Sevgili okurlar bu hafta yine çok merak edilen bir konuyu Yargıtay kararları ışığında sizlerle paylaşacağım.
Evliliği en bilindik tanımıyla açıklayacak olursak ; Evlilik iki insanın hastalıkta, sağlıkta, iyi günde , kötü günde birbirinin yanında olacağına söz verdiği, resmî niteliği de olan beraberliktir.
Evliliğin eşlere yüklemiş olduğu ve Türk Medeni Kanunu tarafından da belirtilen kurallar ve yükümlülükler vardır .
Bu yükümlülüklerden bir tanesi de eşlerin birlikte yaşama yükümlülüğüdür .
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.(
TMK md . 185/3)
Türk Medeni Kanunu’nda yazılı olan kurala göre eşlerin birlikte yaşaması sadece yükümlülük değil aynı zamanda birer haktır .
Kural olarak eşler birlikte yaşamak zorunda olsalar da , askerlik , hükümlülük, öğrenim, tedavi,akraba ziyareti, çalıştığı kurum tarafından görevlendirilme gibi sebeplerle bir süreliğine ayrı yaşamak bu yükümlülüğe aykırılık teşkil etmez.
Eşlerin birlikte yaşama kuralına aykırılık teşkil eden ve en çok sorulan sorulardan bir tanesi de eşlerden birinin diğer eşin rızası olmaksızın evin kilidini değiştirmesidir .
Eşlerden birinin evin kilidini değiştirmesi yukarıda açıklamış olduğumuz ve Medeni Kanun kapsamında da belirtilen eşlerin birlikte yaşama yükümlülüğüne / kuralına aykırı bir davranıştır .
Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da davanın incelenmesi aşamasında olayın özelliği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. ,
Evin kilidini değiştiren eşin bu eylemi , eşini evden uzaklaştırmak, eşini eve sokmamak amacıyla yasalar tarafından da geçerli kabul edilecek bir eylem yokken ( darp,şiddet,tecavüz vb) konutun kilidini değiştirerek diğer eşin ortak konuta girmesini engelleyici yönde gerçekleştirilmişse boşanma ve manevi tazminat sebebidir.
Konuya ilişkin Yargıtay uygulamasına bakalım :
…Yapılan soruşturma, toplanan delillerle “davalı karşı davacı kocanın, eşine hakaret ettiği, evden kovduğu ve dönüşüne engel olmak için evin kilidini değiştirdiği“ anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı karşılık davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı karşılık davalı (kadın)’ın boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır.”Y2HD, 28.12.2007.
Özetle açıklayacak olursak evin kilidini değiştiren eş yasada belirtilen darp şiddet vb eylemlere maruz kalmamışsa ve eşini eve sokmamak, evden kovmak amacıyla evin kilidini değiştirdiği ve kusurlu davranışların kendisinde olduğu durumlarda karşı taraf eş kilidi değiştiren eşe karşı boşanma davası açıp manevi tazminat talebinde bulunabilecektir .
EVİN KİLİDİNİ DEĞİŞTİRMEK SADECE BOŞANMA VE MANEVİ TAZMİNAT SEBEBİ OLMAMAKLA BİRLİKTE TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINDA DA SUÇ TEŞKİL ETMEKTEDİR.
Kötü muamele suçu; aynı konutta birlikte yaşayanlardan birine karşı merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak şekilde kötü davranılması ile oluşur (TCK m.232).
Kötü muamele suçunun cezası şu şekildedir:
Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.232/1).
İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir (TCK m.232/2).
Kötü muamele suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.
Tck ‘daki bu madde ile aynı konutta birlikte yaşayan kişilerden birine kötü muamelede bulunulması cezalandırılmıştır .
Yargıtay 18. Ceza Dairesi, anlaşmazlık yaşadığı resmi nikahlı eşinin eve girmesini engellemek amacıyla kapı kilidini değiştiren kocanın, ''kötü muamele' suçunu işlediğine hükmetti.
Sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılan ile aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle evde olmadığı sırada kapı kilidini değiştirdiği ve katılanın eve girmesini engellediği olayda, eyleminin Türk Ceza Kanunu'nun 232/1. maddesinde düzenlenen 'kötü muamele' suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi kanuna aykırıdır. Denilerek hükmün bozulmasına karar vermiştir .