ZONGULDAKLI GAZETECİLER BASIN BAYRAMINI KUTLADI

Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti, 24 Temmuz Basın Bayramında Atatürk Anıtına çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunuldu ardından basın açıklaması yapıldı.

AKBIYIK, “BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ’’ Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti başkanı Derya Akbıyık, 24 Temmuz basın bayramı dolasıyla yaptığı konuşmada şunları söyledi; 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında fikir ve sanat işlerin de çalışan, yerli ve yabancı yazılı, sesli ve sesli-görüntülü basın-yayın kuruluşlarının gazeteci çalışanlarının; süreli yayın sahiplerinin, radyo –televizyon kuruluşlarının yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin; devlet Enformasyon hizmetleri mensuplarının; Basın-yayın meslek kuruluşu niteliği taşımayan tüm kamu ve özel kurum ve kuruluşların da yayın faaliyetlerini icra eden meslektaşlarımızın Basın Bayramı’nı kutluyorum. ‘Kamu adına’ kamusal görev yapan bizlerin değişmez ilkesi olan kamu ‘hak ve menfaatlerinin, bireysel hak ve menfaatlerimizden önce gelmesi’ ilkesini güncel yaşamımızda uygulamak için ‘sözden eyleme yöneltmek’ gerekir. İşte bu türden ilke ve değerler bilincine erişmemiş egosunun tuzaklarından kurtulamamış, basit bir daire içinden  çıkamamış küçük nesne odaklandığı için büyük resmi görememiş meslektaşlarımız dün vardı; bugünde var, yarında olacaktır, Eğer bizlere toplumun tüm katmanlarından güven ve itibar gösteriliyor ise, bu güven ve itibar şahsımıza değil; mesleğimize gösterilen itibar ve güvendir. Bu ince çizgiyi (bilerek ve bilmeyerek) ayırt edemeyen, savsaklayan, ihlal edenleri uyarmak, itibar etmemek; kanun-yönetmelik ve tüzükler çerçevesinde gerekeni yapmak, ‘toplumun aynası’ olan ‘basın yayın meslek kuruluşları’ nın görev ve sorumluluğudur. ‘Kamu adına’ bilgi edinme yayma, eleştirme, yorumlamaya ve eser yaratma saklı kalmak koşuluyla yerel ve genel düzeyde toplumumuzun ve meslek ilkelerimizin değer ve kabulleriyle çelişmemek sorun ve çözümlerine sahip çıkmak ‘asli görev ve sorumluluğumuzdur’ Basının ifade özgürlüğünü kısıtlayan ve bilgi edinme hakkını vatandaşın elinden alan yeni Türk ceza yasası ile getirilen kısıtlamalar, basına karşı devletin uygulandığı birer sansür oku gibi yüreğimize saplanmaktadır. Aradan geçen 106 yıla rağmen biz hala devletin medyaya sansürünü tartışıyorsak demokrasi yolunda ortada bir sorun vardır ve çağdaşlaşan Türkiye imajına yakışmayan bu durumun derhal düzeltilmesi gerekir. Devlet Sansürü kadar, basının kendi sansür uygulaması, daha doğrusu patronların ve bir kısım medya yöneticilerinin çıkar kavgasıyla yanlı haber yapılmamasının sansürden bir farkı yoktur. Basının kendisine sansür uygulamasının demokratik bir ülkede kabul edilebilir bir durum değildir.’dedi.