Kozlu girişindeki ayakları çürümüş, kısmen yan yatmış köprü büyük tehlike arz ediyordu. Defalarca yazdık. Yeni kavşak düzenlemesi ile eski köprü yıkıldı. Tehlike ortadan kalktı. Zonguldak’ı Ereğli’ye bağlayan transit yol üzerindeki Kozlu Kavşağındaki ışıklarda meydana gelen trafikteki sıkışmayı dile getirdik. Buranın ışık olmayan, alttan döner kavşak şekilde dizayn edilmesi durumunda trafikteki tıkanmanın ve yaşanan tehlikelerin ortadan kalkacağı önerisinde bulunduk. Dönemin yöneticileri bu yönde yeni bir proje yapıldığını ifade ettiler. Bizde bunu Kozlululara müjde olarak duyurduk. Oysaki, kamuoyunu bilgilendirme görevini yürüten bizlere yanlış bilgi vererek kamuoyuna yalan söylemişler. Hemde ne yüzünden basit küçük hesaplar yüzünden! Bunu yeni kavşak düzenlemesi tamamlandığında, eski Karayolları 15’inci Bölge Müdürü Hüsamettin Özendi’nin yerel bir gazeteye yaptığı açıklamalarda öğrendi tüm kamuoyu. Özendi, açıklamalarında altından döner kavşakla kozluya bağlanan, Ereğli istikametine viyadük ile transit bağlanan 60 metre yüksekten geçen projeyi Kaymakamlık binasının manzarasını bozduğu gerekçesi ile Kozlu’nun kurucu Kaymakamı Ahmet Karakaya ve dönemin Belediye Başkanı Kerim Yılmaz’ın değiştirdiklerini, bu şekilde Kozlu’ya ihanet ettiklerini öne sürerek ‘Yatacak yerleri yok’ şeklinde ağır bir ifade ile değiştirilen  projenin ne kadar hatalı olduğuna vurgu yapıyordu. Sonuç olarak proje küçük hesaplar üzerine değişti. Ancak Kozlu için değişen bir şey olmadı. Bazı yöneticiler yaptıkları hizmetlerle tarihe geçer, gelecek nesiller tarafından da saygı ile anılırlar. Şüphe yok ki, bu bağlamda Kerim Yılmaz ve Ahmet Karakaya’da tarihe geçecek ve gelecek nesiller tarafından anılacaktır. Ama nasıl?        KORONA GERÇEĞİ Bu nasıl Korona virüsle mücadeledir anlamış değiliz. Birinci dalga diye tabir edilen dönemi hatırlayalım. Hafta sonları uygulanan sokağa çıkma yasaklarını, Şehirlerarası seyahat kısıtlamalarını, Camilerin, okulların, avm’lerin ve insanların toplu bulunduğu tüm kapalı alanların kapalı olduğunu, İnsanların marketlere ve halk pazarlarına sayı ile alındığını, Parkların, Oyun alanlarının, cadde ve sokakların dezenfektan ile yıkandığını, Yerel yönetimler tarafından yolda insanlara, maske ve dezenfektan dağıtıldığını, Yerel yöneticilerin, Sağlık Müdürlüğü ve Üniversite’nin yerel medya ile toplumu bilgilendirmek adına virüsle mücadelenin gidişatına yönelik düzenledikleri periyodik bilgilendirme toplantılarını, İnternette, sokakta hatta trafik lambalarındaki yazılar ile insanlara verilen ‘Evde Kal’ mesajlarını, Hatırlayalım! O zamanlar vaka sayıları şimdikinin yarısı kadar bile değildi. Yoğun bakımlar kilitlenme durumuna gelmemişti. Her gün 200 den fazla insan yaşamını kaybetmiyordu. Ama yeni tanıdığımız bu ölümcül virüse karşı temkinli oluyorduk. Hiç değilse temkinli oluyor gibi hareket ediyorduk. Ya şimdi? Vaka sayısı o zamana oranla kat be kat fazla! Tablo vahim! Yoğun bakımlar tıkanma noktasına gelmiş. Ama o günkü gibi ölümcül virüsü önemsemez hale gelmişiz! Tedbirler ve mücadele esnetilmiş. Tabiri caizse bundan sonraki süreci deneme yanılma metodu ile yaşayarak görüyoruz.