Ne mi demiştik?
Kendi İlçesinden ve kendi partisinden saygın,beyefendi bir siyasetçinin milletvekili olmasını istemedikleri için Genel Merkezin kapısını aşındıran iki soytarının seçim zamanı her zamanki yüzsüzlüklerini takınıp seve seve olmazsa diğer türlü şikayet ettikleri adamların arkasına takılıp kapı kapı dolaşıp oy isteyeceklerini söylemiştik.
Aynen de dediğimiz oluyor!
O, biri kel diğeri fodul iki mavi takım elbiseli şebek, takılmışlar istemezük dedikleri adayların peşine kapı kapı dolaşıyor, utanmadan sıkılmadan pişkin pişkin sırıtıp objektiflere poz veriyorlar.
Hâlbuki peşinde gezdikleri, istemezük diye Genel Merkeze gittikleri adayların bunlarla seçim çalışmasına çıkmadan önce bulantı hapı içtiklerinden haberleri yok.
Bu şebeklerin gözden kaçırdıkları bir şey daha var.
Onlar daha düne kadar “İSTEMEZÜK” diye bin bir entrika çevirip şikâyet ettikleri adayların yanında pişkin pişkin kameralara sırıtırken millet bunlara ulu orta sövüyor.
Sövsün, ne olacak?
Bunlarda utanma, arlanma, sıkılma yok ki !
Onursuzluk bunlarda,
Hırsızlık bunlarda,
Milletin ekmeği ile oynamak bunlarda,
Oy aldığı seçmenin ırzına, namusuna göz dikmek bunlarda.
Memleket bugüne kadar, bunlar kadar adi, haysiyetsiz,onursuz kişileri bir arada görmemişti.
İddia ediyorum, bundan sonra da göremez.
Millet sokakta şu şekilde dua ediyor; ”İnşallah tez zamanda erken yerel bir seçim olur da bu pisliklerden kurtuluruz.”