Bakalım sırada şimdi ne var? Eleştiriler insanları olgunlaştırır derler. Tabi bu söz eleştiriden ders çıkaran kendini geliştirme çabası içinde olanlar için geçerli bir söz! Eleştiriye tahammülü olmayan, Bütün sorunları ya bir şeyler vaat ederek ya da tehdit edip korkutup sindirerek çözeceğini sanan Ertan şimdiye kadar yaşamında hiç görmediği bir şekilde belediye başkanlığı makamının da verdiği güç ve statü farklılığı ile makamının gerektirdiği ağırlık ve sorumluluk duygusundan çok uzak öyle hareketlerde bulunuyor ki, şahit olan ya da duyanlar kulaklarına inanamıyor. *** Eleştirilerimize tahammül edemeyen Ertan makamının verdiği gücü kendi gücü sanarak geçtiğimiz Temmuz ayında beni telefonla arayarak tehdit etti! Onu yazmayacaksın(!) Bunu yazmayacaksın(!) Sonra karışmam Kozlu küçük yer ona göre (!) Gibi sözler ederek aklı sıra beni korkutup sindireceğini sandı. Oysaki böyle ucuz tehditlere pabuç bırakmayacağımı, Seçimler öncesi KGC’ye gelip gazeteciler önünde Belediye Başkanı olursam şöyle olur, böyle olur şeklinde tehditler savurduğu zaman da verdiğim tepkiden böyle tehditlere boyun eğmeyeceğimi anlamış olması gerekirdi. Anlayamamış yazık! Ben ne yaptım yasal yollara başvurdum. Konuyu hukuka taşıdım. Şahin’in beni tehdit ettiği telefon konuşması ile ilgili dava devam ediyor. *** Ardından evimin suyunu borcumdan dolayı kestirdi. Borcumu ilgili yasanın bana tanıdığı haklar çerçevesinde yapılandırdım ve ödedim. Ertan ne yaptı? Kozlu’da bu güne kadar hiçbir belediye başkanının yapmadığı şekilde, borcunu ödediğim halde açılması gereken evimin suyunu kanunsuz olarak açtırmama talimatı vererek, görevini kötüye kullanmak sureti ile aklı sıra beni ve ailemi susuz bırakarak cezalandırmaya kalktı. Amacı neymiş? Ne istiyormuş? Gidip ondan özür dileyecekmişim! Ben ne yaptım? Yine hukuka başvurdum. Ertan’ın yaptığı hukuksuzluğa mahkeme dur dedi ve ihtiyati tedbir kararı ile evimin suyunun açılmasına hükmetti. Mahkeme kararı neticesinde Ertan seve seve açmadığı suyu açtırdı. *** Hırsı ve kini aklının ötesine geçmiş Ertan ardından ne yaptı dersiniz? Müteahhitleri iş adamlarını arayarak benim gazeteme reklam vermemelerini, abonelerini iptal etmelerini emretti. Adamları işlerini engellemekle tehdit etti. *** Yetmedi hızını alamadı, Aktif olan tüm gazetecilerin kullandığı, özel halk otobüs firması tarafından gazetemize de iki adet verilmiş olan ücretsiz ulaşım kartlarımızı  (KOZKART) talimat vererek iptal ettirdi. Neymiş efendim, başkana dilekçe ile başvurup yeniden kart talep edecekmişiz. Bahaneye bak! Cebimizdeki kart için neden dilekçe verip kart talebinde bulunalım? Amaç ayağına getirtmek… Yemezler, al KOZKART’ını koy cebine Ertan. Senin olsun. *** Şimdi ödüm patlıyor, Korkudan ne yapacağımı bilemiyorum. Ertan’ın bir sonra ki hamlesi ne olacak acaba diyorum… Ben bunun KozKart’ını iptal ettim bu hala Zonguldak’a nasıl gidiyor diye düşünüp, Bu seferde tutup Akaryakıt istasyonlarına benim arabalarıma akaryakıt verilmemesi talimatını verirse ne yaparım diye hayıflanıyorum. Düşünebiliyor musunuz? Arabayı çekmişim akaryakıt istasyonuna ‘Depoyu doldur’ diyorum. Pompa görevlisi, ‘Ağbi senin burada paran geçmez. Başkanın talimatı var sana yakıt veremeyiz’ diyor. Ne yapalım ona da buluruz bir hal çaresi herhalde. *** Ne demişler kundakta giren, teneşirde çıkarmış. Ertan’ın değişeceğine hiç ihtimal vermiyorum ama Onunda bilmesi gerekir ki, böyle ucuz ayak oyunlarına pabuç bırakacak göz bende yok! Tehdit,şantaj, zorlama yemiyor Ertancığım. Takdiği değiştir artık. Ya da ne diyeyim, Allah ıslah etsin akıl fikir versin…