Bu günler de en önemli konu korona virüs aşısı yaptıralım mı yaptırmayalım mı?... Toplum ikiye bölünmüş durumda... Öncelikle şunu belirtmek isterim ki pandemiden çıkış yolu ya herkes hasta olacak ( toplum bağışıklığı) veya olmayanlara aşı yapılıp toplum bağışıklığını kısa sürede kazanacak, yani kısaca keşke bir aşı olsa ve herkese yetecek kadar olsa da salgının önüne geçebilsek. Ama daha halen güvenli aşı yok. İsterseniz En önde giden üç aşıyı tartışalım.
Moderna ABD kaynaklı, biontec - fhizer Alman kaynaklı sinovac ise Çin kaynaklı aşı şirketleridir.
Moderna ve biontec bugüne kadar hiç denenmemiş yöntemle aşı teknoloji ile covid 19 aşısı üretiyorlar. Virüsün RNA zincirinden bir parçası alıp (mRNA-Messenger RNA - haberci RNA) direk vücuda hidrojel içinde zerk ederek ulaştırıp yüksek düzeyde antikor elde etmeyi başardılar. Ancak bu teknik genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ürünleri dediğimiz ve açık tartışmalarda zararları dile getirilen bir yöntemin nerede ise aynısı. Bu aşının insan genetiğini değiştirebileceğini iddea eden bilim adamları mevcut. Dedikodu tarzında da olsa bu cins tartışmalar söz konusu.
Gelelim sinovac Çin aşısı ise klasik öldürülmüş virüs Çeperini içeren aşı teknolojisi ile üretilmiştir. Burada tüm aşılar halen faz 3 yani gönüllü insanlar tarafından kullanılmakta olup halen raporları mevcut değildir. Çin aşısı için ortada dönen rüşvet iddiaları bu aşılara güvensizliği sağlamışlar dır. Aşıları temin ettiğimizi var sayalım. Bu durumda bile bu aşıların güvenirliği için bir merkezi test yapan birimimizin olması gerekir aynı Amerikan FDA kurumu gibi. İşte böyle bir kurum olabilecek hıfz-ısıha kurumu kapatılmıştır. Ayrıca 50 milyon doz aşı için anlaşma yapılmış olup bu aşı 25 milyon kişi için 2 doz olarak hesaplanmıştır... oysa bizim nüfusumuz nerede ise 85 milyon civarında olup bir de 5 10 milyon arasında mülteciler mevcuttur. Eğer kendi halkına yapsan dahi mültecileri dışarıda tutsan da toplumsal bağışıklık söz konusu olamaz. Hesaplamalara göre de toplumun 30-20 si enfekte olmuş iyileşmiş gözükse de oluşan antikorlar 3-4 ay sonra ortadan kalkmakta ve sanki hastalık geçirmemiş gibi olmaktadır. Bu şartlarda antikoru olmayan herkese yapacaksak kabaca 90 milyon insan 180 milyon doz demektir ki bu aşı anlaşması ile bu doz halen temini zor bir durumu gösterir.
Kayseri Erciyes Üniversitesi aşı çalışmasında önde gitmektedir. Çin aşısı teknolojisi ile üretim aşamadındalar ama faz 3 ancak yazın sonuçları görülecek aşamadadırlar.
Bu da elimizde yetişkin elemanların olduğu ama uygun ortamlara sahip olmadıklarının bir göstergesidir .
Özetle
1-Aşı temini ve üretimi için ulusal bir merkezin var olması gerekir
2- Bu biyolojik savaşlar için savunma gerekliliğinin stratejik bir gerekliliğidir.
3-Dşarıdan alınacak aşıların etkisi ve olası yan etkilerinin tespiti için bir kabul merkezi şeklinde çalışacak merkez özelliğinde de olmalıdır Hıfzısıha kurumu kısaca şart bir kurumdur.