Sitenin sağında bir giydirme reklam

AKP MİLLETVEKİLLERİNİN OYLARIYLA REDDEDİLDİ

Siyaset 14.07.2016 - 15:53, Güncelleme: 21.02.2023 - 15:12 7729+ kez okundu.
 

AKP MİLLETVEKİLLERİNİN OYLARIYLA REDDEDİLDİ

Maden Şehidi Yakınlarına İlişkin Kanun Teklifi AKP Milletvekillerinin Oylarıyla Reddedildi
  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu tarafından, 2014 yılında Soma ve Ermenek’te yaşanan facialar sonrasında hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine tanınan hakların genişletilmiş haliyle Zonguldak’taki ve Türkiye’nin diğer illerindeki tüm madenci ailelerine tanınması amacıyla verilen ve TBMM Genel Kurulu`nda dün görüşülen kanun teklifi, diğer muhalefet partilerinin milletvekillerinin “evet” demesine rağmen, AKP milletvekillerinin “hayır” oylarıyla reddedildi.   Genel Maden İş Sendikası’na bağlı işçilerin de TBMM izleyici locasından takip ettiği görüşmeler sonucunda, CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu`nun önceki yasadan kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi ve ülke genelinde tüm maden şehitlerinin yakınlarının aynı yasa kapsamına alınmasını sağlamak amacıyla vermiş olduğu kanun teklifine AKP Milletvekilleri “hayır” dedi.   Reddedilen Kanun Teklifinin İçeriği Neydi?   “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na” ek bir madde ekleyerek maden şehitlerinin yakınlarına devletin sahip çıkmasına ilişkin zaman sınırlamasını kaldıran ve geçici uygulamayı sürekli hale getiren Milletvekili Turpcu`nun kanun teklifi kabul edilmiş olsaydı,  bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olan bütün maden kazalarında hayatlarını kaybeden maden şehitlerimizin yakınlarının da bu haklardan yararlanması kanuni güvenceye kavuşturulmuş olacaktı.   Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde CHP Zonguldak Milletvekilleri Şerafettin Turpcu ve Ünal Demirtaş bütün milletvekillerini teklife evet demeye çağırdıkları birer konuşma gerçekleştirdiler.   Milletvekili Turpcu`nun Kanun Teklifi Üzerine Konuşması   İmza sahibi olduğu kanun teklifinin 45 gün içerisinde esas komisyonda görüşülmemesi üzerine, TBMM İçtüzüğü’nün 37. Maddesine göre doğrudan "Genel Kurul Gündemi’ne alma önergesi" veren ve AKP Zonguldak Milletvekilleri başta olmak üzere tüm parti gruplarını bu teklife “evet” demeye davet eden CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, TBMM Genel Kurulu’nda dün görüşülen kanun teklifi üzerine şu konuşmayı gerçekleştirdi:    “Teklifimiz en özet haliyle 2014 yılında Soma ve Ermenek'te yaşanan facialar sonrasında hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine tanınan hakların genişletilmiş haliyle Zonguldak'taki ve Türkiye'nin diğer illerindeki tüm madenci ailelerine tanınmasını amaçlamaktadır.  Bu teklifle maden kazalarında hayatını kaybeden emekçilerimizin geride kalan yakınlarına kamu eliyle sahip çıkılmasını, bu durumun 2014 yılına özel geçici istisnai bir durum olmaktan çıkarılmasını, maden emekçilerinin yakınlarına kapsamı genişletilmiş şekilde mali ve sosyal haklar verilmesini ve hayatını kaybeden madencilerimizin reşit olmayan çocuklarının haklarını da güvence altına almayı amaçlıyoruz. Teklif, maden kazalarında hayatını kaybeden emekçilerin SGK'ya olan bütün borçlarının silinmesi, hak sahiplerine aylık bağlanması ve istihdam haklarını içermektedir.   2014'te yaşanan Soma ve Ermenek faciaları çok büyük facialardır, tıpkı daha önce yaşanan facialar gibi.   Amacımız acıları tazelemek veya acıları karşılaştırmak değildir.   Sadece şunu söylüyoruz: Maden şehidi Soma'da da, Ermenek'te de, Zonguldak'ta da aynıdır.   Soma ve Ermenek'te yaşanan facialar sonrasında bu ailelerimize tanınan hakların Zonguldak'taki ve Türkiye'nin diğer illerindeki madenci ailelerine tanınmaması bu insanlarımızı derinden yaralamıştır.   