Sitenin sağında bir giydirme reklam
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
Köşe Yazarı
Tansel KARDEŞ (Şimal Yıldızı)
 

KONTROLSÜZ GÜÇ, GÜÇ DEĞİLDİR!

  Aynı zamanda bir lastik firmasının reklam sloganı olan bu sözün ne kadar doğru ve anlamlı olduğu hayatımızın her noktasında karşımıza çıkıyor. Mesela siyaset. CHP'nin ve MHP'nin 2002 yılından bugüne yapılan her seçimde AKP'nin karşısında başarısız olması da bu sözün ne kadar doğru olduğunun bir başka kanıtıdır. Her iki parti de o günden bu güne gerçekleşen her seçimde kendi seçmeni ve yurttaşları bilgilendirmeye çalıştı. Başarılı oldu mu? Olamadı! Peki neden? Ya halka istediklerini anlatamadılar, ya da anlattıkları ile halkı ikna edemediler. Yani ellerindeki gücü kontrollü kullanamadılar. Eğer öyle olmasa, akılların sınırlarını zorlayan başarısız ülke yönetimine rağmen AKP 15 yıldır iktidarda kalmazdı. *** Şimdi sırada, AKP İktidarının 15 yıllık uygulamalarının son noktası olarak, altın vuruş olarak tabir edeceğimiz Cumhurbaşkanlığı Yeni Hükümet Modeli denilen bir 'Başkanlık Sistemi' var. MHP'nin katkıları ile TBMM'den geçen Halkın egemenliğini meclisten alarak tek kişiye teslim eden anayasa değişikliğine dair yasa tasarısı için 16 Nisan'da halk oylaması yapılacak. 16 Nisan'a kadar yasanın değişikliğinin temsilcileri AKP ve MHP neden bu değişikliği istediklerini meydanlara inerek halka anlatacaklar. CHP ise neden istemediğini anlatacak! Daha öncekilerde olduğu  gibi doğruyu anlatan değil, halkı ikna edebilen kazanacak! *** 28 Şubat 2017 Salı günü Emeğin Başkenti, Karaelmas diyarına, Zonguldak Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şubesi'nin düzenlediği 'Anayasa değişikliğini tartışıyoruz' konulu panel'e katılmak için iki önemli konuk geldi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr.Metin Feyzioğlu ve Anayasa Hukukçusu CHP eski Milletvekili Prof.Dr.Süheyl Batum. GMİS'in konferans Salonu hınca hınç doldu taştı. Her iki Hukuk Profesörü istenilen Anayasa değişikliğinin sakıncalarını anlattılar. Bu anayasa değişikliğine neden 'HAYIR' denmesi gerektiğinin altını çizdiler. Peki Batum ve Feyzioğlu'nu dinlemeye kimler gelmişti? Yüzde 99'u Sosyal Demokrat, CHP'li ve Anayasa değişikliğine kesin 'HAYIR' oyu vereceği kanaati taşıyan dinleyici kitlesi. Şimdi buradan sormak istiyorum; Zaten kesin olarak 'HAYIR' oyu verme kanaatinde olan insanlara 'NEDEN HAYIR' ı anlatmak ne kadar anlamlı? Ne kadar faydalı ve Ne kadar etkili? Bu fikirleri halk toplantıları yaparak Neden evet diyeceğini bilmeyen insanlara anlatmak daha doğru, etkili ve sonuç odaklı olmaz mı? Bu sorunun muhatapları 'Onu parti teşkilatları yapacak' diyebilirler. Ancak bunu parti teşkilatları yaptığında iş siyasileşiyor ve parti seçimi havasına giriyor. Bundan da 15 yıldır kazanan AKP kazançlı çıkıyor. Bunu halka aydınların anlatması daha isabetli olur kanaatindeyim. SALONDAKİ GÜVENLİK ZAAFİYETİ Diğer yandan aynı paneli izleyen 1000 kişiden fazla insanın doldurduğu GMİS Konferans salonunda böyle bir panel öncesi hiçbir güvenlik önlemi alınmaması, salona girenlerin aranmaması bence es geçilmiş çok önemli bir güvenlik zaafiyetiydi. Aynı salonda gerçekleştirilen bir dernek kongresinde dahi onlarca polis görev alıp salona gireceklere üst araması gerçekleştirirken, koridorlarından sahnesine kadar insanların doldurduğu salonda bir bomba patlasa, bir yangın çıksa ya da bir panik kaos yaşansa bunun sorumlusu kim olacak ya da hesabını kim verecekti? Yoksa birileri 1000 tane hayırcıdan kurtulduk diye sevinecek miydi?        
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2017 - Çarşamba

KONTROLSÜZ GÜÇ, GÜÇ DEĞİLDİR!

