Koroner arter hastalıkları kalbin damar cidarının sertliği ve damarın tıkanması ile giden dünya ve ülkemizde en çok görülen ve en çok öldüren hastalıktır.
Hastaların büyük çoğunluğu erkek olup yaş ilerlemesi ile görülme sıklığı artar. Kolesterolün yüksek olması özellikle de LDL kolesterolün yüksek olması, genetik yatkınlık ( yani ailede koroner kalp hastalığı olması kontrolsüz şeker hastalığı, sigara içiciliği tansiyon yüksekliği bilinen en önemli hazırlayıcı nedenlerdendir.
Hastalığın belirtisi ağır yemek ile veya efor ile gelen göğüs ağrısıdır. Ağrı genellikle tam göğüs ortasında ve sıkıştırma şeklindedir. Bazen de mide sırt sol kol dişe vuran ağrı olabilir. Kısa süreli böyle bir ağrı da kalpten şüphe etmek gerekir.
Bu kişi da damar tıkanıklığı böyle bir belirti verir. Bazen de bu belirti verilmeden ani damar tıkanması ile infaktüs dediğimiz kalp kası ölümü olur. Böyle bir durumda kalp krizi 5 dk’dan daha uzun ve baskı şekilde bir ağrı olur. Terleme çarpıntı tansiyon düşmesi görülebilir.
Şeker hastasında ise durum böyle olmaz. Şeker hem sinir hem damar dokusunu harap eder. Sinir tutulumu damar tutulmasından farklı olarak yanlış bulgu verebilir
Mesela damar tıkanmadan o bölgenin siniri tutulması ağrı yapmasına neden olur ve yanlış sinyal verebilir. Ağrı olur ama kriz olmaz veya damarda tıkanma olur ancak sinir önceden harap olduğu için ağrı duyusunu taşıyamaz. Ses vermeden bulgu vermeden kriz geçirmiş olur.
Tanı için EKG, kalp sintigrafisi, BT koroner angio ve altın standart olarak koroner angio gerekir
Koroner angio sırasında Stent ve balon ile tedavi de sağlanabilir. Mümkün olmayan hastalara koroner by-pass önerilir. Önemli olan kalbin fonksiyonları bozulmadan bunları uygulamak gerekir.
Piyasada kalp damarlarının açılacağını iddia eden ürün satanlar bu tedavileri gerçekleştiremez.
Kalbin fonksiyonlarının bozulduğu hastalara yapay kalp destek cihazları ve sonunda kalp nakli gerekebilir.
Bunlardan korunmak için kontrol edebileceğimiz sigaradan uzak kalmak, tansiyonu düzgün tutmak, kolesterol ve kan şekerinin kontrolü ile koroner kalp hastalığından uzak durma şansımızı artırabiliriz. Genetik neden ve cinsiyet nedeni ile gelişen durum kontrol dışıdır. Kadınlar da menopoz sonrası erkek gibi risk altındadır. Kadınlık hormonu östrojen doğurgan kadınlarda koruyucu rol oynar. Ama istisna olarak çok da az olsa bu yaşta da kadında koroner kalp hastalığı olur.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi bölümleri bu hastalıkta tüm tedavi yöntemlerine ve olanaklarına sahip olup önemli ölçüde deneyim sahibidir.
Çok riskli hastalar bile tedaviye kabul edilmekte olup nakil dışında her işlem yapılmaktadır.
Normalde 1-2 olan ölüm riski mesela kriz geçirirken ölmek üzere olan bir kişiye yapılan işlemde veya ameliyatta 90 a kadar çıkabilir. Bu hastanın kalbinin kapasitesi ile ilişkilidir.
O yüzden geç kalınmadan tedavinin gerçekleşmesi önemlidir
Kişilerinde 40 y sonrası düzenli kardiyoloji kontrolünde olması gereklidir.
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı