Daha önce yazdım, tekrar yazmakta sakınca görmüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak’ta son 15 yılın en zayıf şeklinde temsil ediliyor… Haberal hocanın cezaevinde olduğu, partinin temsil yükünün tek milletvekili A.İhsan Köktürk’ün omuzlarına bindiği dönemde bile CHP Milletvekili düzeyinde bu kadar zayıf olarak temsil edilmiyordu. CHP’nin iki Milletvekili var, birini Ereğli halkı görmüyor, diğerini Zonguldak halkı görmüyor. Ha hakkını yemeyelim, Deniz Yavuzyılmaz’ı Zonguldak’ta kendine siyasi rant çıkaracak bir olay olduğunda şov yaparken görüyoruz. Halktan kopuklar! Kendi teşkilatlarından bile kopuklar! Bunu ezbere söylemiyorum. Kozlu İlçe danışma kurulu toplantısında seçildikte sonra birkaç kere kapısını zor açtıkları Kozlu ilçe Teşkilatını eleştirme hakkını kendinde bulan vekillere teşkilat mensuplarının kapak gibi ‘Siz bu teşkilatın kapısını kaç kere açtınız? Kaç kere arayıp sorup derdimizle,sıkıntımızla ilgilendiniz?’ şeklindeki sitem dolu sözleri gerçeği gözler önüne seriyor! Sadece halktan ve teşkilatlardan kopuk olsalar neyse, bulundukları makam kendilerinde öyle bir kibir duygusu oluşturmuş ki, kendi partisinin belediye başkanının kardeşinin cenazesine dahi katılmayacak kadar vefa duygusundan da yoksun bu vekil arkadaşlar. Oysaki, o cenaze töreninde Ak Partili Zonguldak Milletvekilleri bizzat katılıp CHP’li Belediye Başkanının acısını paylaşıp taziye dileklerini sundular… *** Seçildikten sonra Zonguldak’ın yolunu unutan, Genel Merkezin tribünlerine oynayan oynayan özellikle Deniz Yavuzyılmaz’ı, son günlerde Zonguldak’ta çarşı Pazar gezip, STK ziyareti yaparken görünce şaşırmadım desem yalan olur. Anlaşılan seçim kokusunu aldılar diye düşündüm. Bunu bir seçmen ve gazeteci olarak eleştirmek en doğal hakkım diye düşünerek sosyal medya hesabımdan bir paylaşımda bulundum. Hemen eski bir merkez ilçe yöneticisi özelden aradı. Aklı sıra Denizini savunmaya çalıştı. Denizinin halktan ve teşkilatlardan kopukluğunun sebebini açıklarken beni hayretler içinde bıraktı. Denizinin Genel Merkez tarafından verilmiş çok önemli görevleri ve sorumlulukları varmış… AKP’nin yolsuzluklarını bulup çıkarıyormuş! Bu yüzden Zonguldak’a gelip halk arasına katılma gibi bir şansı yokmuş… Vay beee. Bende kendisine şu soruyu sordum; Seçim eli kulağında bu arkadaşlar tekrar Zonguldak’tan aday gösterilirse, halkın yanına oy istemeye gittiklerinde ne diyecekler? ‘Kusura bakmayın biz seçildikten sonra Ankara’da parti içi çok önemli görevlerimiz olduğu için bize oy veren siz seçmenlerimizi hatta teşkilatlarımızı dahi unuttuk, uğramaz olduk. Bize tekrar oy verin Ankara’ya yollayın ceylan derisi koltuklarda oturup devletin en üst düzey imkânlarından faydalanmaya devam edelim. Partimiz bize önemli görevler verirse yine size uğrayamayız. O zamanda bize gönül koyup darılmayın’ mı diyerek vatandaştan oy isteyecekler. Yoksa sizin evladınız Deniziniz projeksiyonu dereyi geçene kadar devam mı edecek? Bu sorunun üstüne o eski merkez ilçe yöneticisi, çok (!) sosyal demokrat ve objektif bey sanırım verecek cevap bulamadı ki, ‘Sana Ali Bektaş ile başarılar dilerim’ diyerek konuşmayı sonlandırdı. İşte olayın özeti burada! Adaletten, hoşgörüden bahseden kişilerin, eleştiri kendilerine yada yandaşı olduğu kişilere yönelik olduğunda nasıl hazımsız bir tavır sergiledikleri ve içindeki kini nasıl dışa vurduklarını bir kere daha yaşayarak görmüş olduk. Onun için diyorum ki; Bu zihniyetten bir şey olmaz! Bu kafayla eleştirdiklerinizin elindeki güç ve imkanlar sizin elinizde olsa karşı fikirde olanlara ya da sizi eleştirenlere ne tür davranışlar sergilersiniz Allah bilir. Onun için önce zihniyet reformu yapın. Hazım probleminizi halledin!