Geçtiğimiz hafta bu köşeden Müftülükte yaşanan bir olaya değinmiştik.Müftülüğü ziyaret eden bir din görevlisinin yetki ve sorumluluğu başkasına ait müftülükteki bir bilgisayarın başına oturmasının hukuki ve ahlaki yönden sakıncalarına değinmiştik.Yaşanan olayın ardından, daire amirinin dışarı bilgi sızdıranları tespit etmeye çalışıp çalışanları bu yönde tehdit ettiğine dair duyumlar almak,Ya da hatanın üzerini kapatmak amaçlı ‘olay benim bilgim dâhilinde gerçekleşmiştir’ şeklindeki iddiaları duymak kamuoyunu daha da derinden yaralayıcı bir durum, üzerine gidelim şeklinde düşünürken,Geçtiğimiz günlerde bu konu ile ilgili İlçe Müftü vekilimiz ile karşılıklı konuşma imkânımız oldu.Müftü vekilimiz olaydan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek,Kendisinin hiçbir meslek mensubu arasındaki husumet ve çekişmede taraf olmadığını, olmayacağını dile getirdi.Yaşanan olayın münferit bir olay olduğunu dile getirerek, bu ve buna benzer herhangi bir olaya görevde olduğu sürece bir daha asla izin vermeyeceğini dile getirdi. *** Müftü vekilimizin samimiyetine teşekkür ediyoruz.Dinimizin de emrettiği üzere idareciler adaletli olmalıdır!Özellikle dini temsil eden bir kuruluş altında görev yapanlar bu konuda çok daha hassas davranmalıdırlar.Çünkü din adamları toplumumuzda güzel dinimiz İslam’ı ve onun emrettiği güzel ahlakı temsil ettikleri için ayrı bir saygınlığa sahiptirler.Her biri o saygınlığa layık olmalı ve o saygınlığı muhafaza etmelidir. *** Müftü vekilimizin samimi açıklamalarına istinaden,Bu saygın kurum altında o saygınlığa leke düşürücü kim hareket etmişse O şahıs hakkında yasal işlem yapacağını,Bu saygınlığa leke düşürücü hareket eden kişiler hakkında gelen ihbar ve şikâyetleri iyi değerlendireceğini, kayıtsız kalmayacağını ümit ederek,Bundan sonra da dini temsil eden kurumların saygınlığının muhafaza edilmesi bakımından basın olarak bilgilendirme ve kamuoyunu aydınlatma görevimize devam edeceğimizi ifade etmek isterim.