ÖREN:LOZAN HEZİMETTİR LAFLARI BOŞTUR…


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları ile başlayan, Siyasi Parti Genel Başkanları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının başkanları ile devam eden Lozan Polemiğine Zonguldak'ta dahil oldu.

Zonguldak Memur-Sen İl Temsilcisi Kamuran Aşkar'ın Lozan'ın hezimet olduğu yönündeki açıklamalarına yönelik çok sert bir yanıt Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Şahin Ören'den geldi.

Lozan'ın hezimet olduğu söylemlerini 'Boş Laf' olarak nitelendiren Ören sözlerini şu şekilde sürdürdü;

Memur-Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kamuran Aşkar; kendisine bir türlü yer bulamadığı siyasi arenada bir tutam tuzum olsun diye yaptığı bu açıklama maalesef yandaşça ve siyasi bir hezeyandır.

Böylece sendikacılıktan ziyade siyasi emellerine fayda sağlayacağını düşündüğü bu hamle sendikacılığının yanında tarihçiliğinin de sınıfta kaldığını göstermektedir.

Öncelikle bir tarihçi olan Kamuran Aşkar, tarihin temelini oluşturan tarih metodolojisinden yoksun olduğu görülmektedir. Tarihçi yargıç değildir. Bu nedenle tarihçinin şu başarı, şu kayıp ve şu hain şeklinde açıklama yapması bu metodolojiye uygun değildir. 

Kamuran Aşkar, Baltacı Mehmet Sendromu yaşamaktadır. 

Lozan’a savaş kazanan bir devlet olarak gitmiştik diyen Aşkar şunlarıda bilmeli ki, Baltacı Mehmet Paşa Prut Savaşını kazanan olarak masaya oturmuş ama masada kaybetmiştir,

Dolayısıyla bir tarihçi Baltacı Mehmet’in imzaladığı Prut Anlaşması ihanettir, hezimettir, Baltacı haindir yorumları yapamaz. Tarihçi olayları ve olguları o günün şartlarına göre ele almak zorundadır. Bu günün koşullarında geçmişi yargılamak ve yaftalamak ne tarihçinin nede siyasetçinin işidir. 

 

“Resmi ideolojinin, resmi tarihin ön görüleri noktasında tarihi değerlendirmeleri yaparız. Onun için de resmi ideolojinin öngördüğü şekilde tarihi değerlendirirken genelde ya tam severiz ya da tam söveriz. Bizim böyle bir özeliğimiz var” diyen Aşkar neden bir siyasetçinin yani resmi ideolojiyi temsil eden kişinin sözünün peşinden gitmektedir. Resmi ideolojiyi eleştiren Aşkar kendisinin resmi ideolojinin borazanlığını yaptığının şuurunda bile değildir. Öyle ki bu siyasetçi Zonguldak’ta yaptığı mitingde o zamanki adıyla Zonguldak Karaelmas Üniversitesini biz kurduk demiştir. Başta Kamuran Aşkar olmak üzere birçok kişi bunu alkışlamıştı. Daha on yıl öncesini bilmeyen siyasetçinin Lozan hezimettir lafları lafü güzaftır.

Aşkar’ın belirttiği biz tarihimizi ya severiz ya söveriz görüşü kendisini bağlamaktadır. 

Lozan’ın Türk tarihi açısından büyük bir kayıp olduğunun belirten Kamuran Aşkar, şunu bilmelidir ki, Türk Kurtuluş Savaşı sadece düşmana karşı değil İstanbul Hükümetine ve hainlere rağmen kazanılmıştır.  

Öyle ki Osmanlı Devleti Çanakkale’de Zafer kazanmasına rağmen masada imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla İtilaf Devletlerinin rahatlıkla boğazlardan geçmesine başta İstanbul olmak üzere Anadolu’nun işgaline izin vermiştir. Sevr Antlaşmasıyla ise Doğu’da Ermeni Devleti, Güneydoğuda ise Kürt Devleti kurulmasına izin verildiğini bilmiyormuşçasına konuşuyor. O zaman sayın Aşkar bu tarihi gerçeklere ne diyecektir.

2015 Türkiye’sinde Suriye’de bulunan son Türk Toprağı olan Süleyman Şah Türbesini kaçırırcasına Türkiye’ye taşıyan siyasi iktidar ve sözcülerinin Lozan’ı ağızlarına almalarının hiçbir ciddiyeti ve inanırlığı bulunmamaktadır. Ve başta ege olmak üzere diğer kayıplar hariç…

Lozan Hezimettir lafları, başta Mustafa Kemal ve arkadaşlarının İşgal güçlerine, İstanbul Hükümetine ve hainlere karşı verdiği mücadelenin sonucunda yırttığı Mondros Ateşkesi ve Sevr  projelerinin büyüklüğünü göz ardı etme ve hedef şaşırtma ile laf cambazlığıdır. Atatürk, memleketi olan başta Selanik, adalar, Batı Trakya ve Musul-Kerkük’ü almayı istemez miydi?

 

Sayın Aşkar, On İki  Adaların 1912’de Uşi Antlaşmasıyla Osmanlı Devletinin elinden çıkmış olduğunu söyleyerek daha önce söylenen bir yanlışı da düzeltmiştir.

 

'Tarihi tarihçilerin değerlendirmesi daha realist, siyasilerin değerlendirmesi daha ideolojiktir' diyen Aşkar, çelişkiler içerisindedir. CHP genel başkanını eleştirirken Cumhurbaşkanının değerlendirmesinin normal görmektedir. Oysa kendi röportajında farkında olmadan buna da şöyle cevap vermektedir: “Bu değerlendirmeleri tarihçilerin yapmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Kılıçdaroğlu’nun siyasi mevzularda değerlendirme yapması normaldir, doğrudur ama tarihi mevzularda tarihçilerin değerlendirmesinin tarihçilerin konuşmasının çok daha şık olacağın düşünüyorum. Çünkü tarihçiler ideolojik saplantılarından, tarihçilerin değerlendirmesi daha realist, siyasilerin değerlendirmesi daha ideolojiktir. Onun için ben bu işi tarihçilere bırakılması gerektiğine inanıyorum.” Aşkar bu yorumu yaparken Cumhurbaşkanının tarihçi olmadığının sanırız farkında değildir.

 

Lozan, Türk milletinin varoluş belgesidir. Çünkü;

1-Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan başta İstanbul olmak üzere Anadolunun işgaline izin veren Mondros Ateşkes Antlaşmasının geçersiz olduğunu  

2- Sevr Antlaşmasıyla Türklere sadece Ankara ve çevresinde yaşama hakkı veren, doğuda Ermeni Devleti, Güneydoğuda Kürt Devleti kurulmasını öngören antlaşmayı yırtmıştır. 

3-Yeni Türk Devletinin dünya tarafından kabulü sağlanmıştır.

4-Emperyalist devletlere karşı Türk milletinin kendisini kabul ettirdiği bir antlaşmadır.

5-Ayrıca Türk Kurtuluş Savaşı Türk milletinin elindeki son ve sınırlı silah, cephane ve malzemeyle kazanılmış bir zaferdir.

 

Türk Eğitim-Sen olarak başta Atatürk olmak üzere Türk Kurtuluş Savaşı ve Osmanlı Tarihine yapılan bu tür tarih metodolojisinden yoksun yaklaşımları kınıyoruz.  Bizimde söylemek istediğimiz özetle “Tarihi tarihçi akademisyenlere bırakmak en doğrusudur”dedi.(BKH)