Ne hale geldik? Şerefsizliği yapanın, Halkın oyunu alıp satanın suçu yok, Kamu görevini çıkarları uğruna kullananın, Menfaat temin edenin Yazanın suçu var! Nasrettin Hoca fıkrası gibi, ‘Hırsızın hiç mi suçu yok’ diyesi geliyor insanın… * * * Adam haline, durumuna konumuna bakmadan, Belediye Meclisindeki konuşmalar dışarıya sızdı, Gazetecide bunlara cevap niteliğinde yazı yazdı diye, meclis üyesi arkadaşlarına sitem atıyor. Utanmadan, sıkılmadan, şefersizliğin nasıl olduğundan habersiz ya da pişkince, ‘Bunları dışarı sızdıran, gazeteciye yazdıran şerefsizdir’ diyor. Sahiden bu adam neyin kafasını yaşıyor, çok merak ediyorum. Ey gafil, bir kere şunu bilmen gerekir; Belediye Meclis Toplantıları basına ve halka açıktır! Hal böyle iken sen ya da siz hangi gizli gazetecinin duymaması gereken konuları basına ve halka açık Meclis Toplantısında konuşuyorsunuz da bunlar basına yansıyınca diğer arkadaşlarını dışarı sızdırmakla itham edip o çirkin yakıştırmayı yapıyorsun? * * * Sevgili okuyucularım bir siyasetçi hayal edelim ki; Parası pulu fazlasıyla var. Mülk zengini! Mesleki kariyer dersen o da yerinde. Bu şahıs oturmadığı bir şekilde ikametgâh işini hallettiği 40 bin nüfuslu bir ilçede AKP’den belediye Meclis üyesi adayı oluyor. Onun adayı olan siyasetçi Aday yapılmayınca referansla CHP den aday oluyor ve AKP aleyhine çalışıyor. CHP’den Meclis üyesi seçiliyor. Aradan iki ay geçmeden pürüzlük çıkartıp CHP’den istifa ediyor ama meclis üyeliğinden istifa etmiyor! İhtiyacı olmadığını herkesin bildiği Belediye Meclisinde kalıyor ve AKP’den seçilen karşısında mücadele ettiği aday ile birlikte hareket ediyor. Ne tesadüftür ki, kısa süre sonra bu mülk zengini, Kaypak Meclis üyesinin şehrin hassas noktalarından birinde yıllardan beri imar sorunu çözülmeyen inşaatı ile ilgili imar düzenlemesi meclis gündemine gelip AKP’li meclis üyelerinin oyları ile birlikte meclisten geçiriliyor ve birden inşaat gökyüzüne doğru harekete geçiyor! * * * Tüm bunlar olup biterken, inandığı değerler uğruna kalemini satmayan, Bu uğurda bedel ödeyen ama kendine asla onun bunun yandaşı, yalakası damgasını vurdurmayan bir gazeteci, herkesin gözlerinin önünde olup biten bu şerefsizliği, namussuzluğu ve haysiyetsizliği satırlarına taşıyor. Gazeteci asıl şerefsiz tarafından şerefsiz ilan edilirken, Asıl şerefsiz etrafında suçlu arıyor ve gazeteciye kamuya açık belediye meclisinden bilgi sızdırmakla suçladığı meclis üyelerine ve gazeteciye tüm iğrençliği ile kinini ve nefretini kusuyor. * * * Şimdi siz değerli okuyucularıma soruyorum; Bu gazeteci, şerefsizliğini ortaya serdiği o şerefsiz siyasetçi için Nasrettin Hoca gibi, ‘Hırsızın hiç mi suçu yok’ demez mi?