Sitenin sağında bir giydirme reklam
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
Köşe Yazarı
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
 

MUAYENECİ PROFESÖRLER VE ÜNİVERSİTE HASTANESİ

Bülent Ecevit Üniversiitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin sadece Zonguldak için değil, tüm bölgemiz için ne kadar önemli ve değerli bir sağlık-eğitim yatırımı olduğuna ve sahip çıkmanın önemine dair defalarca yazılar yazan bir gazeteci olarak Zonguldak kamuoyunu günlerdir meşgul eden muayeneci profesörler ile ilgili yazıları günlerdir ilgi ve merak ile takip ediyorum. Öncelikle şuna vurgu yapmak isterim ki; İnsan hayatını ticaret olarak gören, aldığı paraya göre hastasına ilgi alaka gösterip, ettiği Hipokrat yeminine değil paraya bağlı hekimlik yapmayı yaşam ilkesi olarak gören, bu zihniyete hizmet etmek amacı ile Üniversite Hastanesini ya da Devlet Hastanesini araç olarak gören, çalıştığı kurumun teknik imkânlarını kendine çıkar ve menfaat sağlamak amacıyla kullanıp, devleti zarara uğratırken kendine kazanç sağlayan bir anlayışı şahsım ve bölge halkı adına şiddetle reddediyor ve kınıyorum. Ancak bunları dile getirirken, gözünü para hırsı bürümüş bu zihniyetin Zonguldak insanını sömürmesinin önünü kesmek için mücadele ederken de, Tıp Fakültemiz’de canla başla bölge insanına hizmet eden, tüm imkânsızlıklara rağmen mesleğinin gereğini yerine getirmeye çalışan doktorlarımıza da sahip çıkmamız, diğer anlayışla bir anılır hale getirmemeye gayret ederek bu temiz insanları ve kurumu yıpratmamaya özen göstermemiz gerekir diye düşünüyorum. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, 3 milyona yakın bir nüfusa hizmet eden ve asri çalışmaya çalışan bir üniversite hastanesi konumunda bölgenin en büyük sağlık ve eğitim yatırımı konumunda bir yapı. Daha önceki yazılarımızda da defalarca dile getirdiğimiz üzere hastanenin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntının getirdiği malzemesizlikten ötürü hizmet verememesi ayrıca mevcut tıbbi cihazların yenilenememesi Üniversitenin Hastanesinin en büyük sorunu. Bir diğer ekonomik sorun ise, Üniversitenin ödeme güçlüğü yaşaması muadili üniversite döner sermayelerine göre daha az ödeme yapmasına neden olmaktadır. Bu nedenlerle öğretim görevlisi bulmak zor olmaktadır. Ayrıca Zonguldak’ın küçük bir il olması ve olanak kısıtlılığı doktorların tercihi olmasını ne yazık ki imkânsız kılıyor. Bu kısıtlı imkânlardan bazılarını; Nöbet Parası verilmemesi, Döner sermaye ücretlerinin çok düşük olması vs. şeklinde sıralayabiliriz. Bu nedenlerden ötürü Zonguldak dışından Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni asistanların bile sorup, araştırdığı ancak gelmediği ifade ediliyor. Ekonomik şartlardan doğan imkansızlıklardan ötürü Doktorların BEÜ Tıp Fakültesini tercih etmemesi bir yana burada olanlarda ilk fırsatını bulduğunda Zonguldak’ı terk ediyor. Bazı bölümler eksik kadro ile hizmet vermeye çalışırken bazı bölümler kadro eksikliği yüzünden kapanma noktasına gelmiş durumda. Meselaa; Göğüs Cerrahi 3 Hoca Kadrosu ile hizmet vermesi gerekirken, şu an sahip olduğu hoca sayısı 1 kişi. Kalp Damar Cerrahisi 3 Hoca Kadrosu ile hizmet vermesi gerekirken, şu an 2 hoca ile hizmet veriyor. Onkolojide tek hoca var, olan da kaçarsa yerine bulamıyorlar. Bazı bölümler kapanmak üzere. Bazılarının eğitim verme yetkisi kalkmak üzere. Mesela, Cildiye Asistan almıyor! Çünkü hocası olmadığı için, YÖK eğitim yetkisini geri almış. Beş – Altı Bölüm bu durumda. Çünkü hoca bulunamıyor ya da eksik. Bu bağlamda Zonguldak’ı tercih eden ve muayene işleten Doçent, Profesörlerde bazı esnek şartları olduğu için burada kalmayı tercih ediyorlar. Yoksa çoğu büyük şehirlerde çok daha büyük paralar kazanma şansına sahip olduğu için Zonguldak’tan çekip gidiyor. Netice de Zonguldak insanı açısından değişen bir şey olmuyor. Burada iyi hoca bulamayan hasta şifa bulmak üzere büyük şehirlere gidiyor. Gözünü para bürümüş muayenecilerin kucağına orada düşüyor. Çektiği maddi ve manevi eziyet de yanına kar kalıyor. Bu demek değil dir ki, bu zihniyete göz yumulsun ya da yol verilsin. Kesinlikle hayır. Haksız kazanç elde etmek isteyenlerin ve mesleğin saygınlığına aykırı hareket edenler ile ilgili yasalar çerçevesinde olmayan her konu tüm devlet dairelerinde irdelenmeli. Üniversiteyi zedelemeden kurumsal bütünlüğüne zarar vermeden el birliği ile bu kurumu bilimsel açıdan ve hizmet kalitesini artırma yolunda neler yapabilir buna kafa yorulmalı. Siyasi irade ve şehri yönetenler bu konuda öncü olmalı. Çünkü en insan olarak en önemli şey sağlığımızsa, İnsanımıza hizmet etmek isteyenlerin en öncelikli konusu da şehrimizin insanına hizmet edecek bu önemli sağlık kurumuna sahip çıkmaları olmalıdır. Bunun yolu üniversitenin ekonomik sorunlarını çözmekten, Şehrin sosyal kültürel yaşantısına renk katmaktan ve başta havaalanı olmak üzere ulaşım açısından daha geniş imkânlar sağlamaktan geçmektedir.
Ekleme Tarihi: 07 Ocak 2021 - Perşembe

