Değişim sloganı ile yola çıktılar, 16 yılda kaybedilen 13 seçimin faturasını Kılıçdaroğlu’na kesip, yenilik diye Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu olan bu kaybedilen seçimlerin hiç birinde vebali olmayan (!) Özgür Özel’i Genel Başkanlığa getirdiler. İl ve İlçe Teşkilatlarındaki değişimler de sadece isimlerden ibaret. Yani özde bir değişim yok. *** Aday adaylarına bakıyoruz , yüzde 75’i hayal satıcısı. Hele bazılarında ne ideoloji var ne de parti ruhu! Beş yılda 3 parti değiştiren Tolga Gören’i Kozlu’da aday adayı yapsanız ne olacak? Adam 6 ay evvel eniştesinin lüks mercedesi ile sanayideki işçiden İYİ Parti’ye oy istemiş. Şimdi CHP’ye oy isteyecek ve bu millet de buna oy verip bunu belediye başkanı seçecek öyle mi? Rüzgar gülü gibi bu kadar hızlı dönen bir ismin Allah muhafaza seçildiğini düşünün. İki gün sonra para bulamadım diye AKP’ye geçmeyeceğine kim garanti verebilir? Zaten gitmediği bir AKP, bir de DEM Parti kaldı. *** Farkındalık diye yola çıkan, İsminin adına birçok etiket yazmayı marifet sayan, Ancak daha nereden hangi makama aday olduğunun bile farkında olmayan, Tanıtım çalışmalarını Zonguldak’tan yürüten, Ali Bektaş’ın Kent Konseyi Başkanı yaptığı Barış Demirel’mi Ak Parti’ye karşı seçim kazanıp Kozlu Belediye Başkanı olacak? *** Altuğ Dökmeci’nin merhum babasını herkes tanıyordu, seveni vardı, doğal olarak sevmeyeni de vardı. Ama 15 yıldır Ereğli’de yaşayan Altuğ’u babası kadar tanıyan yok! Babasına oy verenler oğluna da oy verecek diye bir kaide de yok. Hem bizim milletin bir özelliği var padişahlık gibi babadan oğula makam talep edenlere tepki gösterir. İşin bir de bu yönü var. Bir başka yönü ise Altuğ’da Kozlu’dan ruhen kopuk ilerliyor. Aday olursak bakarız kafası ile bu işler olmaz… Olamazsan ne olacak? Ereğli’ye dönüp Kozlu defterini kapatacak mısın? İşte bu millet bu işlere uyuz oluyor. *** CHP’de duruşu ile çizgisi ile kamuoyunda en çok kabul gören iki adayın başında Erkut Alacalı geliyor. Ardından, Cihan Değirmenci. Ama onda da imkânlar sınırlı işte…  Ne diyelim, Bu kafayla, bu imkânlarla zor. Bazıları sadece hayallerinin ve egolarının peşinden gidiyor. Seçim kazanmaları imkânsız… Kozlu’nun, hırsları akıllarının önünde giden, gerçeklerden kopuk, mevki makam meraklısı sözde siyasetçilerin hırsları ve egolarını tatmin etmek için kaybedecek tek bir günü yok!