Sitenin sağında bir giydirme reklam
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
Köşe Yazarı
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
 

SAĞDUYU VE SUKUNET

  Bugün bir banka müdürü dostumla sohbet ederken sordu; ‘Ne olacak bu şehirdeki medya savaşları?’ Zonguldak’ a gelmeden medyasının tahlilini yapmış İl Emniyet Müdürü A.Metin Turanlı’nın da ilk mesajı, ‘Medya kavga etmekle değil, şehrin gelişimine katkı sağlamak için çalışsın’dı… Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz geçtiğimiz hafta çıktığı televizyon programında, ‘Basın mensupları birbirine saygılı olsun.Siz birbirinize saygılı olmazsanız,kimse size saygılı olmaz.Biz kimse için kimseyle kavga etmiyoruz,kimse de bizim için birbiriyle kavga etmesin.Buna prim vermem’ diyordu… Yani, Zonguldak basını arasındaki kısır kavgalardan siyasetçisinden bürokratına herkes rahatsız. Öyle görünüyor ki, bir tek kavga edenler rahatsız değil! Eminim aslında onlarda rahatsızdır, Ancak üretmekten aciz olanlar, birilerinin kavgasından nemalanmayı alışkanlık haline getirmiş, Kendi başarısı ile değil, sebebiyet verdiği başkalarının başarısızlığı ile mutlu olmayı marifet bilenler seviyeyi buralara kadar çekiyor. Ne güzeldir o atasözü, ‘Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz’ *** Şu gazetecilik gerçekten çok ilginç bir meslek. Seviyenin en üst düzeyde olması gereken bir meslek grubunda eğitimsiz, ehil olmayan kerameti kendinden menkul kişilerin hiçbir belge ve şart aranmaksızın bu işi yapmaya kalkışması yüzünden ülke genelinde yerelde en fazla da Zonguldak’ta seviye yerlerde sürünüyor. Sıvacı, kalebodurcu, kalorifer yakıcısı olmak için bile ustalık belgesi isteniyor ama gazetecilik yapmak için bir belge istenmiyor. Bakkal dükkânı açmak için esnaf sicilinden tutunda, meslek odası vs. birçok belge istenirken gazete kurmak için A4 kâğıdına yazılan bir dilekçe yeterli oluyor. E hal böyle olunca da önüne gelen gazete sahibi ve gazeteci oluyor. Çalışan maaşını alamıyor patronuna kızıyor gazete kuruyor, Siyasetçi gazeteciye kızıyor gazete kuruyor. Kuran kurana… Ama siyasetçiye kızan gazeteci parti kuruyor ya da "ben bundan iyisini yaparim" diyerek siyasete atılmıyor. Doğrusu da herkesin kendi işini yapması değil mi zaten? *** Bu pozisyonda ilk bakışta zenginmiş gibi görünen basın, aslında her anlamda sefilleri oynuyor. Haliyle böyle bir basına sahip şehirde her bakımdan sefilleri oynuyor. Atatürk’ün dediği gibi milletin müşterek sesi değil, sahibinin sesi oluyor. Milleti aydınlatmayı yol göstermeyi bırakın kendini aydınlatıp yolunu bulamıyor. Ne mektep olabiliyor ne de rehber, Belki bir kuvvet oluyor ama kontrolsüz kuvvet oluyor. Tehlike saçıyor. Bu şartlar altında dahi icra ettiğimiz mesleğin bize yüklediği sorumluluk duygusundan kaynaklı bir çağrıda bulunmak istiyorum.  Sadece gazetecilere değil bu şehri sevdiğini iddia eden herkese. Siyasetçisine, bürokratına, yurttaşına; Gelin kavgayı bırakın.  Onurluca kendimize değil şehrimize katkı sağlamak için sağduyu ve sükunet içerisinde el ele verip kendi işlerimizi yapalım.  Unutmayalım ki bu şehir kalkinirsa hepimiz kazanırız. Onun için biraz sağduyu ve sükunet...  
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2017 - Pazartesi

SAĞDUYU VE SUKUNET

 

Bugün bir banka müdürü dostumla sohbet ederken sordu;

‘Ne olacak bu şehirdeki medya savaşları?’

Zonguldak’ a gelmeden medyasının tahlilini yapmış İl Emniyet Müdürü A.Metin Turanlı’nın da ilk mesajı, ‘Medya kavga etmekle değil, şehrin gelişimine katkı sağlamak için çalışsın’dı…

Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz geçtiğimiz hafta çıktığı televizyon programında, ‘Basın mensupları birbirine saygılı olsun.Siz birbirinize saygılı olmazsanız,kimse size saygılı olmaz.Biz kimse için kimseyle kavga etmiyoruz,kimse de bizim için birbiriyle kavga etmesin.Buna prim vermem’ diyordu…

Yani, Zonguldak basını arasındaki kısır kavgalardan siyasetçisinden bürokratına herkes rahatsız.

Öyle görünüyor ki, bir tek kavga edenler rahatsız değil!

Eminim aslında onlarda rahatsızdır,

Ancak üretmekten aciz olanlar, birilerinin kavgasından nemalanmayı alışkanlık haline getirmiş,

Kendi başarısı ile değil, sebebiyet verdiği başkalarının başarısızlığı ile mutlu olmayı marifet bilenler seviyeyi buralara kadar çekiyor.

Ne güzeldir o atasözü, ‘Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz’

***

Şu gazetecilik gerçekten çok ilginç bir meslek.

Seviyenin en üst düzeyde olması gereken bir meslek grubunda eğitimsiz, ehil olmayan kerameti kendinden menkul kişilerin hiçbir belge ve şart aranmaksızın bu işi yapmaya kalkışması yüzünden ülke genelinde yerelde en fazla da Zonguldak’ta seviye yerlerde sürünüyor.

Sıvacı, kalebodurcu, kalorifer yakıcısı olmak için bile ustalık belgesi isteniyor ama gazetecilik yapmak için bir belge istenmiyor.

Bakkal dükkânı açmak için esnaf sicilinden tutunda, meslek odası vs. birçok belge istenirken gazete kurmak için A4 kâğıdına yazılan bir dilekçe yeterli oluyor.

E hal böyle olunca da önüne gelen gazete sahibi ve gazeteci oluyor.

Çalışan maaşını alamıyor patronuna kızıyor gazete kuruyor,

Siyasetçi gazeteciye kızıyor gazete kuruyor.

Kuran kurana…

Ama siyasetçiye kızan gazeteci parti kuruyor ya da "ben bundan iyisini yaparim" diyerek siyasete atılmıyor.

Doğrusu da herkesin kendi işini yapması değil mi zaten?

***

Bu pozisyonda ilk bakışta zenginmiş gibi görünen basın, aslında her anlamda sefilleri oynuyor.

Haliyle böyle bir basına sahip şehirde her bakımdan sefilleri oynuyor.

Atatürk’ün dediği gibi milletin müşterek sesi değil, sahibinin sesi oluyor.

Milleti aydınlatmayı yol göstermeyi bırakın kendini aydınlatıp yolunu bulamıyor.

Ne mektep olabiliyor ne de rehber,

Belki bir kuvvet oluyor ama kontrolsüz kuvvet oluyor. Tehlike saçıyor.

Bu şartlar altında dahi icra ettiğimiz mesleğin bize yüklediği sorumluluk duygusundan kaynaklı bir çağrıda bulunmak istiyorum. 

Sadece gazetecilere değil bu şehri sevdiğini iddia eden herkese.

Siyasetçisine, bürokratına, yurttaşına;

Gelin kavgayı bırakın. 

Onurluca kendimize değil şehrimize katkı sağlamak için sağduyu ve sükunet içerisinde el ele verip kendi işlerimizi yapalım. 

Unutmayalım ki bu şehir kalkinirsa hepimiz kazanırız.

Onun için biraz sağduyu ve sükunet...



 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.