Sitenin sağında bir giydirme reklam

KGC BAŞKANI KARDEŞ: AYAROĞLU’NUN AYARI BOZULMUŞ

Kozlu 14.01.2016 - 23:11, Güncelleme: 21.02.2023 - 15:12 8562+ kez okundu.
 

KGC BAŞKANI KARDEŞ: AYAROĞLU’NUN AYARI BOZULMUŞ

Zonguldak genelinde ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ ile ilgili çeşitli kurum, sivil toplum kuruluşu ve basın meslek örgütü başkanlıklarınca gazetecilere yönelik düzenlenen etkinlikler ile ilgili Ereğli Gazeteciler Derneği, Kozlu Gazeteciler Cemiyeti, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti ve Karaelmas Gazeteciler Dernek Başkanlarını Halkın Sesi gazetesine verdiği ropörtajda çok ağır ifadelerle eleştiren Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Temsilcisi Ali Ayaroğlu’na Kozlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tansel Kardeş’in cevabı sert oldu. Ayaroğlu’nun açıklamalarını bilgiden ve araştırmadan uzak, gelişigüzel sadece bazı kesimlere yaranmak amacıyla popülist olarak nitelendiren Kardeş sözlerini şu şekilde sürdürdü; Zonguldak yerel basınında aktif olarak çalışan gazeteciler arasında varlığını hiçbir meslektaşımızın rastlayamadığı ÇGD Temsilcisi Ayaroğlu’nun 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinliklerinin ardından yaptığı açıklamalar, basın çalışanları açısından tek kelime ile talihsizlik ve abesle iştigal olarak nitelendirilebilir. Ayaroğlu işin ayarını kaçırmıştır. Eğer Ayaroğlu gündemi takip etmiş olsaydı, 8 Ocak günü Erdemir’in 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinlikleri kapsamında yaptığı programa konuk olarak katılan ünlü gazeteci ve televizyoncu Nuri Çolakoğlu’na, ‘basın çalışanlarına yönelik her geçen gün artan baskı ve zulümlere karşı basın çalışanları olarak nasıl bir yol izlemeliyiz?’ Şeklindeki sorumu sormadan önce sözlerime ‘fikir ve ifade özgürlüklerine müdahale sonucu şu an Cezaevinde tutsak olan Can Dündar ve Erdem Gül’e buradan selam olsun’ diyerek başladığımı bilirdi. Yine yıl boyu zor çalışma şartlarında mücadele eden gerçek basın emekçilerini bir gün olsun iş stresi ve yorgunluğundan uzaklaştırmak amacıyla Kozlu Gazeteciler Cemiyeti’nin 9 Ocak’ta düzenlediği müzikli ve eğlenceli akşam yemeğinde yaptığım açılış konuşmasında basın, fikir ve ifade özgürlüğüne defalarca kez vurgu yaptığımı, bu baskılar yüzünden kapanan tv, erişimi engellenen site, görevi başında saldırıya uğrayan, işinden atılan gazeteci sayılarını tek tek belirterek birlik beraberlik çağrısı yaptığımı anlaması için Ayaroğlu’nun 11 Ocak günü Zonguldak’ta yayımlanan yerel gazeteleri okuması yeterli olacakken, Kendisi gazeteciliğin gerektirdiği sorumluluk ve araştırma duygusundan uzak basın çalışanlarına ve onların mutluluğunu paylaşan Basın Meslek Örgütü başkanlarına kinini kusmuş, bizleri AKP’nin medya tetikçileri olmak gibi yakışıksız bir ifade ile itham etmiştir. Ayaroğlu bu ifadelerle farkında olarak ya da olmayarak işin ayarını ve tadını kaçırmış, gazetecilik çizgisinden çıkarak işi siyasi boyuta taşımak istemiştir. Ancak bizler, gazeteci kimliği altındaki kişilerin dünya görüşleri ne olursa olsun, her partiye aynı mesafede olmaları gerektiğinin bilincindeyiz. Ayaroğlu’nun bu maksadını aşan ifadelerini kendisine yakıştıramadığımı ifade ediyor şiddetle kınıyorum. Kaldı ki,Ayaroğlu’nun kendisine malzeme yapmak amacıyla ısrarla öne çıkartmak istediği meslektaşlarımızdan, ne Can Dündar ne Erdem Gül ne de adları okunmayan fikri ve ifade özgürlüğüne müdahale sonucu tutsak olan diğer basın çalışanları da, basın çalışanlarının hak alma mücadelelerinin yıl dönümü olan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde meslektaşlarının karalar bağlayıp, oldukları yerde oturmalarını istemezlerdi. Tam tersine başları dik, gülerek eğlenerek zulme kafa tutmalarını isterlerdi. Zonguldak’ta yerel basına hiçbir katkısı olmayan, gazeteci olarak geçinen ancak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, senede bir gün olsun düzenlenen etkinliklere iştirak ederek bir nevi stres atma fırsatı yakalayan gazetecileri ağır ithamlarda bulunarak eleştiren, neye hizmet ettiği belli olmayan Ayaroğlu’na karşı son sözlerim şunlar olacak; Sözlerinden ayarı bozarak kaleme sarıldığı belli olan Ayaroğlu, bu işler öyle Ankara’da yürüyüş yapıp sonra Zonguldak’a gelerek yaşananlardan haberiz, bilgisizce maval okumakla olmuyor! Bir halt becerdiğin yok, bari mesnetsiz eleştirilerle basın emekçilerinin tadını kaçırma! Seninki Çağdaş Gazetecilik ise varsın olsun biz Çağdaş olmayalım. Bizler kendi mücadelemizi hukuk çerçevesinde, siyasallaştırmadan, başka platformda da vermesini biliriz.

