Sitenin sağında bir giydirme reklam
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
Köşe Yazarı
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
 

RÜYAMDA YİNE SEMPATİK KUŞ’U GÖRDÜM

Öyle pek fazla rüya gören birisi de değilimdir aslında. Ancak uzun zaman aradan sonra, aylar önce rüyamda gördüğüm o sempatik kara kuş tekrar rüyama girdi. Önceki dönem Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın başlatarak ilk iki etabını gerçekleştirmesine rağmen, üçüncü etabı bir türlü bitirilemeyen Prestij Park Projesi’nin, ikinci etabı ile üçüncü etabı arasında bir yerlerde oturmuş denizi seyrederken, gelip yanıma konan sempatik kara kuşla bir yandan denizin maviliklerine bakıp, diğer yandan sohbet ediyoruz rüyada… ‘Naber kuş? Epeydir görünmüyorsun? Bir sıkıntı, bir rahatsızlık yoktur inşallah?’ diyorum. Sempatik kara kuş, bir yandan yüzündeki gülücük ile canının sıkıntısını gizlemeye çalışsa da, gözlerindeki ifade ve ses tonundaki titreme onu ele veriyordu… Hey gidi kuşum hey, bilirsin seni severim. Gerçi sen beni dost olarak hiç gördün mü bilmem ama, hatırlarsan yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce seninle sırça sarayında yaptığımız bir sohbette, tüm samimi ve dostane duygularımla birlikte sana, ‘Bak kardeş sen iyi bir kuşsun, uçacağın yerleri, konacağın meskenleri, iyi hesap et! Sakın ben iyi uçarım, sonra da Kozlu’nun anahtarını boynuma takarlar diye umut etme. Senden evvel Kozlu’nun anahtarını alıp boynuna asanlar, bırakıp kaçtı, leb-i deryalarda kayıplara karıştı. Sende kaybolur gidersin! Dikkatli ol! Kişiler ile olan ilişkilerine ve kişilere dikkat et! Çapraz ilişkilere girme!’ demiştim. Sen ne demiştin hatırlıyor musun kara kuşum? ‘Yok ben hiçbir tehlikeli, yasak, legal olmayan yerde uçmam. Her işim nizami ve düzgündür. Beni hiç kimse alengirli işlerin içerisine çekemez’ demiştin. Şimdi durum ne merkezde sevgili kuşum? Memlekette ne kadar alengirli, yasal olmayan ama yasal kılıfına uydurulmak istenilen işler varsa senin adınla beraber anılıyor! Çapraz, içinden çıkılmaz, ticari ve siyasi ilişkilerden mevzu bahis açıldığında, bir yerinde mutlaka sende varsın be kuşum! Ali babanın kafesinden uçtun, Şahin diye leş yiyici Akbabaların kanatlarının altına girdin! Bu susuz çölde, Şahin sandığın leş etiyle beslenen Akbaba, sana merhamet eder mi diye bekliyorsun şimdi kara kuşum. Belki sözlerim hoşuna gitmiyor, bildiğin ama dışa vuramadığın gerçeklerin yüzüne karşı söylenmesi seni rahatsız ediyor, ama sana yine dostça söylüyorum, Sevgili kara kuşum, bu çöldeki ne Şahinlerde ne de Akbabalarda sana gösterilecek merhamet arama. Onların amacı hayatlarını idame ettirebilmek uğruna, diğerlerinin ölüme terk ettiği leşi, parçalayıp yemek ve yavrularına getirmektir! Rüya bu ya sempatik kara kuş dile geliyor… ‘Sen haklıydın ağabey, öyle bir çarkın içerisine girdim ki nasıl olduğunu anlayamadan, bilmeden, şimdi çık çıkabilirsen. Vatanıma uçup geldiğimden nefret ettim, bin pişmen oldum. Yine uçup gitsem uzak diyarlara diyorum ama buradaki pisliklerden paramı, pardon paçamı kurtaramıyorum. Ama beni bu hallere koyan, ilk önce dünyada Cenneti gösterip, sonra Cehennemi yaşatan ilk sahibim Ali Baba ve onun kankisi Hamdi bey… Sen haklıydın gazeteci abi, ama şimdi asıl aklımın ermediği, bana iyi niyetli gibi yaklaşan, bir verdiğime karşı üç kazanacağımı vaat eden, ancak her Allah’ın günü istek ve talepleri bitmeyen bu Şahin görünümlü Akbabalardan nasıl kurtulacağım konusu… Ali babaya laf eder, ondan dert yanarken, bunlar bana Ali babayı mumla aratacağa benziyor! E söyle bakalım gazeteci abi, nasıl kurtulacağım ben bu sarmalın içerisinden’  dedi sempatik, sevimli kara kuş… ‘Vallahi sevgili kardeşim, kara kuşum çatal karam, çocukken büyüklerimiz bir yanlış yapıp onlardan düzeltmelerini istediğimizde,‘Düştüğün gibi kalkacaksın’ diye nasihat ederlerdi. Senin durumunda şimdi o misal… Ama sana son bir dost nasihati, ne yaparsan yap, bu bataklıkta daha fazla çırpınma! Çünkü, her çırpınışta biraz daha batacaksın!’ dedim kara kuşa… Tam o sırada hava bozdu, gök gürlemeye başladı. Kararan gökyüzünde uzaklardan kanatlarını açıp bize doğru gelen Şahin görünümlü leş yiyici Akbabayı gören, minik, sempatik, sevimli kara kuş, yanımdan aniden uçup uzaklaşarak, önünde havuz olan yuvasına gitti, girdi. O sırada, Ali baba ve Hamdi bey, Aksütün balkonunda oturmuş bir yandan olup bitenleri izlerken diğer yandan kahvelerini yudumluyorlardı. Hamdi Bey Ankara’ya uçabilir miyim? Uçamazsam Vakıf İş Hanındaki koltuğa nasıl yapışırım da kalkmam hesabı yaparken, ileriden kolunda leblebi sepeti ile gelen, kısa boylu, kel kafalı çocuk, Aksüt’ün balkonunun altından Ali baba ve Hamdi beye yalvarmaya başladı, ‘Sepetimdeki bütün leblebiler sizin olsun. Ne olur Kozlu’da da bir koltuk bana verin’ dedi. Leblebici kısa boylu kel kafalı çocuğa güvenilmeyeceğini daha önceden yaşadığı tecrübelerle bilen Ali baba, yanındaki Hamdi Bey’e dönerek,  ‘Hamdi söyle şuna taksın sepetini koluna, gitsin kendi yoluna. Leblebisini, nohudunu başka yerde satsın. Bu kapıda artık ona ekmek yok!’dedi. Tam o sırada uyanmışım. Ne rüyaydı ammaaaa….
Ekleme Tarihi: 25 Eylül 2014 - Perşembe

