hizmet niye gelmedi, bu hizmet niye gecikti diye feryat figan ediyor bazıları. 300 bin TL buralara gitmese vatandaşın refahına yönelik başka hizmetlere gidecek! Sen vatandaş olarak senin paranla yapılan hizmete, devletin malına zarar verilirken görmezden geliyorsan, kimseyi suçlamaya hakkın yok! Bu konuda önce kendimizden başlayıp sonra çevremize yayarak kamu malına zarar verenleri ilgili kuruluşlara bildirelim. Avrupa’nın yaptığı gibi kendi değerimize, adı üstünde kamu malı, devlet malı olan, bizim paralarımızla tesis edilen her şeye sahip çıkalım. Çıkalım ki, devlet güçlü olsun. Bizlerde güçlü devletin güçlü bireyleri olarak daha kaliteli hizmetlere ulaşalım.