Emeğin ve alın terinin başkenti sıfatını taşıyan Zonguldak,
Cumhuriyetin ilk illerinden olma özelliğinin yanı sıra,
Yıllarca ürettiği katma değer ile ülke ekonomisinin lokomotifi olmuş.
Merkezinde kömür ocakları,
İlçelerinde Türkiye’nin en önemli demir-çelik tesisleri,
Ankara ve İstanbul’a yakın mesafede sayılan bir şehir olma özellikleri ile,
Zonguldak’ın şimdilerde Türkiye’nin en gelişmiş şehri olması gerekirdi.
Çevremizde bizden ayrılan Karabük ve Bartın illeri bile bizden hızlı gelişti büyüdü.
Biz bırakın gelişmeyi geri gittik.
Buradan baktığımızda, geri kalmış olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki bir çok il gidip gördüğümüzde bizi gelişmişlik olarak hayrete düşürüyor.
Bunun tek açıklaması var şehir adına siyaseti bir kenara bırakıp birlik olmak, şehir bilinci oluşturmaktan geçiyor.
Karabük’ü ve Bartın’ı yıllardır MHP Belediyesi yönetiyor.
Ancak şehir adına tüm siyasi partiler, başta iktidar temsilcileri bir araya gelip şehre katkı sağlayabiliyorlar.
Daha önceleri ilçemiz olan Bartın ve Karabük bu anlayış ile hızla büyüdü gelişti.
Zonguldak’ta maalesef bu bilinci yakalayamadık.
Siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp,şehir adına bir şeyler yapmak için hala geç kalınmış sayılmaz.
Zonguldaklılık bilinci seçimden seçime değil,
Seçim bittikten sonra da canlı tutulmalıdır.
Siyasi partilerin dönemleri gelir geçer,
Ancak şehre sağlanan katkıdan,
Şehrin gelişip büyümesinden,
Hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun,
Toplumun her kesimi ve gelecek kuşaklar faydalanır.
GÜNÜN FIKRASI
Kılıbık adamın birinin canı kuru fasulye ister fakat karısına söylemeye çekinir.
Akşam eve gelince önce onu sinemaya götüreceğini söyler.
Bir süre sonra canının kuru fasulye çektiğini utana sıkıla söyler.
Tabi karısı her ne kadar istediği zaman sinemaya gidebileceğini bilse de kocasından teklif gelince memnun olur ve akşam yemeğini onun istediği biçimde hazırlar ve yemeği beraberce yerler.
Sıra gelir sinemaya gitmeye.
Giderler ve yerlerine otururlar.
Film başlar.
Kuru adamı sıkıştırır ve adam karısına eğilerek sorar:
-Hanım bir kuş uçurabilir miyim?
karısı:
*hadi uçur bakalım.
Adam ''zooorttt'' yapar.
Bir süre sonra yine kuru sıkıştırır ve adam sallandıktan sonra karısına eğilir ve :
-Hanım bir kuş daha uçurabilir miyim?
karısı :
*Hadi uçur bakalım
Adam ''zooorttt'' yapar.
Filmin yarısına gelindiğinde kuru yine sıkıştırır.
Adam biraz sabreder fakat nafile.
Karısına eğilir ve:
-Hanım son bir kuş daha uçurabilir miyim?
Karısı:
*Neyse uçur bakalım
bu esnada arkadaki adam elini adamın omzuna koyar ve :
+eğer bir kuş daha uçurursan anam avradım olsun yuvasını dağıtmazsam !!!..