RÜYAMDA YİNE SEMPATİK KUŞ’U GÖRDÜM

Öyle pek fazla rüya gören birisi de değilimdir aslında.

Ancak uzun zaman aradan sonra, aylar önce rüyamda gördüğüm o sempatik kara kuş tekrar rüyama girdi.

Önceki dönem Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın başlatarak ilk iki etabını gerçekleştirmesine rağmen, üçüncü etabı bir türlü bitirilemeyen Prestij Park Projesi’nin, ikinci etabı ile üçüncü etabı arasında bir yerlerde oturmuş denizi seyrederken, gelip yanıma konan sempatik kara kuşla bir yandan denizin maviliklerine bakıp, diğer yandan sohbet ediyoruz rüyada…

‘Naber kuş? Epeydir görünmüyorsun? Bir sıkıntı, bir rahatsızlık yoktur inşallah?’ diyorum.

Sempatik kara kuş, bir yandan yüzündeki gülücük ile canının sıkıntısını gizlemeye çalışsa da, gözlerindeki ifade ve ses tonundaki titreme onu ele veriyordu…

Hey gidi kuşum hey, bilirsin seni severim. Gerçi sen beni dost olarak hiç gördün mü bilmem ama, hatırlarsan yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce seninle sırça sarayında yaptığımız bir sohbette, tüm samimi ve dostane duygularımla birlikte sana, ‘Bak kardeş sen iyi bir kuşsun, uçacağın yerleri, konacağın meskenleri, iyi hesap et! Sakın ben iyi uçarım, sonra da Kozlu’nun anahtarını boynuma takarlar diye umut etme. Senden evvel Kozlu’nun anahtarını alıp boynuna asanlar, bırakıp kaçtı, leb-i deryalarda kayıplara karıştı. Sende kaybolur gidersin! Dikkatli ol! Kişiler ile olan ilişkilerine ve kişilere dikkat et! Çapraz ilişkilere girme!’ demiştim.

Sen ne demiştin hatırlıyor musun kara kuşum?

‘Yok ben hiçbir tehlikeli, yasak, legal olmayan yerde uçmam. Her işim nizami ve düzgündür. Beni hiç kimse alengirli işlerin içerisine çekemez’ demiştin.

