Önceki gün Kozlu Ortaokulu öğrencilerinin Tübitak’ın katkıları ile hazırladıkları Bilim ve Teknoloji Fuarı’na katıldım. Çocuklarımızın öğretmenlerinin eşliğinde ne kadar güzel dâhiyane şeyler ortaya koyduğuna şahit oldum. Bu vesileyle emeği geçen tüm yavrularımızı ve öğretmenlerini kutluyorum.   Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesiyle beraber, geleceğin bilimsel çalışmalarla sağlanacağını ifade ederek, Bilme verdiği önemi şu sözlerle dile getirmiştir:    “Arkadaşlar, bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat, bu zaferler, süngü ile değil, iktisat ve ilim zaferleri olacaktır. Ordularımızın şimdiye kadar istihsal ettiği muzafferiyetler, memleketimizi halâs-ı hakikîye sevk etmiş sayılmaz. Bu zaferler ancak müstakbel zaferlerimiz için kıymetli bir zemin hazırlamıştır. Muzafferiyât-ı askeriyemizle mağrur olmaya bu yeni ilim ve iktisat zaferlerimize hazırlanalım’   Yine bir ülkenin gelişmesinde Fen Bilimlerinin önemine vurgu yapan Ulu Önder Atatürk’ün şu sözleri ders alınacak niteliktedir:     ‘Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin, yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.  Gözlerimizi kapayıp, yalnız yaşadığımızı varsayamayız. Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız. Tersine gelişmiş, uygarlaşmış bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur. Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için bağ ve koşul yoktur.’ *** Dünyadaki bütün gelişmiş devletler, gelişmişliklerini ve kalkınmışlıklarını din adamı yetiştirmelerine ya da dindar olmalarına değil, fen bilimleri, teknoloji ve sanayideki kalkınma hamlelerini iktisadi başarıları ile taçlandırmalarına borçludurlar. Atatürk bunu 93 yıl önce görmüş ve genç Cumhuriyetin ilk yıllarında Sanayileşme hamlesinin yanında birçok başarılı öğrenciyi Fen Bilimlerinde muasır medeniyet seviyesinde eğitim almak üzere Avrupa ve Amerika’ya yollamıştır. Onlar oradan ülkesine geleceğin bilim adamları olarak dönmüş ve ülkeye büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu nedenle; Eğitim sistemi siyasete malzeme yapılmamalıdır! *** Son on yılda gördük ki, AKP iktidarı siyasi görüşleri doğrultusunda eğitim sistemiyle aşırı derece oynayarak, Atatürk’ün koyduğu hedeflerden uzaklaşıp, çizgisinden saptırdılar. Hedef dindar nesil, kindar nesil yetiştirmek oldu. Bu amaçla İmam Hatip Liseleri teşvik edilip, yenileri açılmaya özen gösterildi. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu vb. başına liyakatsiz, siyasi atamalar yapıldı. Tübitak’in başına hayvanat bahçesi müdürü atanırsa gerisini siz hesap edin artık! *** Bu bağlamda Zonguldak’ın Kozlu İlçesi sınırlarında Domuzini mevkiine, devasa bir okul yapılıyor… İmam hatip Lisesi! Kozlu Kilise mahallesi diye anılan mevkideki 250 öğrencisi olan İmam Hatip Lisesi önümüzdeki öğretim yılında, bu son teknoloji yapılan devlete Milyonlarca liraya mal olan okula taşınacak. Okulun binasını görüp heves edenlerin çocuklarını imam olsun diye bu okula yollayacaklarını sanmıyorum. Din adamlarına ya da imam hatip liselerine de karşı değilim. İmam olmak isteyen, çocuğuna bu yönde eğitim verdirmek isteyen elbette ki bu okulları seçecek. Ancak ülkenin geleceği ve refahının müspet ilimlerdeki başarısı ve gelişmişliğine paralel olacağı gerçeğini göz önünde bulundurarak; Bu derece büyük bir okulun İmam Hatip değil, Fen ve Teknoloji Lisesi olması daha iyi, daha doğru olmaz mıydı? Mesele geleceğimiz Mesele çocuklarımız ise, Bunun siyaseti olmaz, olmamalı da!