MUAYENECİ PROFESÖRLER VE ÜNİVERSİTE HASTANESİ

Bülent Ecevit Üniversiitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin sadece Zonguldak için değil, tüm bölgemiz için ne kadar önemli ve değerli bir sağlık-eğitim yatırımı olduğuna ve sahip çıkmanın önemine dair defalarca yazılar yazan bir gazeteci olarak Zonguldak kamuoyunu günlerdir meşgul eden muayeneci profesörler ile ilgili yazıları günlerdir ilgi ve merak ile takip ediyorum.

Öncelikle şuna vurgu yapmak isterim ki;

İnsan hayatını ticaret olarak gören, aldığı paraya göre hastasına ilgi alaka gösterip, ettiği Hipokrat yeminine değil paraya bağlı hekimlik yapmayı yaşam ilkesi olarak gören, bu zihniyete hizmet etmek amacı ile Üniversite Hastanesini ya da Devlet Hastanesini araç olarak gören, çalıştığı kurumun teknik imkânlarını kendine çıkar ve menfaat sağlamak amacıyla kullanıp, devleti zarara uğratırken kendine kazanç sağlayan bir anlayışı şahsım ve bölge halkı adına şiddetle reddediyor ve kınıyorum.

Ancak bunları dile getirirken, gözünü para hırsı bürümüş bu zihniyetin Zonguldak insanını sömürmesinin önünü kesmek için mücadele ederken de, Tıp Fakültemiz’de canla başla bölge insanına hizmet eden, tüm imkânsızlıklara rağmen mesleğinin gereğini yerine getirmeye çalışan doktorlarımıza da sahip çıkmamız, diğer anlayışla bir anılır hale getirmemeye gayret ederek bu temiz insanları ve kurumu yıpratmamaya özen göstermemiz gerekir diye düşünüyorum.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, 3 milyona yakın bir nüfusa hizmet eden ve asri çalışmaya çalışan bir üniversite hastanesi konumunda bölgenin en büyük sağlık ve eğitim yatırımı konumunda bir yapı.

