Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel seçimleri geride kaldı. Cumhur ittifakı, milletvekili sayının önceki döneme göre azalmasına rağmen TBMM’deki çoğunluğu yeniden elde etti. CHP çatısı altında seçime girerek milletvekili seçilen ittifak üyesi partilerin milletvekilleri, ittifakın sona erdiğini deklere ederek istifa ederek, TBMM’de kendi siyasi partileri adına yer aldılar. İYİ Parti için bu durum söz konusu değil! Zaten seçime kendi listeleri ile girmişlerdi ve seçim sonucunda TBMM’de kendi gurubunu kuracak kadar milletvekili çıkardılar. Ancak DEVA PARTİSİ,GELECEK PARTİSİ ve SAADET PARTİSİ için aynı durum söz konusu değil! Tek başlarına Mecliste gurup kuracak Milletvekili sayısına hiçbiri ulaşamadı. Şimdi ülkenin gündeminde bu üç partinin gurup kurmak adına birleşmek için uzlaşma arayışı içinde oldukları var. Ancak Ankara kulis bilgilerine göre Genel Başkanın kim olacağı konusunda uzlaşmaya varılamıyormuş... Vallahi bana kalırsa olay sadece Genel Başkanın kim olacağında kitlenecek kadar basit değil! CHP çatısı altında seçime girdikleri için oy oranlarını kimsenin bilmediği, Seçimin sonucuna ne katkı sağladıkları dahi matematiksel olarak belli olmayan bu üç parti; Varsayalım Genel Başkanın kim olacağı konusunda mutabakata vararak tek çatı altında buluştu. İllerdeki teşkilatları ne olacak? Kayıtsız biat ederler mi? Hiç sanmam! Mesela Zonguldak’ta birleşmeden oluşan Partinin İl Başkanı kim olur? DEVA’nın İl Başkanı Fatih Keleş’mi? Egosu tavan yapmış, havalar 1500 gezen, burnundan kıl aldırmayan Burak Erol mu? Yoksa bunların içinde en çok performansı sarf eden, 3 bin den fazla üye yaparak şahsi gayreti ile teşkilatları ayakta tutmak için koltuğa oturduğu günden beri gecesini gündüzüne katan Mustafa Kutayer’ mi?    Yok, azizim bu düdük ötmez! Genel Merkezler çapında birleşme sağlansa da, teşkilatlar bağlamında aynı birleşme sağlanamaz! Sağlansa dahi teşkilatlarda kopmalar, kapanmalar olur… Sonrasında ne mi olur? Mecliste kanun çıkarmak adına gerekli sayıya ulaşmak isteyen Ak Parti zaten içinden kopan bu partilerdeki eski yol arkadaşlarına cazip teklifler sunar. İçlerinden zayıf halkalar tekrar eski yuvalarına döner ya da Ak Parti ile hareket eder… Yok, olmaz demeyin! Yakın geçmişte siyasi arenada tanık olduğumuz gelişmelerden sonra imkânsız diye adlandırılacak hiç bir şey yoktur. Mesela CHP’nin başına geçecek diye konuşulan, koyu sosyal demokrat eski Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun nasıl KKTC Büyükelçisi olduğuna şahit oldu bu ülke! Yine büyük ülkücü kimliği ile yola çıkan ve hiçbir ülkücü Hüdapar ile aynı ittifak altında bir araya gelmez diyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert eleştiriler yönelten, Ata İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın ikinci turda nasıl Erdoğan’ın yanında yer aldığını ve Hüdapar’ın lideri Zekeriya Yapıcıoğlu ile aynı fotoğraf karesinde yer aldığını da gördü bu ülke! Yakında Feyzioğlu misali S.Oğan’a verilecek payeye de şahit oluruz. Onun için bugünkü siyasi anlayış ve tablo içerisinde olmaz diye bir şey olmadığını düşünüyorum. Dokuz ay sonra mahalli idareler seçimleri var. O zamana kadar daha neler görür, neler yaşar bu ülke.. Kalın sağlıcakla.