Kozlu Kaymakamımız Sayın Ahmet Karakaya’nın dikkatine! Diyerek başlamak istiyorum yazıma. Neden mi? Çünkü Kozlu’da Kamuoyunu aydınlatma görevini üstlenmiş bir gazeteci olarak, Kurucu Kaymakamımız Sayın Karakaya’nın dürüstlüğüne, adaletine ve tarafsızlığına Kozlu’da en çok güvenen kişilerin başında geliyorum. *** Geçtiğimiz hafta Kozlu Müftülüğünde yaşanan bir olayı ‘Müftülük Allah’a Emanet’ başlığı ile satırlarımıza taşımıştık. Bir din görevlisi Kaymakamlıkta bir memurun masasına, bilgisayarın başına oturuyor ve bilgisayarda işlem yapıyordu. Yazımızda Müftülükteki o bilgisayarın başına yetkili memurdan başka hiç kimsenin oturamayacağını, Bilgisayarda yetkili memurun haricinde başkalarının ulaşamaması gerekli bilgilerin olabileceğini, Bunun yasal ve etik yönü bir tarafa, Kozlu Müftülüğü bünyesindeki bazı din görevlileri arasında ayrışma ve gruplaşmaların olduğu bir dönemde çok daha sakıncalı olduğunu dile getirmiştik. *** Anlaşılan o ki, Saygıdeğer Kaymakamımız olaya kayıtsız kalmadı ve Müftü vekili Osman Fatih Eryiğit Hoca efendi benimle görüşme ihtiyacı duydu. Kendisi ile Belediye Başkanı Kerim Yılmaz’ın Kozlu’daki Din Görevlileri ile bir araya geldiği kahvaltı öncesi görüştük. Müftü vekili, bir yandan başlığından rahatsız olduğu yazı ile ilgili hiçbir gruplaşmanın içerisinde olmadığını dile getirirken diğer yandan ısrarla bu haberi bize kimin ulaştırdığını öğrenmeye çaba sarf etti. İsim verdi, ‘Bunu size ulaştıran benim makam şoförüm İbrahim Altınkaya’dan başkası olamaz’ dedi. Kendisine ‘Yavaş ol hocam günaha girme. Senin bahsettiğin şahsı yolda görsem tanımam.’dedim. Israrla haberin kaynağını öğrenmeye çalıştı, durdu. Bunu kendisinin talep etme hakkı olmadığını, gazetecinin haber kaynağını hiç kimsenin sorgulayamayacağını ifade ederek, Kendisine, ‘Hocam sen neyin peşindesin? Senin yetki ve sorumluluğunda olan bir kamu kurumundaki yanlışlığı düzeltip, bir daha böyle bir şey yaşanmaması için emek sarf etmen gerekirken, yanlışı ortaya çıkaranları bulup cezalandırmanın peşine düşmüşsün. Peki bu yanlış olayla ilgili o dairede oturmaması gereken bilgisayarın başına oturup işlem yapan din görevlisi hakkında bir işlem yaptın mı?’ dedim. Müftü Vekili doğru dürüst cevap veremeden lafı evirip çevirdi. *** Benim hacıyla hocayla pek işim olmadığını beni tanıyan herkes bilir. Ancak kamu adına bir yerde özelliklede bir kamu kuruluşunda adaletsizlik varsa herkesten çok üzerine gideceğimi de beni az çok tanıyan herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Tüm bu diyalogların ardından müftü vekili Osman Fatih Eryiğit Hoca’nın cevap hakkı kullanması açısından bu haftaki gazetemizde ‘Kontrol Müftü Vekilinde’ başlığı ile konu ile ilgili beyanatlarına yer verdik. *** Ancak ardından baktık ki hoca yine farklı yollara saparak, emrindeki personele mobing uygulamayı sürdürmüş… Bugün telefonuma ulaşan makam şoförü, İbrahim Altınkaya, Ağlamaklı bir ses tonuyla yaptığım haberden dolayı işyerinde müftü vekili tarafından dışarıya haber sızdırmak suçlamasıyla defalarca sorguya çekildiğini, iftiraya uğradığını, ne söylediyse kendisini ifade edemediğini dile getirerek, istifayı düşündüğünü dile getirdi. *** Yuh be müftü hoca, Bu mu senin adaletin? Bu mu anlattığınız İslam dininin ‘emrinizdekilere adaletle hükmedin’ buyruğuna gösterdiğin sadakat? Zavallı adamı sorguya çektiğin kadar, o bilgisayarın başında işlem yapan din görevlisini sorguya çektin mi? O din görevlisine yetkisi harici başka bir kamu kurumundaki bir bilgisayarın başına oturduğu için herhangi bir yasal işlem yaptın mı? Bana soruyorsun ‘haberi şoför mü sızdırdı?’ diye ‘Tanımam’ diyorum inanmıyorsun! Kendisi de din görevlisi olan şoföre soruyorsun, Adam yemin billâh ediyor ‘ ben yapmadım’ diyor, Ona da inanmıyorsun. Yanlışı ve yanlış yapanı korumak uğruna, Düşmüşsün yanlışı ortaya çıkaranın kim olduğunun peşine… *** Yanlış yoldasın hoca, Görülüyor ki sen o kurumu Adaletle yönetemiyorsun. Bu yüzden adaletine ve şahsına güvenim tam olan Kaymakamımıza buradan çağrı yapıyorum; Saygıdeğer Kaymakamım bu tablo Kozlu’ya yakışmıyor! Bırakın müftü vekilini de siz el atın şu işe. Yoksa temeli güzel ahlak olan dinimizi temsil eden bir kamu kuruluşunda, Müftü vekili bu anlayışla bir şeyleri düzelteyim derken, Ortalığı çok fazla döküp kıracak…