Daha önceki yazılarımızda da defalarca dile getirdiğimiz üzere hastanenin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntının getirdiği malzemesizlikten ötürü hizmet verememesi ayrıca mevcut tıbbi cihazların yenilenememesi Üniversitenin Hastanesinin en büyük sorunu.

Bir diğer ekonomik sorun ise, Üniversitenin ödeme güçlüğü yaşaması muadili üniversite döner sermayelerine göre daha az ödeme yapmasına neden olmaktadır.

Bu nedenlerle öğretim görevlisi bulmak zor olmaktadır.

Ayrıca Zonguldak’ın küçük bir il olması ve olanak kısıtlılığı doktorların tercihi olmasını ne yazık ki imkânsız kılıyor.

Bu kısıtlı imkânlardan bazılarını;

Nöbet Parası verilmemesi,

Döner sermaye ücretlerinin çok düşük olması vs. şeklinde sıralayabiliriz.

Bu nedenlerden ötürü Zonguldak dışından Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni asistanların bile sorup, araştırdığı ancak gelmediği ifade ediliyor.

Ekonomik şartlardan doğan imkansızlıklardan ötürü Doktorların BEÜ Tıp Fakültesini tercih etmemesi bir yana burada olanlarda ilk fırsatını bulduğunda Zonguldak’ı terk ediyor.

Bazı bölümler eksik kadro ile hizmet vermeye çalışırken bazı bölümler kadro eksikliği yüzünden kapanma noktasına gelmiş durumda.

Meselaa;

Göğüs Cerrahi 3 Hoca Kadrosu ile hizmet vermesi gerekirken, şu an sahip olduğu hoca sayısı 1 kişi.

Kalp Damar Cerrahisi 3 Hoca Kadrosu ile hizmet vermesi gerekirken, şu an 2 hoca ile hizmet veriyor.

Onkolojide tek hoca var, olan da kaçarsa yerine bulamıyorlar.

Bazı bölümler kapanmak üzere.

Bazılarının eğitim verme yetkisi kalkmak üzere.

Mesela, Cildiye Asistan almıyor!

Çünkü hocası olmadığı için, YÖK eğitim yetkisini geri almış.

Beş – Altı Bölüm bu durumda.

Çünkü hoca bulunamıyor ya da eksik.

Bu bağlamda Zonguldak’ı tercih eden ve muayene işleten Doçent, Profesörlerde bazı esnek şartları olduğu için burada kalmayı tercih ediyorlar.

Yoksa çoğu büyük şehirlerde çok daha büyük paralar kazanma şansına sahip olduğu için Zonguldak’tan çekip gidiyor.

Netice de Zonguldak insanı açısından değişen bir şey olmuyor.

Burada iyi hoca bulamayan hasta şifa bulmak üzere büyük şehirlere gidiyor. Gözünü para bürümüş muayenecilerin kucağına orada düşüyor.

Çektiği maddi ve manevi eziyet de yanına kar kalıyor.

Bu demek değil dir ki, bu zihniyete göz yumulsun ya da yol verilsin.

Kesinlikle hayır.

Haksız kazanç elde etmek isteyenlerin ve mesleğin saygınlığına aykırı hareket edenler ile ilgili yasalar çerçevesinde olmayan her konu tüm devlet dairelerinde irdelenmeli.

Üniversiteyi zedelemeden kurumsal bütünlüğüne zarar vermeden el birliği ile bu kurumu bilimsel açıdan ve hizmet kalitesini artırma yolunda neler yapabilir buna kafa yorulmalı.

Siyasi irade ve şehri yönetenler bu konuda öncü olmalı.

Çünkü en insan olarak en önemli şey sağlığımızsa,

İnsanımıza hizmet etmek isteyenlerin en öncelikli konusu da şehrimizin insanına hizmet edecek bu önemli sağlık kurumuna sahip çıkmaları olmalıdır.

Bunun yolu üniversitenin ekonomik sorunlarını çözmekten,

Şehrin sosyal kültürel yaşantısına renk katmaktan ve başta havaalanı olmak üzere ulaşım açısından daha geniş imkânlar sağlamaktan geçmektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.