Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, kimlerin, ne amaçla silah taşıyabileceği ve bunun nasıl ruhsata bağlanacağı,21.03.1991 tarih ve 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’te belirtilmiştir.
91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin ikinci bölüm, e fıkrasının 9’uncu maddesine göre Belediye başkanları ve il genel meclisi üyeleri, silah taşıyabilir ve Emniyet Müdürlüklerince adlarına Silah Taşıma Ruhsatı düzenlenir.
91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin ikinci bölüm, c fıkrasında ise Devlet, belediye, özel idare ve kamu iktisadi teşebbüslerinde koruma, bakım ve onarım işlerinde çalışanlardan;
1- Özel güvenlik teşkilatı kurulmayan kurum ve kuruluşlarda görevli bekçilere (görev yerinin dışına çıkarmamak şartıyla, görev sırasında demirbaş silahlarını taşıyabilirler) ibaresi ile belediyelerde koruma görevi üstlenen kişilerin hangi koşulda silah taşıyabileceği ve bunun ruhsata bağlanacağı belirtilmiş.
Yine aynı kanunun yönetmelik esaslarına görebirinci bölüm ikinci maddenin v fıkrasında Mustavi askeri personel olarak tanımlanan (Ek:25/10/2000 2000/1550 1.Md) Türk Silahlı Kuvvetlerinden, mecburi hizmeti tamamlayarak istifa etmek suretiyle ayrılan subay, astsubay, uzman jandarmalar ile en az on yıl görev yapıp sözleşmelerinin uzatılmaması sonucu veya kendi isteği ile ayrılan uzman erbaşlar gibi görev yapmış kişilere de kendi can güvenliklerini korumak amacıyla (!)Silah Taşıma Ruhsatı tanzim edilir.
***
Seçilmiş olsun ya da olmasın, Kamu görevi ifa eden kişilerin, can güvenliklerini tehdit edici herhangi bir unsur var ise, Devletin ilgili makamlarına (Savcılık-Valilik) başvurmaları koşulu ile kendilerine resmi koruma polisi tahsis edilir.
Bunun haricinde koruma görevleri 5188 Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile Özel Güvenlik Şirketlerinin yetkisine verilmiştir.
***
Oysa ki günümüzde halkın temsilcisi olan belediye başkanları tarafından kendilerini içinden çıktıkları halka karşı korumak amacı ile yine devletin resmi bir kurumu olan belediyelerde, bu yasaların ve yönetmelik maddelerinin hiç biri ile ilgisi olmayan, uygulamalara başvuruluyor.
***
Belediye başkanı, belediyede kadrolu işçi olan ve hiçbir silahlı koruma eğitimi olmayan şoförüne, Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’nden ricacı olarak (büyük ihtimalle can güvenliği maddesinden) silah taşıma ruhsatı alıp, kendisini korusun diye şoförün beline silahı koyuyor. İşçi kadrosundaki şoför, başkan seçimi kaybetse dahi, ayrıcalıklı vatandaş misali belinde silahla toplumda dolaşıyor.
Bu koruma polisi vasfına büründürülen, ama aslında belediyede çalışan onlarca, yüzlerce işçiden biri olan silahlı şoför, ister bir olay durumunda başkanı koruma amacıyla olsun, isterse başka özel bir amaçla olsun, bu silahı kullanacak olsa, ‘Sana bunu kullanma yetkisi ya da başkanı koruma görevini hangi yasa hangi yönetmelik verdi’ diye, kimse sormayacak mı?
***
Belediyede işçi kadrosundaki şoföre, silah ruhsatı almakla uğraşmadan, daha önce yaptığı görev icabı, silah taşıma ruhsatı olan şahsı, Belediyede temizlik işlerinde ya da, başka bir bölümde çalıştıracağım diye Hizmet alımı ile taşeron şirket üzerinden işe alıp, beli silahlı taşeron işçisini kendine koruma polisi tahsis eden belediye başkanları da var!
Bu şahıs ruhsat sahibi olsa dahi, ihtiyaç hasıl olduğunda hangi amaçla kullanacak o silahı?
Bu kendisine tahsis edilen silah taşıma yetkisini amacı dışında kullanmak değil midir?
***
Yaşanan, sonuçları toplum vicdanını sızlatan, birçok istemeyen, acı verici olaydan sonra, Silah Taşıma Ruhsatı almanın her geçen gün zorlaştığı ülkemizde, Belediyeler aracılığı ile cebinde Silah Taşıma Ruhsatı olan, beli silahlı, ne idüğü belirsiz insanlar topluluğu oluşturuluyor!
***
Sayın Valim, Sayın İl Emniyet Müdürüm, bu tür hassas bir konuda, hiçbir Belediye başkanının yasaları by-pass edici, uygulamalarda bulunmasına izin vermeyeceğinize olan inancımla, şu konuya bir el atsanız diyorum.
Kozlu’dan başlarsanız sevinirim.
Saygılarımla.