Şimdi durum ne merkezde sevgili kuşum?

Memlekette ne kadar alengirli, yasal olmayan ama yasal kılıfına uydurulmak istenilen işler varsa senin adınla beraber anılıyor!

Çapraz, içinden çıkılmaz, ticari ve siyasi ilişkilerden mevzu bahis açıldığında, bir yerinde mutlaka sende varsın be kuşum!

Ali babanın kafesinden uçtun, Şahin diye leş yiyici Akbabaların kanatlarının altına girdin!

Bu susuz çölde, Şahin sandığın leş etiyle beslenen Akbaba, sana merhamet eder mi diye bekliyorsun şimdi kara kuşum.

Belki sözlerim hoşuna gitmiyor, bildiğin ama dışa vuramadığın gerçeklerin yüzüne karşı söylenmesi seni rahatsız ediyor, ama sana yine dostça söylüyorum,

Sevgili kara kuşum, bu çöldeki ne Şahinlerde ne de Akbabalarda sana gösterilecek merhamet arama. Onların amacı hayatlarını idame ettirebilmek uğruna, diğerlerinin ölüme terk ettiği leşi, parçalayıp yemek ve yavrularına getirmektir!

Rüya bu ya sempatik kara kuş dile geliyor…

‘Sen haklıydın ağabey, öyle bir çarkın içerisine girdim ki nasıl olduğunu anlayamadan, bilmeden, şimdi çık çıkabilirsen.

Vatanıma uçup geldiğimden nefret ettim, bin pişmen oldum.

Yine uçup gitsem uzak diyarlara diyorum ama buradaki pisliklerden paramı, pardon paçamı kurtaramıyorum.

Ama beni bu hallere koyan, ilk önce dünyada Cenneti gösterip, sonra Cehennemi yaşatan ilk sahibim Ali Baba ve onun kankisi Hamdi bey…

Sen haklıydın gazeteci abi, ama şimdi asıl aklımın ermediği, bana iyi niyetli gibi yaklaşan, bir verdiğime karşı üç kazanacağımı vaat eden, ancak her Allah’ın günü istek ve talepleri bitmeyen bu Şahin görünümlü Akbabalardan nasıl kurtulacağım konusu…

Ali babaya laf eder, ondan dert yanarken, bunlar bana Ali babayı mumla aratacağa benziyor!

E söyle bakalım gazeteci abi, nasıl kurtulacağım ben bu sarmalın içerisinden’  dedi sempatik, sevimli kara kuş…

‘Vallahi sevgili kardeşim, kara kuşum çatal karam, çocukken büyüklerimiz bir yanlış yapıp onlardan düzeltmelerini istediğimizde,‘Düştüğün gibi kalkacaksın’ diye nasihat ederlerdi. Senin durumunda şimdi o misal…

Ama sana son bir dost nasihati, ne yaparsan yap, bu bataklıkta daha fazla çırpınma! Çünkü, her çırpınışta biraz daha batacaksın!’ dedim kara kuşa…

Tam o sırada hava bozdu, gök gürlemeye başladı. Kararan gökyüzünde uzaklardan kanatlarını açıp bize doğru gelen Şahin görünümlü leş yiyici Akbabayı gören, minik, sempatik, sevimli kara kuş, yanımdan aniden uçup uzaklaşarak, önünde havuz olan yuvasına gitti, girdi.

O sırada, Ali baba ve Hamdi bey, Aksütün balkonunda oturmuş bir yandan olup bitenleri izlerken diğer yandan kahvelerini yudumluyorlardı. Hamdi Bey Ankara’ya uçabilir miyim? Uçamazsam Vakıf İş Hanındaki koltuğa nasıl yapışırım da kalkmam hesabı yaparken, ileriden kolunda leblebi sepeti ile gelen, kısa boylu, kel kafalı çocuk, Aksüt’ün balkonunun altından Ali baba ve Hamdi beye yalvarmaya başladı, ‘Sepetimdeki bütün leblebiler sizin olsun. Ne olur Kozlu’da da bir koltuk bana verin’ dedi.

Leblebici kısa boylu kel kafalı çocuğa güvenilmeyeceğini daha önceden yaşadığı tecrübelerle bilen Ali baba, yanındaki Hamdi Bey’e dönerek,  ‘Hamdi söyle şuna taksın sepetini koluna, gitsin kendi yoluna. Leblebisini, nohudunu başka yerde satsın. Bu kapıda artık ona ekmek yok!’dedi.

Tam o sırada uyanmışım.

Ne rüyaydı ammaaaa….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.