Zonguldak genelinde ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ ile ilgili çeşitli kurum, sivil toplum kuruluşu ve basın meslek örgütü başkanlıklarınca gazetecilere yönelik düzenlenen etkinlikler ile ilgili Ereğli Gazeteciler Derneği, Kozlu Gazeteciler Cemiyeti, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti ve Karaelmas Gazeteciler Dernek Başkanlarını Halkın Sesi gazetesine verdiği ropörtajda çok ağır ifadelerle eleştiren Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Temsilcisi Ali Ayaroğlu’na Kozlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tansel Kardeş’in cevabı sert oldu. Ayaroğlu’nun açıklamalarını bilgiden ve araştırmadan uzak, gelişigüzel sadece bazı kesimlere yaranmak amacıyla popülist olarak nitelendiren Kardeş sözlerini şu şekilde sürdürdü; Zonguldak yerel basınında aktif olarak çalışan gazeteciler arasında varlığını hiçbir meslektaşımızın rastlayamadığı ÇGD Temsilcisi Ayaroğlu’nun 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinliklerinin ardından yaptığı açıklamalar, basın çalışanları açısından tek kelime ile talihsizlik ve abesle iştigal olarak nitelendirilebilir. Ayaroğlu işin ayarını kaçırmıştır. Eğer Ayaroğlu gündemi takip etmiş olsaydı, 8 Ocak günü Erdemir’in 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinlikleri kapsamında yaptığı programa konuk olarak katılan ünlü gazeteci ve televizyoncu Nuri Çolakoğlu’na, ‘basın çalışanlarına yönelik her geçen gün artan baskı ve zulümlere karşı basın çalışanları olarak nasıl bir yol izlemeliyiz?’ Şeklindeki sorumu sormadan önce sözlerime ‘fikir ve ifade özgürlüklerine müdahale sonucu şu an Cezaevinde tutsak olan Can Dündar ve Erdem Gül’e buradan selam olsun’ diyerek başladığımı bilirdi. Yine yıl boyu zor çalışma şartlarında mücadele eden gerçek basın emekçilerini bir gün olsun iş stresi ve yorgunluğundan uzaklaştırmak amacıyla Kozlu Gazeteciler Cemiyeti’nin 9 Ocak’ta düzenlediği müzikli ve eğlenceli akşam yemeğinde yaptığım açılış konuşmasında basın, fikir ve ifade özgürlüğüne defalarca kez vurgu yaptığımı, bu baskılar yüzünden kapanan tv, erişimi engellenen site, görevi başında saldırıya uğrayan, işinden atılan gazeteci sayılarını tek tek belirterek birlik beraberlik çağrısı yaptığımı anlaması için Ayaroğlu’nun 11 Ocak günü Zonguldak’ta yayımlanan yerel gazeteleri okuması yeterli olacakken, Kendisi gazeteciliğin gerektirdiği sorumluluk ve araştırma duygusundan uzak basın çalışanlarına ve onların mutluluğunu paylaşan Basın Meslek Örgütü başkanlarına kinini kusmuş, bizleri AKP’nin medya tetikçileri olmak gibi yakışıksız bir ifade ile itham etmiştir. Ayaroğlu bu ifadelerle farkında olarak ya da olmayarak işin ayarını ve tadını kaçırmış, gazetecilik çizgisinden çıkarak işi siyasi boyuta taşımak istemiştir. Ancak bizler, gazeteci kimliği altındaki kişilerin dünya görüşleri ne olursa olsun, her partiye aynı mesafede olmaları gerektiğinin bilincindeyiz. Ayaroğlu’nun bu maksadını aşan ifadelerini kendisine yakıştıramadığımı ifade ediyor şiddetle kınıyorum. Kaldı ki,Ayaroğlu’nun kendisine malzeme yapmak amacıyla ısrarla öne çıkartmak istediği meslektaşlarımızdan, ne Can Dündar ne Erdem Gül ne de adları okunmayan fikri ve ifade özgürlüğüne müdahale sonucu tutsak olan diğer basın çalışanları da, basın çalışanlarının hak alma mücadelelerinin yıl dönümü olan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde meslektaşlarının karalar bağlayıp, oldukları yerde oturmalarını istemezlerdi. Tam tersine başları dik, gülerek eğlenerek zulme kafa tutmalarını isterlerdi. Zonguldak’ta yerel basına hiçbir katkısı olmayan, gazeteci olarak geçinen ancak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, senede bir gün olsun düzenlenen etkinliklere iştirak ederek bir nevi stres atma fırsatı yakalayan gazetecileri ağır ithamlarda bulunarak eleştiren, neye hizmet ettiği belli olmayan Ayaroğlu’na karşı son sözlerim şunlar olacak; Sözlerinden ayarı bozarak kaleme sarıldığı belli olan Ayaroğlu, bu işler öyle Ankara’da yürüyüş yapıp sonra Zonguldak’a gelerek yaşananlardan haberiz, bilgisizce maval okumakla olmuyor! Bir halt becerdiğin yok, bari mesnetsiz eleştirilerle basın emekçilerinin tadını kaçırma! Seninki Çağdaş Gazetecilik ise varsın olsun biz Çağdaş olmayalım. Bizler kendi mücadelemizi hukuk çerçevesinde, siyasallaştırmadan, başka platformda da vermesini biliriz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.