Sağduyu sıfır,
Hoşgörü sıfır,
Güven sıfır (Ben değil yakın çevresindeki insanlar söylüyor, biz dahil kimseye güveni inancı yok diye…)
Sözüm ona her şeyden o anlıyor, her şeyi o biliyor.
Hiçbirşeyden anladığı da yok!
Sırf umut, sırf vaat, sırf palavra.
***
Ne oldum delisi olmuş,
Hani bir atasözü var ya, görmemişin oğlu olmuş… diye başlayan, şimdi o geldi aklıma.
Adam her afişe resmini bastırıyor.
Belediye adına bastırdığı imsakiyeye bile kendi resmini bastırmış…
***
Geçtiğimiz hafta Perşembe günü yayımlanan gazetedeki ‘Gerçekler Acıdır Ertan Efendi’ başlıklı köşe yazımda, Kozlu Belediye Başkanı Ertan Şahin’in seçim öncesindeki kendi söylemlerine yüzde yüz zıt olarak hareket ettiğini ispatlamak amacıyla, seçim öncesi içinden çıktığım toplumda ben koruma ile gezmem demesine rağmen, seçimden sonra koruma ordusuyla gezdiğini, hatta yenge hanıma bile koruma şoför tahsis ettiğini’ dile getiren bir yazı kaleme almıştım.
Aynı gün Ankara’da olduğunu bildiğim Şahin telefonla beni arayarak, ya çevresindekilere hava attı ya da aklı sıra beni korkutmak sindirmek için tehditler savurdu.
Çok yazık. Şahin hala bana tehdit işlemediğini, kendisi ile neden bu duruma geldiğimizi anlayamamış.
Evet, 30 Mart öncesi AKP’den aday adayı olan Şahin Kozlu Gazeteciler Cemiyeti’ne ziyarete gelmiş, bana ait gazeteyi değil (!), Gazeteciler Cemiyetini ziyaret ettiğinin bilincinde olmadan, tüm basın mensuplarının önünde Kozlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanını yani beni tehdit eden sözcükleri rahatlıkla sıralamıştı…
O zamandan bu zamana 4 ay geçmesine rağmen, yaptığı yanlışın farkında olmayan, kendisini haklı sanan Şahin, benim o ,300-500 lira vererek, hatta bazılarına 300-500 lira bile vermeden mevki makam vaat ederek kafaya aldığı, kendi reklamını yapan haberler yaptırdığı, gazetelerden olmadığımı anlamamış olacak ki, beni ikinci bir defa tehdit etme cüretini kendinde buldu.
Dediği laflara bakın;
*Benim ailemi ağzına alamazsın!
Siyasetle uğraşan bir kişinin aile hayatı da tüm kamuoyunun gözü önündedir sayın Şahin.
Kaldı ki biz köşe yazımızda aile mahremiyetine leke getirici bir şey yazmamışız.
Sadece eşine koruma şoför tuttuğunu yazmışız.
*Sen kimsin de banim ailemi ağzına alıyorsun!
Biz gazetecilik görevini ifa etmeye çalışıyoruz ve bir belediye başkanının memur olan eşine koruma, şoför tahsis etmesi dünyanın her yerinde haber niteliği taşır.
Yazımızda, karalayıcı küçük düşürücü, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir şey yok! Olsa dahi, bunun yolu gazeteciyi telefonla arayıp tehdit etmekten değil, yasalar karşısında hesap sormaktan geçer!
*Bir daha ailemi ağzına alırsan karışmam!
Sen karışmazsın da kim karışır Sayın Şahin?
Pardon büyük başkan.
Ne yaparsın?
Beni dövdürür müsün?
Vurdurur musun?
*Kozlu küçük yer!
Evet, ben farkındayım Kozlu’nun küçük olduğunu, burada doğdum, burada büyüdüm, işyerim burada, evim burada ve her gün burada sokakta geziyorum. Bunu neden hatırlatma ihtiyacı duydun acaba?
*Senin yaptığın gazetecilik değil!
Gazetecilik nasıl yapılır Sayın Şahin? Ölçüsü seni övmekten, yalakalık yapmaktan ya da belediyenin haber bülteni gibi gazete çıkartmaktan, kapı kapı ikişer üçer bedava dağıtmaktan mı geçiyor?
*Senin bir karın ağrın var, yakında anlarız!
Benim hiçbir karın ağrım yok, karnım ağrısa doktora giderim. Anlamam ben sizin o karın ağrısı tedavi metodlarınızdan. Anlatta bilelim siz nasıl tedavi ediyorsunuz karnı ağrıyanları?
*Bende yalan yanlış birilerine seni mi yazdırayım?
Sanırım bu kadar saçma bir lafı ilk defa bir belediye başkanı konuşmuştur! Belediye başkanı kendisini eleştiren gazeteci hakkında, satılık gazeteci geçinenlere para vererek karalayıcı yazılar yazdıracak, sözüm ona haberler yaptıracak!
Birincisi ben siyasetçi değilim, neyi yazdıracaksın yazdır.
İkincisi bu söyleminle elinde satılık, yalaka kalemler olduğunu itiraf etmiş oluyorsun!
Üçüncüsü yazdır da bu satılık yalakları herkes tanısın be başkan!
***
Son olarak, böyle çiğ, sağduyu ve mantıktan uzak, sorunları ya avanta vererek yada tehdit ederek çözümleyebileceğini sanan bir kişi ile karşılıklı uzlaşı ile bir yere varamayacağımızı, bu zihniyetteki birinin her türlü yanlışı yapabileceğini düşünerek, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçemizi verdik. Savcılık GSM operatöründen telefon kayıtlarını isteyip gerekli incelemeyi yapar sanırım…
Haber niteliği olan yazılarımız muhatabı her kim olursa olsun devam edecek!
Senden korkan senin gibi olsun Ertan Efendi.