 

Aynı zamanda bir lastik firmasının reklam sloganı olan bu sözün ne kadar doğru ve anlamlı olduğu hayatımızın her noktasında karşımıza çıkıyor.

Mesela siyaset.

CHP'nin ve MHP'nin 2002 yılından bugüne yapılan her seçimde AKP'nin karşısında başarısız olması da bu sözün ne kadar doğru olduğunun bir başka kanıtıdır.

Her iki parti de o günden bu güne gerçekleşen her seçimde kendi seçmeni ve yurttaşları bilgilendirmeye çalıştı.

Başarılı oldu mu?

Olamadı!

Peki neden?

Ya halka istediklerini anlatamadılar, ya da anlattıkları ile halkı ikna edemediler.

Yani ellerindeki gücü kontrollü kullanamadılar.

Eğer öyle olmasa, akılların sınırlarını zorlayan başarısız ülke yönetimine rağmen AKP 15 yıldır iktidarda kalmazdı.

***

Şimdi sırada, AKP İktidarının 15 yıllık uygulamalarının son noktası olarak, altın vuruş olarak tabir edeceğimiz Cumhurbaşkanlığı Yeni Hükümet Modeli denilen bir 'Başkanlık Sistemi' var.

MHP'nin katkıları ile TBMM'den geçen Halkın egemenliğini meclisten alarak tek kişiye teslim eden anayasa değişikliğine dair yasa tasarısı için 16 Nisan'da halk oylaması yapılacak.

16 Nisan'a kadar yasanın değişikliğinin temsilcileri AKP ve MHP neden bu değişikliği istediklerini meydanlara inerek halka anlatacaklar.

CHP ise neden istemediğini anlatacak!

Daha öncekilerde olduğu  gibi doğruyu anlatan değil, halkı ikna edebilen kazanacak!

***

28 Şubat 2017 Salı günü Emeğin Başkenti, Karaelmas diyarına, Zonguldak Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şubesi'nin düzenlediği 'Anayasa değişikliğini tartışıyoruz' konulu panel'e katılmak için iki önemli konuk geldi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr.Metin Feyzioğlu ve Anayasa Hukukçusu CHP eski Milletvekili Prof.Dr.Süheyl Batum.

GMİS'in konferans Salonu hınca hınç doldu taştı.

Her iki Hukuk Profesörü istenilen Anayasa değişikliğinin sakıncalarını anlattılar.

Bu anayasa değişikliğine neden 'HAYIR' denmesi gerektiğinin altını çizdiler.

Peki Batum ve Feyzioğlu'nu dinlemeye kimler gelmişti?

Yüzde 99'u Sosyal Demokrat, CHP'li ve Anayasa değişikliğine kesin 'HAYIR' oyu vereceği kanaati taşıyan dinleyici kitlesi.

Şimdi buradan sormak istiyorum;

Zaten kesin olarak 'HAYIR' oyu verme kanaatinde olan insanlara 'NEDEN HAYIR' ı anlatmak ne kadar anlamlı? Ne kadar faydalı ve Ne kadar etkili?

Bu fikirleri halk toplantıları yaparak Neden evet diyeceğini bilmeyen insanlara anlatmak daha doğru, etkili ve sonuç odaklı olmaz mı?

Bu sorunun muhatapları 'Onu parti teşkilatları yapacak' diyebilirler.

Ancak bunu parti teşkilatları yaptığında iş siyasileşiyor ve parti seçimi havasına giriyor. Bundan da 15 yıldır kazanan AKP kazançlı çıkıyor.

Bunu halka aydınların anlatması daha isabetli olur kanaatindeyim.

SALONDAKİ GÜVENLİK ZAAFİYETİ

Diğer yandan aynı paneli izleyen 1000 kişiden fazla insanın doldurduğu GMİS Konferans salonunda böyle bir panel öncesi hiçbir güvenlik önlemi alınmaması, salona girenlerin aranmaması bence es geçilmiş çok önemli bir güvenlik zaafiyetiydi.

Aynı salonda gerçekleştirilen bir dernek kongresinde dahi onlarca polis görev alıp salona gireceklere üst araması gerçekleştirirken, koridorlarından sahnesine kadar insanların doldurduğu salonda bir bomba patlasa, bir yangın çıksa ya da bir panik kaos yaşansa bunun sorumlusu kim olacak ya da hesabını kim verecekti?

Yoksa birileri 1000 tane hayırcıdan kurtulduk diye sevinecek miydi?

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.