AKP GÖZÜNÜ TTK'YA DİKTİ
TURPCU’NUN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“Bugünlerde Zonguldak tarihinin belki de en kritik dönemini yaşıyoruz.
Zonguldak iktidar tarafından ihmal edilmiş, olanakları yok edilmiş, taş üstüne taş konmaması bir yana fırsatları elinden alınmış, yoksun bırakılmak için adeta uğraşılmış bir şehirdir. Bugün Zonguldak olarak, AKP iktidarının çelişkileriyle, korkularıyla, ekonomik buhranla ve zorluklarla yüz yüze geldiğimiz durumun en son noktasındayız. Türkiye Taşkömürü Kurumu`nun özelleştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin şimdi Zonguldaklılar için sözünü söyleme zamanıdır, şimdi Zonguldak'ın gündemini ülke gündeminde ve siyasette yerine oturtma zamanıdır.
AKP GÖZÜNÜ TTK`YA DİKTİ
Nedense AKP’de bir özelleştirme hevesi vardır, Cumhuriyet tarihindeki özelleştirmelerin yaklaşık yüzde 80'i AKP zamanında gerçekleşmiştir. Bu süreçte, kamu mülkiyetinde bulunan ve kimi zaman sektörde tekel konumuna yükselmiş kurum ya da kuruluşlar, çok uygun fiyatla yabancı ya da yerli sermayeli özel sektör aktörlerine peşkeş çekilmiştir. Bu konuda AKP sabıkalı bir iktidardır. Hayırsız bir evlat gibi, Cumhuriyet Dönemi’nin tüm kazanımlarını, stratejik kuruluşlarımızı `özelleştirme` adı altında hazırdan satıp, yemekten başka bir şey yapmamıştır. Bunun son örneği olarak gözlerini TTK`ya dikmişlerdir. Bu durum bilinçli ve sistemli bir politikanın son halkasıdır.
AKP`ye hatırlatmak lazım; 14 yıldır iktidardasınız, işleyişinden devletin sorumlu olduğu bir kurum zarar ediyorsa bunun sorumlusu sizsiniz. Bu kurumun zarar etmemesi, üretimini artırması, Zonguldak ve ülke için yararlı olması adına bu güne kadar hangi adımları attınız da şimdi özelleştirilmesini isteme cüretinde bulunuyorsunuz?
İKTİDAR ZONGULDAK HALKI İLE GÜVENLİK GÜÇLERİNİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE HAZIRLANIYOR
AKP iktidarı, TTK`nın özelleştirilmesine yönelik tartışmaların öyle kolay şekilde geçiştiremeyeceğini görünce apar topar bir toplantı düzenledi. Toplantıya konunun paydaşı olan kişilerde çağırıldı olmayan kişiler de. Zonguldak adına bir toplantı yaparken muhalefet milletvekillerinin buna dahil edilmemesi zaten geleceğe yönelik asıl niyetlerini ortaya koyan bir tavırdır.
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) Başkanı Sayın Metin Demir’in bu toplantıda bulunmasının gerekçesi nedir? Bundan sonraki süreçle bir bağlantısı ve rolü var mıdır? Sendika’nın belirttiği üzere kendilerinin özelleştirmeden yana taraf olan tavrını kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek istiyorum.
Bununla birlikte toplantıya Zonguldak Emniyet Müdürü Sayın Osman Ak’ın çağırılmış olması ve kendilerinin özelleştirmeyi savunur söylemleri asla kabul edilemeyecek bir durumdur.
AKP İktidarı, toplantıya madem Emniyet Müdürü’nü çağırdınız, İç İşleri Bakanı ve Jandarma Genel Komutanı’nı da çağırsaydınız da kadro tamamlansaydı. Böyle bir şey olabilir mi?
İktidarın, Zonguldak halkı ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeye hazırlandığı bu dönemde `1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde` dönemin Vali ve Emniyet Müdürü`nün neler yaptığını araştırmalarını tavsiye ediyorum.
`1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde` hiçbir işçinin burnu kanamadı, bu nedenle o dönemin Vali ve Emniyet Müdürünü Zonguldaklılar hep şükranla anmışlardır. Emniyet Müdürümüz geçmişte bugün `paralel yapı ‘olarak adlandırılan örgüte ilk başkaldıranlardandı ve bunun yüzünden yıllarca bedel ödedi ve çile çekti.
Zonguldaklılar, kendi haklarını savunmak için, şehrin bugünü ve geleceği için ve ülkenin çıkarı için harekete geçecektir. Emniyet Müdürü Sayın Ak olaya bu açıdan bakmalıdır.
