Birilerinin kucağına oturup bir yerlere gelirsen, o birilerinin istediği zaman diyet borcunu ödeyeceksin.
İlk önce küçükçüler başladı.
Fuar alanı, Plaj tesisi, köfte arabası, mısır arabası, seyyar tezgâhı derken,
Sıra büyükçülere geldi.
Çöp arabası, iş makinası, makam arabası, park bahçe bakım işi ihalesi vs. verme zamanı geldi.
Vermenin sınırı yok.
Vermekle iyi olunduğunu gören de olmamış.
100 kere, 1000 kere verirsin, 1001.’yi isteyip de alamayan arkandan lanet okur,
Yetmedi, yüzüne güler, arkandan ihanet eder.
Bak şimdi küçüklü, büyüklü senden bir şeyler isteyenler,
Zamanında Ali babanın çiftliğinde otluyordu.
Ondanda isteyip, aldılar.
Daha fazlasını isteyip alamayınca sattılar!
Şimdi daha erken, sende zamanla anlayacaksın,
Kılıfına giren şemsiyenin açılmayacağını…