Sitenin sağında bir giydirme reklam
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
Köşe Yazarı
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
 

ASLINDA HEPSİ BİRBİRİNİN LACİVERTİ

Sendika Nedir? Sendika; İşçilerin ya da işverenlerin ayrı ayrı olmak üzere iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular yönünden çıkarlarını korumak, yeni haklar sağlamak ve onları daha da geliştirmek amacıyla aralarında yasalar uyarınca kurdukları birlik olarak tanımlanır. Başka bir deyişle sendika, istihdam koşullarını sürdürmek ve geliştirmek için bir araya gelen çalışan gruplarıdır. Bir sendikanın tipik faaliyetleri arasında, üyelerine yardım ve hizmet sağlanması, kamu hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesi için çalışılması, politik kampanya ve endüstriyel eylemler için tüm çalışanlar için daha iyi ücret ve koşullar için toplu pazarlık yapılması sayılabilir.’ Şeklinde tanımlanıyor… *** Ülkemizde ne tür sendikalar var? İşveren Sendikaları; işverenlerin çıkarlarını savunmak amacı ile kurulmuş sendikalar. Başka bir deyişle ‘Patronlar Kulübü’ İşçi Sendikaları; İşçi sınıfının çıkarlarını korumak için kurulmuş sendikalar. Memur Sendikaları; Memur sınıfının çıkarlarını korumak için kurulmuş sendikalar. Birde bunların bağlı oldukları federasyonlar ve konfederasyonlar var! Özüne baktığınızda prensipte hepsi temsil ettiği zümrenin iş, kazanç ve kültürel konularda çıkarlarını korumayı amaç ediniyor. Yeni haklar sağlamayı, istihdam koşullarını sürdürmeyi ve geliştirmeyi hedef seçmiş. *** Tanımdan da açıkça anlaşılacağı üzere, bir siyasi görüşün ya da partinin savunucusu konumunda bulunurlar, siyasi faaliyetler sürdürürler demiyor! Ama Türkiye’deki sendikalara baktığımızda hepsi bir siyasi partinin ya da ideolojinin kuyruğuna takılmış, o çerçevede temsil ettiği zümrenin gücünden yararlanarak yöneticilerinin saltanat sürdüğü bir çiftlik haline gelmiş tablosu sergiliyorlar… Düşünce olarak iktidara yakın olana diğerleri, ‘Sarı Sendika’ yakıştırması yapıp istediği şekilde eleştirirken, diğerlerine bakıyorsunuz her biri başka bir siyasi ideolojinin ve partinin temsilcisi dernek haline getirilmiş vaziyette. Aslında hepsi birbirinin laciverti! *** Geçtiğimiz günlerde Eğitim-İş Sendikasına üye 7 öğretmen Diyarbakır'da PKK'dan evladını isteyen analara destek vermek için evlat nöbeti tutan anneleri ziyaret ettikleri için jet bir kararla Sendikalarından ihraç edildiler. Bu öğretmenlerden biri Kozlu’dan, Eğitim İş Kozlu Temsilcilik Yönetim Kurulu Üyesi Zafer İncebacak. Milli ve manevi duygularla yapılan bir ziyaretin sendika genel merkezi tarafından disiplin suçu kabul edilerek üyenin ihracı ne demektir? Olaya ilk tepkiyi Eğitim-İş Sendikası Kozlu temsilcisi Yeliz Öztürk gösterdi. Öztürk, ‘Vatan-cumhuriyet-emek çizgisinde sendikacılık yaptığını düşündüğüm için Atatürkçü kimliğim ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyet değerlerine olan bağlılığımın gereği olarak Eğitim İş sendikasına üye oldum.  2017 yılında da Kozlu İlçe Temsilcisi oldum. İhraç kararı hukukî olmadığı gibi demokratik değildir. Hiç kimse siyasî tercihleri ve tavırları nedeniyle dışlanmamalıdır. Biz demokratik haklarımızın geliştirilmesini savunurken, bu konuda iktidarı eleştirirken üyesini, yöneticisini ideolojik görüşünden dolayı ihraç eden anlayışı nasıl açıklayacağız? Bu kararla Eğitim İş ulusalcılıktan ve demokratiklikten kopmuştur. Diyarbakır'a giden Eğitim İş üyeleri dağa kaçırılan çocukların eğitim hakkını savundular. Eğitim İş, eğitim sendikası olarak eğitim hakkını savunmuyor mu? Tarikat yurtlarında yanan çocuklarımızı savunmadık mı? Okula gönderilmeyen kardelenlerimiz için "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları başlatmadık mı? Çalışmak zorunda olduğu için okula gidemeyen öğrencileri savunmuyor muyuz? Peki, terörün kandırdığı çocukların eğitim hakkını savunmaktan niçin kaçınıyoruz? Eğitim İş neden rahatsızlık duyuyor? Yoksa herkesin eğitim hakkını savunmuyor muyuz? Bu anlayışı reddediyorum. Bu anlayışı ben temsil edemem, bu ihraç kararı da beni temsil etmiyor. Bu nedenle Eğitim İş Kozlu Temsilciliğinden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.’ Şeklinde basına geçtiği yazılı açıklama ile sendikanın temsilciliğinden istifa ettiğini kamuoyuna duyurdu. *** Ardından ziyaret nedeniyle ihraç edilen 7 öğretmenden biri olan Zafer İncebacak yazılı bir açıklama yaparak, ihraç kararının tamamen ideolojik olduğunu savundu. Aynı sendikanın MYK’nın Kayyumlara karşı görevden alınan belediye başkanlarının yanında yer aldığına vurgu yapan İncebacak,  ‘Eğer Diyarbakır'da PKK'ya isyan eden anaları değil de görevden alınan belediye başkanlarını ziyaret etseydik ihraç mı edilirdik, yoksa demokrasi havarisi mi ilân edilirdik?’ sözleri ile çok dikkat çekici bir ayrıntıyı dile getirdi. *** Gözümüzün önünde cereyan eden bu olaylar ve daha niceleri, Türkiye’de sendikacığın hangi noktaya geldiğinin çok güzel bir kanıtı niteliğinde. Bu saatten sonra vaziyeti kurtarmak için yapılacak hiçbir açıklama bir anlam ifade etmez. Bu örnek ve daha niceleri üyelerin ve toplumun sendikal mücadeleye inancını ve sendikacılığa güveni bitirme noktasına getirmiştir. Eğer ki, bu yazıdan alınıp vaziyeti kurtarmak isteyen birileri çıkarsa ki, sanmam, Ona tavsiyem temsil ettiğiniz üyelerin ya da zümrenin hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız, öyle bir niyetiniz varsa, önce kimlerin kayığına bindiyseniz, o kayıktan inin ve  kimlerin kuyruğuna takıldıysanız oradan kopun.
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2020 - Perşembe

