Bir Muz Cumhuriyetinin Subayı bir gün mesai saatleri içerisinde ansızın evine gider, kapıyı açar ve yatak odasında emrindeki asker ile karısını sevişirken yakalar.
Silahını çekip her ikisini de öldüreceği anda birden cinayet işlemekten vazgeçer.
Her ikisinin de canını birbirleriyle evlenmeleri şartı ile bağışlar.
Kumandan eşini boşar, askeri ile kadın evlenir.
Asker kumandanın eski karısıyla evlenmiş, yaşam devam ederken bir gün karısını iş ortağı ile yakalar.
Dünya başına yıkılır, silahına davranarak her ikisini de orada öldürür.
Kadın ve aşığı mezara, kocası cezaevine girer.
Olayı duyan eski subay koca, eski karısını ve aşığını öldüren eski askerini cezaevinde ziyarete gider.
Adam şaşırır, ‘Senin burada ne işin var? Neden geldin?’ der.
Eski Subay ders niteliğinde bir cevap verir;
‘Şimdi anlayabiliyor musun, seni karımla yakaladığımda her ikinizin de canını evlenmeniz koşulu ile neden bağışladığımı?
Şimdi senin yerinde demir parmaklıklar arkasında ben olacaktım.
Eğer bir insanın ruhunda ihanet varsa, birine ihanet eden diğerine de ihanet eder.
Senin yaşadığın ise ihanetin bedeli’ der…
***
Ak Parti’de uzun yıllar şu anki kadrolarla aynı merkezde siyaset yapan, makam mevki sahibiyken her şeye eyvallah diyen, R. Tayyip Erdoğan ve politikalarının en büyük savunucusu olan, mevkisini makamını kaybedince Recep Tayyip Erdoğan’a bayrak açarak parti kuran eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu ‘Gelecek Partisi’ teşkilatlanma çalışmaları yaparken görülüyor ki, tercihini kendisi gibi ihanetçi isimlerden yana yapıyor.
Bu bağlamda Zonguldak İl başkanı olarak eski Ak Parti Kozlu Belde başkanı ve eski belediye meclis üyesi olan ve son seçimlerde Kozlu’dan Ak Parti’nin adayı Ali Bektaş’a seçim kaybettirmek için büyük çaba harcadığı iddia edilen Hikmet Aydın’ı İl Başkanı olarak tayin edilmesi kamuoyunda, ‘Bunlar başlangıcı ihanetçilerle yapmışlar, topluma nasıl gelecek vaad edebilirler ki?’ şeklindeki yorumlara sebep oldu…
Hal böyle olunca insan merak ediyor tabi, yeni kurulan bir partinin başına bu tür yapıda insanları koyarsa kim inanır, kim güvenir de gider bu Davutoğlu’nun partisinin peşinden?
Denilen o ki, gömleğin düğmeleri baştan yanlış iliklenmiş, iki yakanın bir araya gelme ihtimali yok…