Aslı yok yaylasında 1500 koyunum var benim, Herkes kesesinden yesin içsin, saltanatım var benim…. Aslında bu sözler yazının tamamının özeti niteliğinde. Her seçim dönemi öncesi göçmen kuşlar misali Zonguldak’a gelip yuvalanan, Zonguldaklıdan çok Zonguldaklı geçinen, Sözde Zonguldak’a hizmet aşkı ile yanıp tutuşan, Ancak tek amacı kapağı TBMM’ne atmak olan sahte yüzlüleri çok güzel anlatıyor bu iki satır söz… Zonguldak’ta evleri dahi olmayan, Kerhen anasının babasının, eşinin dostunun evini adres gösterip, Otellerde yatıp kalkanlar mı Ankara’da temsil edecek bu şehri? Mevcut örnekleri hala gözümüzün önünde. Hatırlarsanız bir önceki seçim döneminde, sahte sıcakkanlılığı ile hepimizin gönüllerini fetheden Zonguldak’ımızın evladı, Denizimiz vardı. Yıkadı, yağladı, alladı pulladı, oyları aldı,kapağı Ankara’ya attı. Şimdi, bırakın oy veren seçmeni, partiliyi, parti teşkilatındakiler bile zor görüyor yüzünü. *** Yine geçtiğimiz dönem Türkiye çapında trendi hızla yükselen İYİ Partinin Zonguldak’ta gösterdiği adaylar ile ayağına değil nasıl kafasına sıktığını herkes gördü. Aydın Tümen diye Ecevit Hükümetlerinin eski bakanı, Zonguldak’ı tanımayan, Zonguldak’ta da kimsenin tanımadığı birini birinci sıraya koymak kimin fikriydi hala inanması zor geliyor. İddia ediyorum adamın, son model Mercedes ve yanında korumalarla Zonguldak ve Kozlu’da yaptığı seçim gezileri bırakın İYİ Partiye oy kazandırmayı, oy vermeyi düşünenleri bile fikrinden vazgeçirdi. Aslında fırsat olsa da Genel Merkez yöneticilerine sorsak; Zonguldak halkı, Ankara’dan koyun olarak mı görülüyor? Ankara’dan Türkiye’nin siyasetine yön verdiğini sanan Genel Merkez yöneticileri, Cumhuriyetin İlk Şehri, Emeğin ve alın terinin başkenti, Türkiye Demokrasisinin beşiği Karaelmas Diyarının seçmenini, her önüne koyulana ses çıkartmayacak,evet diyecek kadar basiretsiz mi sanıyorlar? Atatürk ne güzel söylemiş; ‘Geçmişinden ders almayan milletler yok olmaya mahkumdur’ diye… Atatürk’ün bu güzel veciz sözünü bugünün siyasi konjonktürüne uyarlayacak olursak; ‘Geçmiş dönem gösterdikleri adaylardan ders almayan siyasi partiler sandığa gömülmeye mahkûmdur’ dersek yanılmış olmayız sanırım. *** IYI Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği Zonguldak temaslarında Zonguldak seçmeni tarafından kendisine gerekli mesaj iletildi. Akşener’in işyerini ziyaretinden memnuniyet duyduğunu ifade eden bir esnaf o güne kadar İl Başkanının kapılarını çalmamasından duyduğu rahatsızlığı da Akşener’e iletti.  Siyasetin malzemesi insan! İnsana dokunamıyorsanız siyaseti beceremiyorsunuz demektir. Valilik makamında oturmakla, il başkanlığı makamında oturmak çok farklı şeyler. Eski Vali Yavuz Erkmen’in bu açıdan yetersiz olduğu ayan beyan ortada. Bırakın halkla olan diyaloglarını, beyanatlarını gündeme taşıyan basın ile dahi diyalogları gelişmeye kapalı denilebilecek kadar kötü… Yavuz Erkmen’in hedefini bilmek için müneccim olmaya gerek yok! İlk seçimde birinci sıradan Milletvekili adayı olup, TBMM’ne girmekten başka bir amacı yok. Yani erken yada zamanında yapılacak bir genel seçimde İYİ Partinin birinci sıra adayı olacak eski Vali Yavuz Erkmen o güne kadar kapısını dahi açmadığı Zonguldaklı esnaf yada vatandaştan kendisini Milletvekili yapması için kapı kapı gezip oy isteyecek… Sonra ne mi olacak? Yazının başında iki satır türkü sözü ile yazının tamamını özetlemiştik gerçi ama şimdi birkaç söz ile sonrasını da özetleyelim; ‘Buyrun arkadaşlar davetim var benim Herkes kesesinden yesin içsin saltanatım var benim Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim (hey kekliğim hey) Kekliği düz ovada avlarım Kanadını kanadına bağlarım Şıkıdık mıkıdık şıkıdık mıkıdık oynarım’