kavuşmak olsun gün,
sürgün versin umut ,
yemyeşil sarmaşıktan
sarmalaya sarmalaya,
özlem, alda gamzeli bir gül
hoyrattır soluğumda
vakitsizdir açışları, gülüşleri
hatırlatır sessizliğin sesi,
hüzünlü gün doğuşları,
sarılır boynuma mavi bir fularda
vakit hasat vakti
gün soyunur
yeşil urbaların cam eşiğinde yürür
tacını tahtını devire devire
bir gonca güldendir boyun büküşleri,
fırtınan eser camı çerçeveyi döke döke
perdeler düşer, kokunu sala sala
ben ölürüm, ya da öldüğümü sanırım öyle cansız ,
kolsuz, kanatsız
görenler uyur sanır, ya da sandığını sanır
onlar mı sanır, ben mi sanıyorum
bilmem,
bildiğim hep aynı kirpiklerin öpüşü
hep aynı düş ,
belki kabus,
belki bilinçli, bilinçsizlik,
belki de zihnimin oyunları
vakitli , vakitsiz
akıldan,terki diyardır
alda bir gül,
yeşilde bir sarmaşık,
mavide bir martı,
canda kanatsız bir serçe…
Sibel Karagöz