Sitenin sağında bir giydirme reklam

Döviz artışı memur maaşlarını 8 yıl öncesine götürdü

Gündem 01.12.2016 - 23:31, Güncelleme: 21.02.2023 - 15:12 4091+ kez okundu.
 

Döviz artışı memur maaşlarını 8 yıl öncesine götürdü

Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı, Türk Büro-Sen Şube Başkanı Kadir Bacıoğlu; Türkiye Kamu-Sen Araştırma ve Geliştirme Merkezi tarafından yapılan analiz sonucu euro ve dolar artışının son dönemde memur maaşlarını önemli ölçüde değersizleştirdiği, memurun alım gücünün düştüğü belirtti.Bacıoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi, son dönemde döviz kurlarında yaşanan gelişmelerin memur maaşlarına yansımasını değerlendirmiştir. Yapılan araştırmada, döviz kurlarının 2010 yılından itibaren hızlı bir yükseliş trendine girdiği ifade edilirken, özellikle son aylarda dolar kurunda yaşanan gelişmelerin, memur maaşlarını dolar kuru karşısında erittiği ve memur maaşlarını dolar bazında 2007 yılı seviyelerine geri götürdüğü ortaya konulmuştur. Araştırmaya göre 2008 yılında ortalama memur maaşı 1215,66; en düşük dereceli memur maaşı 834,45 TL dolayında bulunuyordu. Buna karşın 1 dolar ise ortalama 1,30 liraya satın alınmaktaydı. Buna göre 2008 yılında ortalama memur maaşı ile 935,1; en düşük dereceli memur maaşı ile de 641,9 dolar alınabilmekteydi. 2016 yılına gelindiğinde Ekim ayı itibarı ile iyiden iyiye hareketlenen dolar kuru, Kasım ayında 3,4 lira seviyelerini aşarak tarihi zirvesine ulaştı. Şu anda ortalama memur maaşı 2703,84; en düşük dereceli memur maaşı ise 2032,89 TL seviyesinde bulunuyor. Dolar kuru ise 3,36 TL dolayında dalgalı seyrini sürdürüyor. Buna göre bugün ortalama memur maaşı 804,7; en düşük dereceli memur maaşı ise 605,0 dolar seviyesine gerilemiştir. Döviz kurlarında yaşanan artışa bağlı olarak memur maaşlarının dolar bazında 8 yıl geriye gittiği görüldü. Dolar kurundaki artış 2008 yılına göre; ortalama memur maaşını %13,9; en düşük dereceli memur maaşını ise %5,8 oranında eritmiştir. Son 1 yıllık gelişmeler değerlendirildiğinde de çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. 2015 yılı sonunda dolar kuru 2,91 TL iken ortalama memur maaşı 827,2 dolar, en düşük dereceli memur maaşı ise 622,4 dolar etmekteydi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde dolar kuru %15,5’lik bir artışla 3,36 TL’ye yükselirken ortalama memur maaşı 804,7 dolar, en düşük dereceli memur maaşı ise 605,0 dolara düşmüştür. Yapılan çalışmada memur maaşlarının 2008 yılına göre aylık ortalama 130,4 dolar, 2015 yılına göre ise aylık ortalama 22,5 dolar değer kaybettiği ortaya çıktı. 