Aslında yazının başlığını ilk olarak, ‘Biri bu Valiyi Durdursun’ şeklinde dikkat çekici bir başlık olarak düşünmüştüm ama sonra kendime ‘Dur ne yapıyorsun, durdurmak mı? Sözde bile olsa Allah korusun Kimse böyle bir Valinin hızını bile kesmesin’ diyerek, mevcut halinde yani ‘Yok Böyle bir Vali’ şeklinde başlık atmaya karar verdim. Belki de böyle bir Vali vardır da, Zonguldak olarak bu güne kadar bize pek denk gelmedi. Geldiği günden beri Zonguldak Valisi Ahmet Çınar’ı büyük bir hayranlık ve takdir ile izliyorum. Hani derler ya, ‘Zonguldak’ta sıkmadık el, basmadık yer bırakmadı’ diye, Geldiği günden beri çalışma temposu tek cümle ile bu şekilde açıklanabilir. Unutulan, makûs talihli bir şehrin evlatları olarak özlemişiz böyle yöneticileri. Yalnız siyaset kurumununda Vali bey’in çalışmaları vereceği destek, sağlayacağı katkı bu anlamda çok önemli. Beş milletvekilimiz var ve her birinin siyasi parti ayrımı olmaksızın Vali Bey’in şehrin gelişimi adına yaptığı tüm çalışmaların Ankara’da takipçisi olması lazım. Mesela öncelikle Havaalanının acilen tarifeli iç hat seferlerine açılmasından başlayıp, Kaymakamlığın defalarca ilgili kurumlarla yazışmasına rağmen, 45 Bin nüfuslu Kozlu İlçesine hala neden Noter atanmadığı ile devam edebilirler. MAHMUT HOCA RÜZGÂRI DEVAM EDİYOR Bülent Ecevit Üniversitesine ilk Rektör olarak atandığında, ‘ BEÜ’nün yeni, genç, dinamik Rektör’ü Prof.Dr.Mahmut Özer Hoca, Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hocası kadar olmasa bile ona yakın Zonguldak’ta iz bırakacak’ demiştim. Aynen dediğim gibi oldu. İki dönem yaptığı Rektörlük görevi süresince Bülent Ecevit Üniversitesini adeta uçuşa geçiren Mahmut Hoca’nın ÖSYM Başkanı olarak Ankara’ya gitmesi, biraz olsun içimizi burksa da, Zonguldak’ın bir değeri olan Mahmut Hocayı öyle bir makamda görmek bir Zonguldaklı olarak beni ve benim gibi düşünen birçok kişiyi mutlu etti ve gururlandırdı. Telefonla arayıp tebrik etsem de, ÖSYM’deki makamına tebrik ziyaretine gidemeden Mahmut Hocamız, 24 Haziran seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı gibi çok önemli başka bir göreve getirilmesi bir kez daha kendisi ile ilgili sevinip gururlanmamızı sağladı. ‘İltifat marifete tabidir’, gibi çok güzel atasözlerimiz vardır bizim. Bu bağlamda Mahmut Hocaya ne kadar iltifat etsek, kendisi ile ne kadar gurur duysak azdır. Eminim bulunduğu bu makamda da Zonguldak’a oldukça katkıları olacaktır Mahmut Hocamızın. Rüzgârının devam etmesi dilek ve temennilerimizle yeni görevin bir kez daha hayırlı olsun Mahmut Hocam.  DOLAR –PİYASALAR-FIRSATÇILAR On gün içerisinde ABD’nin ülkemizde ajanlık yaparken tutuklanan rahibi bahane ederek Ortadoğu’daki amaçlarına ulaşmak için ülkemizde oynadığı bir dizi oyunu ülke olarak izliyoruz. Bakanlarımıza uygulanan müeyyidelerden sonra ihraç ürünlerimize konulan vergiler ve Döviz kurundaki ani yükseliş bu oyunun sadece birer parçaları. Devletimiz bu çerçevede çeşitli tedbirler alarak ve karşı yaptırımlar uygulayarak bir yandan dövizin ateşini düşürmeye kalkarken diğer yandan da üzerimize bu oyunu kuranlara gerekli cevapları vermeye çalışıyor. Ülke olarak dövizin anormal artışı ile darmadağın olacağımızı düşünenler, milletimizin bu tür zor durumlarda kenetlenmesi ile hayal kırıklığına uğradılar. Ancak bu durumda ülkenin büyük bir bölümü kenetlenirken, içimizdeki hainler fırsatçılık yapmayı marifet biliyorlar. Böyle bir ortamda üretimi dolara bağlı olmayan, ithal ürün satmayan firmalar bile ya siparişleri iptal ediyor, ya da fiyatlara yüzde 100 zam yapıyorlar.  Tedarikçiler zor durumda! Bu durum vatan hainliğinin değişik bir modelidir Bu tip sanayici ya da iş adamı, sıfatı her neyse, hükümet ve bakanlıklar tarafından takip altına alınıp gerekli ceza-i müeyyide uygulanmalıdır. Ayrıca Hükümet, döviz kuru ile ilgili ABD’nin üzerimize geldiği şu ortamda ülke içerisindeki dolar cinsinden ev ve işyeri kiralamalarını hemen sonlandırmalıdır. Vatandaş bir yandan yastık altındaki doları bozduracak, diğer yandan AVM’deki işyeri sahibi kirasını dolarla isteyecek! Olmaz böyle bir şey. Stokçulara ve fırsatçılara devletimizin ilgili kurumları denetim gerçekleştirip vatandaşın mağdur edilmesini engellemelidir. İşte o zaman tam anlamıyla milli birlik beraberlik olur. Bu işin siyaseti partisi yok. Başka Türkiye yok! Ya Birlik olacağız ya da yok olacağız…