ASLINDA HEPSİ BİRBİRİNİN LACİVERTİ

Sendika Nedir?

Sendika; İşçilerin ya da işverenlerin ayrı ayrı olmak üzere iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular yönünden çıkarlarını korumak, yeni haklar sağlamak ve onları daha da geliştirmek amacıyla aralarında yasalar uyarınca kurdukları birlik olarak tanımlanır. Başka bir deyişle sendika, istihdam koşullarını sürdürmek ve geliştirmek için bir araya gelen çalışan gruplarıdır.

Bir sendikanın tipik faaliyetleri arasında, üyelerine yardım ve hizmet sağlanması, kamu hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesi için çalışılması, politik kampanya ve endüstriyel eylemler için tüm çalışanlar için daha iyi ücret ve koşullar için toplu pazarlık yapılması sayılabilir.’ Şeklinde tanımlanıyor…

***

Ülkemizde ne tür sendikalar var?

İşveren Sendikaları; işverenlerin çıkarlarını savunmak amacı ile kurulmuş sendikalar. Başka bir deyişle ‘Patronlar Kulübü’

İşçi Sendikaları; İşçi sınıfının çıkarlarını korumak için kurulmuş sendikalar.

Memur Sendikaları; Memur sınıfının çıkarlarını korumak için kurulmuş sendikalar.

Birde bunların bağlı oldukları federasyonlar ve konfederasyonlar var!

Özüne baktığınızda prensipte hepsi temsil ettiği zümrenin iş, kazanç ve kültürel konularda çıkarlarını korumayı amaç ediniyor. Yeni haklar sağlamayı, istihdam koşullarını sürdürmeyi ve geliştirmeyi hedef seçmiş.

***

Tanımdan da açıkça anlaşılacağı üzere, bir siyasi görüşün ya da partinin savunucusu konumunda bulunurlar, siyasi faaliyetler sürdürürler demiyor!

Ama Türkiye’deki sendikalara baktığımızda hepsi bir siyasi partinin ya da ideolojinin kuyruğuna takılmış, o çerçevede temsil ettiği zümrenin gücünden yararlanarak yöneticilerinin saltanat sürdüğü bir çiftlik haline gelmiş tablosu sergiliyorlar…

Düşünce olarak iktidara yakın olana diğerleri, ‘Sarı Sendika’ yakıştırması yapıp istediği şekilde eleştirirken, diğerlerine bakıyorsunuz her biri başka bir siyasi ideolojinin ve partinin temsilcisi dernek haline getirilmiş vaziyette.

