Hayatımıza Koronavirus girmeden ve henüz uzaktan eğitim ile sadece AÖF öğrencilerinin muhatap olduğu dönemlerde, her eğitim öğretim yılı sona erdiğinde gazete manşetlerinde "Yarıyıl tatili heyecanı" ve "Karne Heyecanı" gibi ifadelerle karşılaşırdık.
Şimdi "Heyecan" kelimesine zaten gerek kalmamışken öğrenciler ve velileri bir de "online karne" kavramı ile tanıştılar.
Karnenin bile heyecanı kalmadı.
Neydi o eski günler?
Kırık notları olan öğrencilerin ailelerinden tepki görmemek adına mürekkepli kalem ile yazılan karne notlarını çamaşır suyuna batırılmış pamuk ile silip yerine yüksek notlar yazmaları bile başlı başına bir heyecan kaynağıydı.
Dedim ya isin heyecanı filan kalmadı!
Notları yükseltmeye de gerek yok.
Karneler online olunca bakanda tüm öğrencilere mağdur oldukları hoşgörüsü ile yüksek not verilmesi talimatını verince, işin olmayan heyecanı hepten yok oldu gitti.
Bu tabloda 2020-2021 eğitim öğretim yılının birinci yarıyılı sona erdi ve öğrenciler karnelerini aldılar.
Ancak bir karne de bu şartlar altında uzaktan eğitim gören yavrularımıza ve sınıfta gösterdiği performansın çok daha fazlasını ekran başında göstererek öğrencilerinin dikkatini diri tutmaya çalışan öğretmenlerimizin işini daha da güçleştiren, parasını alıp, başta köylerdeki abonelerine internet hizmetini vermeyen Türk Telekom yöneticilerine ve eğitim modeli uzaktan yapıp, öğrencileri tabletsiz bırakan eğitim sisteminin başındakilere vermek gerekiyor.
Ama bunlara beleş yüksek not yok!
Çünkü hiçbiri hak etmedi.