TTK`NIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA EVET, ÖZELLEŞTİRİLMESİNE HAYIR
Şunu çok net şekilde bir kez daha söylüyorum `TTK`nın yeniden yapılandırılmasına evet, özelleştirilmesine kesinlikle hayır.` Reçete bellidir; TTK`nın işçi açığı acilen giderilerek, yeniden yapılandırılarak, sermayesi güçlendirilerek, yeniden organize edilmesinin zorunlu olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum, bu şekilde zaten maliyetler de aşağı çekilecektir. Devletin illa kar etmesi gerekmez. TTK ülkemizde derin kuyu kömür madenciliği yapılan ve denizaltı sahalarda kömür madenciliği yapılan tek kurumdur. Zarar gerekçe gösterilerek böylesine stratejik bir kurumun tasfiye edilmesi veya özelleştirilmesi asla kabul edilemez. Zonguldaklılar böyle bir ihanet girişimini asla unutmaz.
TTK`nın deneyimi var, uzmanlığı var, hazır insan kaynağı var tek eksiği yatırım yapılmamasıdır. Yatırım yapılması ve işçi alınması halinde mevcut durumda dibe vurmuş olan üretim miktarını ciddi şekilde artıracağı bir gerçektir. Kurum da zaten bunu beyan etmektedir. TTK`nın acil olarak yer altı işçisine ihtiyaç duyduğunu defalarca hatırlattık, ancak kendileri işçi alımının kamu üzerinde oluşturabileceği kendi deyimleriyle `yüksek maliyeti` bahane etiler. Bu kadar hayati bir konu olmasına rağmen söz konusu maden işçisi ve Zonguldak olunca ‘kamuya maliyet’ sözü çok kolay kullanılabiliyor, ancak AKP iktidarının son derece gereksiz ama kamuya maliyeti çok yüksek olan harcamalarına bizzat şahidiz.
MÜKELLEFİYETTE ZORLA ÇALIŞTIRILAN ZONGULDAKLILAR BUGÜN ZORLA İŞSİZLİĞE, AÇLIĞA VE GÖÇE MAHKUM EDİLİYOR
Zonguldak, Türkiye sanayisinin gelişmesinin lokomotifi olmuş, ülke ve bölge ekonomisine büyük katkılar yapmıştır. Geçmişte Mükellefiyet Kanunu ile ülke sanayisinin gelişmesi için zorla çalıştırılan Zonguldaklılar, bugün zorla işsizliğe, açlığa ve göçe mahkum edilmektedir. Zonguldak emek şehridir. Burada iktidarın politikaları nedeniyle, günden güne eriyen ekonomik yapıda insanlarımız yaşam mücadelesi vermektedir. Yatırım yapılmaması, işçi sayısının eritilmesiyle TTK bu günlere gelmiştir. Göz göre göre zarara sürüklenmiş, bilinçli olarak eritilmiştir. AKP Zonguldak`a verdiği hiçbir sözü yerine getirmemiştir. Zonguldak’ın başına gelmiş en büyük felaketlerden biri AKP iktidarıdır.
ÖZELLEŞTİRMENİN ARKASINDA TERMİK SANTRALLER TUZAĞI VE PLANI VAR
Hükümetin yaptığı özelleştirme hamlesi arkasında başka planları barındırmaktadır. Atılan bu son adım, sadece Zonguldak ve TTK`yı birbirinden koparmayacak, aynı zamanda termik santral kurulma izni verilen firmalarla Zonguldak’ı baştan aşağıya cehenneme çevirecektir. Ereğli'den Amasra'ya kadar yapılacak santrallerden bahsediyoruz. Bu durumun yaratacağı dışsal etkiler üzerine hiç düşünülmemekte, halk sağlığı ve çevresel etkiler göz ardı edilmektedir. Görünen o ki iktidarın Zonguldak`a biçtiği değer, gelecek için yaşanmaz bir şehir, zehirli hava, su, toprak ve sağlığını kaybetmiş bir halktır. Ölüme mahkum edilmiş bir Zonguldak dayatmasını kabul etmeyeceğiz.
ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA KURULACAK TERMİK SANTRALLER ZONGULDAK’I CEHENNEME ÇEVİRECEK
Özelleştirme adı altında her müessese bir holdinge termik santral yapma hakkıyla verilecektir. Termik santral kurma izinleri ile bu firmalar Zonguldak'ı baştan aşağıya termik santral cehennemine çevireceklerdir. Bu nedenle bu konu sadece sendikanın değil, Zonguldak`ta yaşayan herkesin ortak sorunudur. Bu konuda hali hazırda adeta can çekişen Zonguldak, katlanan bir kirlilik felaketi ile de karşı karşıya kalacak, yaşanmaz bir şehir haline getirecektir. Ya buralarda ölmek üzere kalacağız ya da terk edeceğiz. Konu çok ciddidir. Bu konu Zonguldak’ın dünü, bugünü ve geleceğidir. Konunun ciddiyetini uygun olarak, büyük ve kitlesel tepkiler vermezsek Zonguldak’ın sosyal ve ekonomik olarak ölümünü kabul etmiş olacağız.
