Doğanın kanunudur. Canlılar zamanla yaşadığı çevreye ve ortama uyum sağlar.

Dinci partinin sözüm ona dindar geçinen meclis üyeleri başlarındaki çakma ampule uymuşlar, ‘Bu fırsat bir daha ele geçmez’ diyerek yiyip içip günlerinin gün ediyorlarmış…

E tabi nede olsa her şey beleş!

Hiç içmez dediğiniz meclis üyeleri,

Hatta ve hatta paralelci ilçe başkanı bile yeri ortamı müsait ise vuruyormuş kadehin dibine…

Hele yanında çerez olarak bir de leblebi var ise doyma o zaman tadına!

Sık sık gidilen Ankara-İstanbul hatta Yurtdışı turlarındaki kaçak et (!)muhabbeti ise başka bir aymazlık mevzuu…

Her neyse, bu arkadaşlarla aynı ortamı paylaşanların yorumu ise ayrı bir mizah konusu olacak şekilde;

Adamlar öğütme makinası gibi…

Adeta iş başına yemek için gelmişler!

Beleş olan her şeyi yiyip içiyorlar.

Dört seneye varmaz, alayı ya alkolik olur, ya da mide fesatından çatlar gider…

Yazık, hem de çok yazık.

Dört sene sonra sokakta yürüyüp milletin yüzüne bakamayacaklar!

Üç kuruşluk şahsi menfaatleri için hem kendilerini hem de memleketi rezil ediyorlar.

E ne demişler, ‘Balık baştan kokar!’