Benim ekreba Mustafa ağabey,’Ula uzun zamandır rüya görmeyisun, ne oldi senin rüyalarındaki ha o sempatik kuşa’ diyordu.
Uzun zaman aradan sonra yine tuhaf tuhaf rüyalar görmeye başladım.
Hem de, rüyamda Angara’dan uçup gelen kuşları gördüm.
Angaralı Sempatik Kara Kuş mu dersin,
Angaralı Kuş avcısı Akbaba’mı?
Ne ararsan hepsi var!
***
Allah hayırlara çıkartsın…
Hava parçalı bulutlu,
Kozlu Sahilindeyim.
Denizde dalga yok ama herkes havasında.
‘Buraya bunlar olmaz!’ denilmesine rağmen,
‘Okyanuslardaki dalgalara bile aynı sistem uygulanıyor’ denilen çuvallar patlamış!
Patlayan çuvalların içinden saçılan paralar, Karadeniz’in karanlık sularına gömülmüş gitmiş.
Sahildeki çuvalları patlatan Karadeniz’in hırçın dalgaları,
‘Bunlar böyle yan yana buraya konulmaz!’ denilmesine rağmen rant için yan yana inci gibi dizilen tanesi 30 Bin TL’lik kamelyaları da patlatmış,
Kamelyalar yerle bir tarumar olmuş!
***
Aaaa birde ne göreyim;
Kamelyaların altında çırpınan, çıkıp uçmak isteyen bir kuş,
Hem de, Sempatik tombik bir Kara Kuş!
E ben bu Sempatik Kuş’u bir yerden tanıyorum.
Şu Kozlu’da çevrilen tüm entrika filmlerinde başrolü oynayan Sempatik Kuş değimliydi bu?
Ama bunun burada ne işi var?
Rahmetli bunu bir daha çıkıp buralara gelmesin diye Ankara’da kafesine kilitlememiş miydi?
Tabi ya, her kafesinden çıkıp geldiğinde, sempatik diye kendisini seven, başını okşayanların kafasına pislememiş miydi bu Sempatik Kuş?
En son karnını doyuran iş adamının fotörüne pislemeye kalkmıştı!
E o zaman bunu kafesinden kim, niye çıkarttı ki?
***
Haa anladım, Ablası temiz partinin yönetimine girmek için evden çıkıp Zonguldak’a gelirken, kafesin kapısını açık bırakmış…
İstanbul’da yönetici ekibi ile oynadığı pokerden de yaptığı blöf ile üç harfliden üç-beş kuruşu kapan Sempatik Kuş yeniden cesaretlenmiş olacak ki, Allah Kerim’dir demiş, çıkmış gelmiş Kozlu’ya.
***
Neyse kamelyanın altında çırpınan sempatik kuşu gören yufka yürekli başkan, Sempatik kuşu eline alır almaz, ele avuca sığmayan Sempatik Kuş uçmuş gitmiş Bakka’nın karşısındaki kumsala konmuş…
Sempatik Kuş bu sefer yanlış yere konmuş!
Sen misin Bakka’nın karşısındaki Proje Alanına konan,
Ankara’dan çıkıp gelivermiş bir kuş avcısı!
Hem de öyle Acar, öyle yetenekli bir avcı ki, minik sempatik kuşları avlayıp pişirmeden çiğ çiğ yemeyi seviyormuş…
Belli ki, bizim sempatik minik tombik Kara Kuş bırakıp gittiği Kozlu ile aynı heyecanla döndüğü Kozlu’yu aynı sanıyor…
Vah zavallı vahh.
***
Rüya bu ya,
Alıyorum Sempatik Kara Kuş’u karşıma nasihat edeyim diyorum;
‘Ey sevgili tombik, sempatik kuş, belli ki sen Allah Kerim’dir deyip, ablamın kanatları altında yeniden uçarım hevesi ile kalkıp Angaralardan buralara kadar uçup gelmişsin ama yazık etmişsin. Sen yokken buralara Angaralardan seni bir lokmada yutacak akbabalar, kartallar, şahinler geldi tünedi. Seni buralarda uçurtmazlar, kanatlarını yolarlar. Sen git Angarada kendi kafesinde önüne konan yemi ye’ diyorum.
Canım benim, öyle sempatik, öyle masum, öyle sevimli gözlerimin içine bakıp da gülümsüyor ki,
Bu sempatik kuşun tüylerinin yolunacağını bilmek insanın içini sızlatıyor…
İşte uzun zaman aradan sonra böyle tuhaf bir rüya gördüm.
Allah hayırlara çıkartır inşallah.