GMİS`İN ÖNDERLİĞİ BU SÜREÇTE ÇOK ÖNEMLİDİR
Buna izin vermemek için Genel Maden İşçileri Sendikası’nın, önderliği ve örgütlü mücadelesi bu süreçte çok önemlidir. Ancak şunu özellikle belirtelim, sendika içindeki karar alma süreçlerinde etkili olan – eğer varsa - AKP yandaşlarını ayıklamadığı müddetçe başarı şansı yoktur. Bu kişilerin acilen karar alma sürecindeki etkinlikleri kırılmalıdır. Gerekirse sendika olağanüstü kongreye gitmelidir. Zaten Hükümetin dediği olursa sendikaya falan da ihtiyaç kalmayacaktır.
Kilimli`deki açlık grevindeki De-Ka ve Balçınlar Madencilik`te çalışan işçilerimizi ziyaretimizde bizi Emniyet Müdürü yerine sendika yöneticileri karşılaşmış olsaydı ve o mücadele başarıya ulaşsaydı hükümet bugün yapmaya çalıştıklarına cüret edemezdi.
BAŞARININ ANAHTARI SENDİKANIN GEÇMİŞ MÜCADELELERİNİN İÇİNDE SAKLIDIR
Başarının anahtarı sendikanın geçmiş mücadelelerinin içinde saklıdır. Bu sendika `1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünü` yapmış ve Şemsi Denizer`i çıkarmış bir sendikadır. Bu mücadele sendikadan `Büyük Madenci Grevinin` önderi Şemsi Denizer`in ardından bir lider çıkartabilmelidir. Eğer Zonguldak için mücadele vereceklerse CHP ve Zonguldak halkı sendikanın yanındadır. Şemsi Denizer`in ruhu bizimledir. Kendilerine, `örgütlü işçinin ve örgütlü toplumun asla yenilmeyeceğini` bir kez daha hatırlatmak istiyorum, iktidara da bu gerçeğin ciddiye alınmasını tavsiye ediyorum. Bu tarihsel önemin farkında olarak, ilimize sahip çıkmak, taş kömürü üretimini artırmak ve emeğin başkenti Zonguldak'ı yeniden ayağa kaldırmak hepimizin görevidir. Bu noktada geride bıraktığımız günlerde basın mensuplarımıza yönelik gerçekleştirilen saldırıyı net bir şekilde kınıyorum. Söz konusu Zonguldak olduğunda hepimiz bir arada olabilmeli, tepkimizi doğru yere gösterebilmeliyiz, ancak bu şekilde Zonguldak adına birlikte doğru işler yapabiliriz. İlk düğmeyi yanlış iliklersek gerisini doğru şekilde devam ettirmemiz mümkün olmaz.
ZONGULDAKLILAR BARETLERİ GİYMEYE HAZIRLANMALIDIR
Bugünden itibaren tüm Zonguldaklılar baretleri giymeye hazırlanmalıdır. `1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde` olduğu gibi işçilerimiz ve Zonguldak halkı bu haklı mücadelede birleşmelidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir; bu mücadele havamızın, suyumuzun, toprağımızın daha fazla kirletilmesine karşı bir yaşam mücadelesidir, bu mücadele hastalıklara ve kansere dur deme mücadelesidir, bu mücadele gelecek mücadelesidir, bu mücadele Zonguldak’ın tarihini, kimliğini koruma mücadelesidir, bu mücadele onur mücadelesidir. Bütün Zonguldaklıları bu konuda dayanışmaya ve mücadeleye çağırıyorum. Bütün meslek gruplarımızı, esnafımızı, üreticilerimizi, işverenlerimizi, sektör temsilcilerimizi kısaca herkesi Zonguldak adına birlik olmaya ve Zonguldak`a ait olana sahip çıkmak için mücadeleye davet ediyorum. Solunum sistemi hastalıklarına ve kanserden ölümlere dur demek için, işsizliğe ve göçe son vermek için Zonguldak’ı ayağa kalkmaya çağırıyorum.
BU ÇAĞRIM AYNI ZAMANDA AKP ZONGULDAK MİLLETVEKİLLERİNEDİR
Bu mücadele, aynı zamanda kimlerin Zonguldak’ın dostu, kimlerin Zonguldak’ın düşmanı olduğunu da ortaya çıkaracaktır. Bu çağrım aynı zamanda AKP Zonguldak Milletvekillerine, AKP`nin Zonguldak Örgütlerinedir. Gelişecek olaylara göre kendileri Zonguldak ile AKP arasında tercih yapmak zorunda kalabilirler. Kendilerini halktan yana olmaya, Zonguldak`tan yana olmaya davet ediyorum, partideki gelecekleri yerine Zonguldak’ın geleceğini düşünmeye davet ediyorum.”