HIRSIZLIK SUÇUNDA ZARARIN TAZMİNİ
Hırsızlık suçu, başkasının zilyedi olduğu taşınır bir malı zilyedin rızası olmadığı halde kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınmasıyla meydana gelir. Hırsızlık suçu, malvarlığı değerlerine karşı ve ekonomik bir çıkar elde etmek amacıyla işlenen suçlardandır. (TCK md. 141 /1)
Hırsızlık suçunun şart ve unsurları ;
Hırsızlık suçunun konusu taşınır bir maldır.
Suça konu olan taşınır mal başkasının zilyetliğinde ( zilyet; kullanımı kendisine ait olan ,elinde bulunduran ) ve elinden rızası dışında alınmış olmalıdır.
Failin özel kastının bulunması gerekir. Fail, kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla hareket etmelidir .
Kendisine Karşı Hırsızlık Suçu İşlenen , Mağdur Olan Kişi Zararını Kimden Tazmin Edecektir?
Hırsızlık suçunda failin tespit edilemediği durumlarda mağdurların zararının çoğu zaman giderilemediğinigörüyoruz. Bu tarz durumlarda fail suçu tasarlayarak işlediği için delil yetersizliğinden dolayı soruşturma dosyalarıkapanmaktadır.
Ancak eşyası çalınan mağdur ;failin/hırsızın tespit edildiği durumlarda hem failden hem de suçun işlenmesinde güvenlikte gerekli önlemleri almayan , güvenlik zafiyetine sebep olanlara karşı da dava yoluna giderek zararının karşılanmasını isteyebilecektir.
Bu durumda mağdur örneğin siteye konuta girip suçu işleyen hırsıza/faileyönelik ceza davası ,
Ancak yukarıda açıkladığımız şekilde mağdurun zararının iki kere giderilmesi durumu hukuk düzeni ile bağdaşmayacağı için bu durumda hukuk mahkemesi tarafından verilen hükümde tekerrürün önüne geçilmesi maksadıyla davalıdan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsiline şeklinde kayıt düşülmelidir.
Buna ilişkin Yargıtay 4. Hukuk dairesi 2019/120 E. 2019/3456 K. 20.06.2019 T. Kararında ; davaya konu evde hırsızlığı gerçekleştirdiği iddia edilen failin bulunduğu ve hakkında ... 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/1616 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verildiği ancak , hükmün henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır
ceza yargılaması devam ettiğine göre davaya konu istemin adı geçenden de tahsili imkanının bulunmasına göre; dava konusu tutarın davalıdan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsiline hükmedilmesi gerekir.
Özetleyecek olursak ; birçok vakıada olduğu gibi hırsızlık olaylarında da hem hukuk hem ceza yargılamaları aynı anda görülmektedir.
Kanunumuzda ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesini hakimini bağlayıcı olmadığı düzenlense de bu durumda zararın iki kere tahsili hukuk sistemimizle bağdaşmayacağındanYargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin verdiği karar üzere tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresini ekleyerek zararın iki kez karşılanmasının önüne geçilmek istenmiştir.
Neticede bu durumda, hukuk yargılamasında verilecek hüküm ceza yargılamasından bağımsız ve ayrık olamayacaktır.