Aslında hepsi birbirinin laciverti!

***

Geçtiğimiz günlerde Eğitim-İş Sendikasına üye 7 öğretmen Diyarbakır'da PKK'dan evladını isteyen analara destek vermek için evlat nöbeti tutan anneleri ziyaret ettikleri için jet bir kararla Sendikalarından ihraç edildiler.

Bu öğretmenlerden biri Kozlu’dan, Eğitim İş Kozlu Temsilcilik Yönetim Kurulu Üyesi Zafer İncebacak.

Milli ve manevi duygularla yapılan bir ziyaretin sendika genel merkezi tarafından disiplin suçu kabul edilerek üyenin ihracı ne demektir?

Olaya ilk tepkiyi Eğitim-İş Sendikası Kozlu temsilcisi Yeliz Öztürk gösterdi.

Öztürk, ‘Vatan-cumhuriyet-emek çizgisinde sendikacılık yaptığını düşündüğüm için Atatürkçü kimliğim ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyet değerlerine olan bağlılığımın gereği olarak Eğitim İş sendikasına üye oldum.  2017 yılında da Kozlu İlçe Temsilcisi oldum. İhraç kararı hukukî olmadığı gibi demokratik değildir. Hiç kimse siyasî tercihleri ve tavırları nedeniyle dışlanmamalıdır. Biz demokratik haklarımızın geliştirilmesini savunurken, bu konuda iktidarı eleştirirken üyesini, yöneticisini ideolojik görüşünden dolayı ihraç eden anlayışı nasıl açıklayacağız? Bu kararla Eğitim İş ulusalcılıktan ve demokratiklikten kopmuştur. Diyarbakır'a giden Eğitim İş üyeleri dağa kaçırılan çocukların eğitim hakkını savundular. Eğitim İş, eğitim sendikası olarak eğitim hakkını savunmuyor mu? Tarikat yurtlarında yanan çocuklarımızı savunmadık mı? Okula gönderilmeyen kardelenlerimiz için "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları başlatmadık mı? Çalışmak zorunda olduğu için okula gidemeyen öğrencileri savunmuyor muyuz? Peki, terörün kandırdığı çocukların eğitim hakkını savunmaktan niçin kaçınıyoruz? Eğitim İş neden rahatsızlık duyuyor? Yoksa herkesin eğitim hakkını savunmuyor muyuz? Bu anlayışı reddediyorum. Bu anlayışı ben temsil edemem, bu ihraç kararı da beni temsil etmiyor. Bu nedenle Eğitim İş Kozlu Temsilciliğinden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.’

Şeklinde basına geçtiği yazılı açıklama ile sendikanın temsilciliğinden istifa ettiğini kamuoyuna duyurdu.

***

Ardından ziyaret nedeniyle ihraç edilen 7 öğretmenden biri olan Zafer İncebacak yazılı bir açıklama yaparak, ihraç kararının tamamen ideolojik olduğunu savundu.

Aynı sendikanın MYK’nın Kayyumlara karşı görevden alınan belediye başkanlarının yanında yer aldığına vurgu yapan İncebacak,  ‘Eğer Diyarbakır'da PKK'ya isyan eden anaları değil de görevden alınan belediye başkanlarını ziyaret etseydik ihraç mı edilirdik, yoksa demokrasi havarisi mi ilân edilirdik?’ sözleri ile çok dikkat çekici bir ayrıntıyı dile getirdi.

***

Gözümüzün önünde cereyan eden bu olaylar ve daha niceleri, Türkiye’de sendikacığın hangi noktaya geldiğinin çok güzel bir kanıtı niteliğinde.

Bu saatten sonra vaziyeti kurtarmak için yapılacak hiçbir açıklama bir anlam ifade etmez.

Bu örnek ve daha niceleri üyelerin ve toplumun sendikal mücadeleye inancını ve sendikacılığa güveni bitirme noktasına getirmiştir.

Eğer ki, bu yazıdan alınıp vaziyeti kurtarmak isteyen birileri çıkarsa ki, sanmam,

Ona tavsiyem temsil ettiğiniz üyelerin ya da zümrenin hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız, öyle bir niyetiniz varsa, önce kimlerin kayığına bindiyseniz, o kayıktan inin ve  kimlerin kuyruğuna takıldıysanız oradan kopun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.