Geçen hafta ‘CHP ve Kozlu’ başlıklı köşe yazım tahmin ettiğimden çok daha fazla ses getirdi.
Kozlu’da evveliyatı CHP’li olarak tanınan birçok büyüğüm ve dostum arayarak, ‘Gönlümüzdeki duyguları yazıya dökmüşsün’ söylemiyle teşekkürlerini dile getirdiler.
Evet, buradan anlaşılıyor ki; Kozlu’daki CHP tabanı diye tabir edeceğimiz kitle de CHP’nin Belediye Başkanı olarak Genel Merkez tarafından açıklanan Cengiz Bank’ın seçimleri kazanacağından umutsuz!
Umudu olan yok mu?
Var tabii; Adayın kendisi ve meclis üyeliği (ilk 5 sıra olmak şartıyla) hevesiyle arkasından giden destekçileri…
***
Şimdi gelelim,‘CHP’nin adayı Cengiz Bank’ın neden şansı yok?’ Sorusunun cevabına;
Öncelikle her zaman tekrar ettiğimiz şu konuyu bir kez daha tekrar edelim.
Cengiz Bank’ın dürüstlüğüne, beyefendiliğine, insanlığına kimse söz edemez!
Ancak seçim almak için, dürüstlük, beyefendilik ve insanlık yeterli olmuyor…
Kozlu’da 10 Bin oyu aşkın bir oy almak gerekiyor!
Bunun için sağlam bir teşkilat, örgüt yapısı, faal kadın kolları, gençlik kolları, mahalle teşkilatlanmaları vs. gerekiyor.
Cengiz Bank’ın böyle bir ekibi var mı?
İlçe Başkanlığını yürüttüğü 5 yılda yoktu ki şimdi olsun!
Seçimin yükünü omuzlayacak güçlü bir ekonomik bütçeye sahip olmak lazım ki,
Bu rakam geçen seçimde harcanan meblağlar göz önünde bulundurulduğunda bu dönemde yaklaşık 1 milyon TL’ye yakın bir rakam olduğu öne sürülüyor.
Cengiz Bank’ta böyle bir bütçe ya da destek var mı?
Orasını bilemeyiz…
Hepsinden öte, CHP’nin adayının kamuoyunda karşılığı olması gerekiyor!
İşte Bank burada eksiye düşüyor.
CHP’nin adayının kamuoyunda tanınırlığı ve karşılığı yok denecek kadar az!
Diğer yandan vatandaş kapısına oy istemeye giden CHP’nin adayı Cengiz Bank’a, ‘Arkadaş sen ana muhalefet partisi CHP’nin 5 yıl ilçe başkanlığını yaptın da, biz seni Ak Parti’li Kozlu Belediyesi’ni ve Kozlu Belediye Başkanı’nı bir kere eleştirirken duymadık, görmedik. Şimdi bizden oy isteyip Belediye yönetimini değiştirmemizi istiyorsun. Senin bile 5 yıl şikâyet etmediğin belediye yönetimini sana oy veripte niye değiştirelim?’ şeklinde bir soru sorarsa, Cengiz ağabey ne cevap verecek çok merak ediyorum.
Özellikle Kozlu gibi zor bir yerde seçim kazanmak için her yönüyle profesyonelce bir çalışma yürütmek gerekir ki;
Cengiz ağabey daha baştan gömleğin düğmelerini yanlış ilikledi!
Gerçi biz bunlara alışığız,
Doğruları söyleyeni ve yazanı değil de, duymak istediğini söyleyip yazanı takdir etmek, yüceltmek bir siyasetçi hastalığı ve alışkanlığıdır.
Bu hastalığa yakalananların eleştiriye tahammülü olmaz.
Kendisini eleştirenlere tavır alırlar, hatta düşman kesilirler.
Niye böyle oluyor diyenlere verdikleri yanıt klasiktir, ‘Para istedi vermedim, ondan’
Hâlbuki zevahiri kurtarmak için yıkamacı yağlamacılara kat be kat paralar dökerler…
Bu tipleri geçmişte gördük!
O arada yıkamacı yağlamacılar girer devreye,
Yağlar, yıkar, yüceltir, göklere çıkartır ve karşılığında da nemalanır…
Bu durum gerçekleri duymaktan rahatsız olan siyasetçiye ilaç gibi gelir.
İş işten geçer, göçmen kuşlar gider ve biz bu arkadaşlarla yine baş başa kalırız!
Duyacağımız tek söz vardır, ‘Sen haklıymışsın, biz anlayamamışız!’
İşte o zaman kendi hataları yüzünden sukut’u hayale uğrayan siyasetçiye bir çift söz söylemek te bize düşer;
‘Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğin Niğde’ye’
Kimsenin sukut’u hayale uğramaması temennisiyle…