2002 yılından beri yüksek reel getiriye dayalı bol sıcak para politikasıyla, gerçek anlamda üretime dayanmayan, sanal bir ekonomi yaratılmış, yabancı yatırımcı da ucuza elden çıkarılan kamu kuruluşlarını satın alarak ülkeye sıcak para getirmiştir. Fütursuzca özelleştirme yaparak, hesapsız yüksek reel faiz ödeyerek geldiğimiz noktada, ülkemizin yaşadığı siyasi belirsizliğin yabancı yatırımcıyı ürküttüğü görülmektedir. Özellikle OHAL’in çığırından çıkması ve Avrupa Birliği ile yaşanan gerginlik, yabancı yatırımcı ile yaşanan balayının sonu olmuştur. Küresel sermaye, hayalleri satın almış ve ülkemize gelmişken şimdi gerçekleri satmakta, yaşanan belirsizlik karşısında apar topar ülkemizden kaçmaktadır. Yıllardır, ülkemize giren sıcak paranın mutlaka reel ekonomiye aktarılması ve yeni istihdam yaratılması gerekmektedir. Sermaye istikrara, kâra ve özgürlüklere yatırım yapar. Özgürlüklerin kısıtlandığı, siyasi belirsizliklerin yaşandığı ve kâr marjının düştüğü ülkelerden de uzak durur. Özellikle başkanlık değişiminden sonra ABD’nin ekonomi politikalarının da belirgin bir biçimde değişeceği göz önüne alındığında, faizlerin yükseleceği, döviz kurunun dalgalı seyrini sürdüreceği görülmektedir. Bu kapsamda ülkemizin başkanlık tartışmaları temelinde yaşadığı siyasi belirsizliği çözüme kavuşturması, reel ekonomiye önem vermesi ve özgürlükleri geliştirmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Temelde bakılacak olursa ekonomideki bozulmanın 2008 -2009 ekonomik krizi ile başladığını söylemek mümkündür. Bu dönemde kriz atlatılmış gibi görünse de yaşanan türbülanstan gerekli derslerin alınmamış olması, sorunların sümenaltı edilmesi, bugün yaşanan ilk olumsuzlukta, dalgalanmadan en çok etkilenen ülke olmamıza sebebiyet vermektedir. 2008 yılından beri dolar kuru %158 oranında yükselmiştir. 2015 yılı ortalamasına göre ise %23’lük bir devalüasyon yaşanmıştır. Dolar kurundaki bu yükseliş, memur maaşlarına da %14’lük erime olarak yansımıştır. Ülkemizdeki döviz hareketliliği başta akaryakıt fiyatları olmak üzere, iğneden ipliğe bütün ürünlerin fiyatlarını doğrudan etkilemektedir. Bu süreçte dar ve sabit gelirli kesimin alım güçlerinin reel olarak korunması son derece önemlidir. Görülmüştür ki, siyasi olarak dış dünyadan kendimizi soyutlayamayacağımız gibi ekonomik olarak da soyutlamamız mümkün değildir. Emeğin ve sermayenin bu denli küreselleştiği bir dünyada, bizim kamu görevlileri olarak ekonomik gerçeklerimize yerel bir yaklaşım getirmemiz doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Dünya ülkeleri ile aramızda çalışma yaşamında oluşan ekonomik ve sosyal farklılıklar nedeniyle beyin göçü yaşanmaktadır. Birçok değerimiz, daha iyi imkânlar sunulması nedeniyle yurt dışına çıkmaktadır. Bu bakımdan gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantılarında döviz kurlarındaki dalgalanmaya ilişkin alınacak tedbirlere ek olarak çalışanların da bu dalgalanmadan olumsuz etkilenmemesi için önlemler de masaya yatırılmalıdır.”

Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı, Türk Büro-Sen Şube Başkanı Kadir Bacıoğlu; Türkiye Kamu-Sen Araştırma ve Geliştirme Merkezi tarafından yapılan analiz sonucu euro ve dolar artışının son dönemde memur maaşlarını önemli ölçüde değersizleştirdiği, memurun alım gücünün düştüğü belirtti.
Bacıoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi, son dönemde döviz kurlarında yaşanan gelişmelerin memur maaşlarına yansımasını değerlendirmiştir.
Yapılan araştırmada, döviz kurlarının 2010 yılından itibaren hızlı bir yükseliş trendine girdiği ifade edilirken, özellikle son aylarda dolar kurunda yaşanan gelişmelerin, memur maaşlarını dolar kuru karşısında erittiği ve memur maaşlarını dolar bazında 2007 yılı seviyelerine geri götürdüğü ortaya konulmuştur. Araştırmaya göre 2008 yılında ortalama memur maaşı 1215,66; en düşük dereceli memur maaşı 834,45 TL dolayında bulunuyordu. Buna karşın 1 dolar ise ortalama 1,30 liraya satın alınmaktaydı. Buna göre 2008 yılında ortalama memur maaşı ile 935,1; en düşük dereceli memur maaşı ile de 641,9 dolar alınabilmekteydi. 2016 yılına gelindiğinde Ekim ayı itibarı ile iyiden iyiye hareketlenen dolar kuru, Kasım ayında 3,4 lira seviyelerini aşarak tarihi zirvesine ulaştı. Şu anda ortalama memur maaşı 2703,84; en düşük dereceli memur maaşı ise 2032,89 TL seviyesinde bulunuyor. Dolar kuru ise 3,36 TL dolayında dalgalı seyrini sürdürüyor. Buna göre bugün ortalama memur maaşı 804,7; en düşük dereceli memur maaşı ise 605,0 dolar seviyesine gerilemiştir.
Döviz kurlarında yaşanan artışa bağlı olarak memur maaşlarının dolar bazında 8 yıl geriye gittiği görüldü. Dolar kurundaki artış 2008 yılına göre; ortalama memur maaşını %13,9; en düşük dereceli memur maaşını ise %5,8 oranında eritmiştir. Son 1 yıllık gelişmeler değerlendirildiğinde de çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. 2015 yılı sonunda dolar kuru 2,91 TL iken ortalama memur maaşı 827,2 dolar, en düşük dereceli memur maaşı ise 622,4 dolar etmekteydi. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde dolar kuru %15,5’lik bir artışla 3,36 TL’ye yükselirken ortalama memur maaşı 804,7 dolar, en düşük dereceli memur maaşı ise 605,0 dolara düşmüştür. Yapılan çalışmada memur maaşlarının 2008 yılına göre aylık ortalama 130,4 dolar, 2015 yılına göre ise aylık ortalama 22,5 dolar değer kaybettiği ortaya çıktı.
2002 yılından beri yüksek reel getiriye dayalı bol sıcak para politikasıyla, gerçek anlamda üretime dayanmayan, sanal bir ekonomi yaratılmış, yabancı yatırımcı da ucuza elden çıkarılan kamu kuruluşlarını satın alarak ülkeye sıcak para getirmiştir. Fütursuzca özelleştirme yaparak, hesapsız yüksek reel faiz ödeyerek geldiğimiz noktada, ülkemizin yaşadığı siyasi belirsizliğin yabancı yatırımcıyı ürküttüğü görülmektedir. Özellikle OHAL’in çığırından çıkması ve Avrupa Birliği ile yaşanan gerginlik, yabancı yatırımcı ile yaşanan balayının sonu olmuştur. Küresel sermaye, hayalleri satın almış ve ülkemize gelmişken şimdi gerçekleri satmakta, yaşanan belirsizlik karşısında apar topar ülkemizden kaçmaktadır. Yıllardır, ülkemize giren sıcak paranın mutlaka reel ekonomiye aktarılması ve yeni istihdam yaratılması gerekmektedir.
Sermaye istikrara, kâra ve özgürlüklere yatırım yapar. Özgürlüklerin kısıtlandığı, siyasi belirsizliklerin yaşandığı ve kâr marjının düştüğü ülkelerden de uzak durur. Özellikle başkanlık değişiminden sonra ABD’nin ekonomi politikalarının da belirgin bir biçimde değişeceği göz önüne alındığında, faizlerin yükseleceği, döviz kurunun dalgalı seyrini sürdüreceği görülmektedir. Bu kapsamda ülkemizin başkanlık tartışmaları temelinde yaşadığı siyasi belirsizliği çözüme kavuşturması, reel ekonomiye önem vermesi ve özgürlükleri geliştirmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Temelde bakılacak olursa ekonomideki bozulmanın 2008 -2009 ekonomik krizi ile başladığını söylemek mümkündür.
Bu dönemde kriz atlatılmış gibi görünse de yaşanan türbülanstan gerekli derslerin alınmamış olması, sorunların sümenaltı edilmesi, bugün yaşanan ilk olumsuzlukta, dalgalanmadan en çok etkilenen ülke olmamıza sebebiyet vermektedir.
2008 yılından beri dolar kuru %158 oranında yükselmiştir. 2015 yılı ortalamasına göre ise %23’lük bir devalüasyon yaşanmıştır. Dolar kurundaki bu yükseliş, memur maaşlarına da %14’lük erime olarak yansımıştır. Ülkemizdeki döviz hareketliliği başta akaryakıt fiyatları olmak üzere, iğneden ipliğe bütün ürünlerin fiyatlarını doğrudan etkilemektedir. Bu süreçte dar ve sabit gelirli kesimin alım güçlerinin reel olarak korunması son derece önemlidir.
Görülmüştür ki, siyasi olarak dış dünyadan kendimizi soyutlayamayacağımız gibi ekonomik olarak da soyutlamamız mümkün değildir.
Emeğin ve sermayenin bu denli küreselleştiği bir dünyada, bizim kamu görevlileri olarak ekonomik gerçeklerimize yerel bir yaklaşım getirmemiz doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Dünya ülkeleri ile aramızda çalışma yaşamında oluşan ekonomik ve sosyal farklılıklar nedeniyle beyin göçü yaşanmaktadır. Birçok değerimiz, daha iyi imkânlar sunulması nedeniyle yurt dışına çıkmaktadır. Bu bakımdan gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantılarında döviz kurlarındaki dalgalanmaya ilişkin alınacak tedbirlere ek olarak çalışanların da bu dalgalanmadan olumsuz etkilenmemesi için önlemler de masaya yatırılmalıdır.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.