Yıllarca AKP’nin karabasanı haline gelen, partiyi görevleri parmak kaldır-indir den ibaret Beycumalı eş, dost, akraba, köylü ile yönetmeyi marifet ve erdem bilen Hamdi efendinin Milletvekili olma hayalleri ve siyasi ikbal hesapları 1 Kasım ile sona erdi.
Böylece AKP’deki kirli siyaset anlayışı da yavaş yavaş Ak’lanma sürecine girdi.
Ancak kafasını kessen kuyruğu oynayan yılan misali Hamdi’nin o kirli siyaset anlayışına hakim ekibi hala bir yerlerde bir manevralar yapma peşinde mücadele veriyor.
Önce Köksal amcalarından ve Hamdi ağabeylerinden medet umanlar, şimdi çevir kazı yanmasın misali Başsavcı’nın kıçında dolaşıyor, kendilerini dürüstmüş gibi anlatmaya çalışıyorlar…
Tabi Başsavcı yerse!
***
Ne çabuk unuttunuz daha 6 ay evvel yediğiniz haltları.
Sizin yerinizde olan bu adamların yüzüne bakamaz.
Sizde de ne yüz varmış be.
***
Kozlu’nun kerameti kendinden menkul belediye başkanlığı makamında oturan şahsı Ertan ve onun baş destekçisi AKP’ye nereden geldiği kim tarafından belde başkanı yapıldığı malum paralelci İlçe başkanı namı diğer leblebisi Ahmet efendi;
Siz değimliydiniz, Ankara’lara gidip ne pahasına olursa olsun Ertan’ı aday yaptırıp, pırıl pırıl Kozlu’nun çocuğu Akın Kaymak’ı aday yaptırmamak için Ali ve Hamdi ağabeylerinizle binbir çeşit entrikalar çeviren.
30 Mart’ta Kozlu’nun kaderiyle oynadığınız yetmiyormuş gibi, yine aynı ekip, yani Hamdi’nin ekibi, siz değimliydiniz 7 Haziran öncesi yeniden Ankara’yı suyolu edip ‘Akın Kaymak’ı aday yapmayın’ diye AKP Genel Merkezinde kapı aşındıran?
Yine siz değimliydiniz, yaptığınız manevralardan hiç ders almamışçasına, 1 Kasım öncesi bir umut olur hevesiyle Hamdi’yi aday yaptırabilmek için Özbakır’ı listeden çıkartın diye beyhude bir hevesle yeniden AKP Genel Merkezinin 7.inci katına ulaşmaya çalışan?
***
Ne oldu? Her seferinde aldınız mı tarladan soğanları?
O zaman da yazmıştım,;
‘Sizde Nike sürülecek akıl yok!’
‘Hüseyin Özbakır’da, Akın Kaymak’ta aday olacak ve siz seve seve olmasa da diğer türlü ikisinin de, arkasına takılıp kapı kapı oy isteyeceksiniz’ diye…
Dediğim gibi olmadı mı?
Oldu!
Takıldınız Özbakır ile Kaymak’ın ardına seve seve değil, diğer türlü dolaştınız!
Seçimden sonra da, marifet etmiş gibi utanmadan sıkılmadan, ‘Tarih yazdık’, ‘Zafer kazandık’ diye mesaj yayınladınız.
Duyanlar, bilenler sizin bu aymazlığınıza, ‘ Yuh artık’ dedi.
***
Şimdi günah çıkartmak için, ‘çevir kazı yanmasın misali’ takla güvercini gibi, Özbakır’ın etrafında taklalar atıyor, AKP’nin Kozlu’daki başarısında kendinizi pay sahibi gibi gösterip göz boyamaya çalışıyorsunuz.
Ha birde, sürekli beni kötüleyerek prim elde etmeye çalıştığınızı duydum!
Neymiş CHP’li gazeteci, AKP düşmanı falan filan…
Geçin bunları Kozlu’nun edi ile büdüleri…
Ben şahsi olarak kendime öz bir dünya görüşüne sahip olsam da, gazeteci olarak her partiye aynı yakınlıkta ve ya aynı uzaklıktayım.
CHP’ye yakınlık meselesine gelince, Ertan ile Ahmet ikinizde benden çok daha yakınsınız!
CHP’nin Milletvekili Şerafettin Turpçu’yla ne kadar yakın olduğunuzu, Kozlu Belediyesi’nden Turpçu’nun İncivez mahallesindeki arsasına özel yaptığınız imar düzenlemesini, Turpçu’ya verdiğiniz ihaleleri, Ankara seyahatlerinde AKP vekillerinden önce CHP’li Turpçu’nun Ofisine gittiğinizi bilmeyen yok!
Şimdi söyleyin bakalım Ertan ile Ahmet efendiler, siz misiniz CHP’li ben miyim?
***
Öyle ona buna mok atarak kendinizi Ak’layacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz!
Her zaman olduğu gibi takipteyim.
Bundan sonra sadece sizi değil, Sayın Özbakır’ı da yakından takip edeceğim!
Bakalım, yakın geçmişteki ihaneti unutmadan, sizin gibi Hamdi’den kalma entrika ekibinden bu partiyi temizleyip, Zonguldak’ta AKP’ye yeni bir siyaset anlayışı getirebilecek mi?
Yoksa, mok bizim mokumuz karıştırmayalım, kokmasın diyerek üstünü mü örtmeye gidecek?
Ama ben, ömrünü hukuka ve adalete adamış eski Başsavcı Sayın Özbakır’ın kendisine yakışanı yapacağından ümitliyim.