Oysa bu madencilerimiz de Soma ve Ermenek'te hayatını kaybeden emekçilerimiz gibi ülkemizin refahı ve kalkınması için mücadele ederken hayatlarını kaybetmişlerdir.   Zonguldak bugüne kadar 5 binden fazla maden şehidi vermiş bir ildir. Taş kömürünün başkenti Zonguldak'ta en ağır bilançolu facialara baktığımızda 1983'te Armutçuk'ta 103, 1992'de de Kozlu'da 263 maden şehidi vermiştir.   2014 yılında çıkarılan yasayla tanınan hakların Zonguldak'taki ve Türkiye'nin diğer illerindeki madenci ailelerini kapsamaması eşitsizlik ve mağduriyet doğurmuştur. Aynı veya benzeri nedenlerle hayatını kaybetmiş emekçilerimizin arasında il ve zaman gözeterek ayrım yapmak, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olmakla birlikte, vicdanların da kabul edebileceği bir durum değildir.   Zonguldak'ta ve ülkemizin diğer yerlerinde gerçekleşmiş kazalarda hayatını kaybetmiş maden emekçilerimizin yakınlarına sahip çıkmak zorundayız. Maden kazası olduğunda herkesin yanında olduğu maden emekçilerinin aileleri, emekçi toprağa verildikten sonra kaderine terk edilmektedir. Hayatını kaybetmiş birçok maden emekçimizin ailelerinin çok zor durumda olduğunu bilmekteyiz. Yüce Meclisimizin bu duruma kayıtsız kalması düşünülemez. Bu nedenle vakit kaybetmeden gerekli tedbir ve önlemler alınarak bu mağduriyetin giderilmesi sağlanmalıdır.   Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olan Zonguldak'ın bugün geldiği noktada durumu içler acısıdır. Zonguldak bir zamanlar Türkiye'nin tamamından insanların iş için geldiği, yabancı devlet başkanlarının ağırlandığı il iken, bugün kaderine terk edilmiş, doğru düzgün yolu olmayan, havaalanında uçağı uçmayan, limanına gemi gelmeyen, köyünde kasabasında genci kalmayan, göç verdiği için sürekli küçülen bir şehir haline gelmiştir.     "Kelebeğin Rüyası" filmini izleyenler bilirler, geçmişte Mükellefiyet Kanunu'yla ülke sanayisinin gelişmesi için zorla madenlere sokulup çalıştırılan Zonguldaklılar, bugün ise yine zorla işsizliğe, açlığa ve göçe mahkum edilmektedirler.   Ülkemizde 33 milyon ton taş kömürü tüketmekte, bunun 32 milyon tonunu ithal etmekteyiz. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun üretimi ise 1 milyon tonun altındadır. Kurumun şu an 5.500 üretim işçisi açığı bulunmaktadır. Yeni yatırım yapılmaması, işçi alınmaması, ülkeye hesapsız şekilde ithal kömür girmesine izin verilmesi ülkemizin tek taş kömürü üreticisi olan TTK'yı tamamen savunmasız bırakmıştır.   Zonguldak emek şehridir. Burada, iktidarın politikaları nedeniyle günden güne eriyen ekonomik yapıda, insanlarımız yaşam mücadelesi vermektedir.   Bu gerçekleri, bugün Meclis çatısında iktidara bir kez daha sesleniyorum.   Sizlere oy verdiği halde unuttuğunuz, kaderine terk ettiğiniz şehre olan borcunuzu hatırlatmak istiyorum.   Bu gerçekleri hatırlattıktan sonra, şu an gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin ana maddesi olan maden şehitlerinin yakınlarının bir önceki yasadan kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi ve ülke genelinde tüm maden şehitlerinin yakınlarının aynı yasa kapsamına alınmasının sağlanması için tüm parti gruplarının desteğini beklediğimizi belirtiyor,   21 yıl önce Srebrenitsa katliamında hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor,Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”   Milletvekili Demirtaş’ın Kanun Teklifi Üzerine Konuşması   Kanun teklifi üzerine yapmış olduğu konuşmada mağdur olan bu ailelerin mağduriyetlerini gidermek için milletvekillerine  ‘kanun teklifini kabul edelim’ çağrısında bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş şu konuşmayı yaptı:   “Ülkemizde taş kömürü Uzun Mehmet tarafından 8 Kasım 1829 tarihinde Karadeniz Ereğli'nin Neyren Deresi'nde bulundu. O günden bugüne kadar binlerce maden işçisi gece demeden gündüz demeden ağır sanayinin vazgeçilmezi olan taş kömürünü çıkarmaya çalıştılar. Osmanlı döneminde İngiliz, Fransız, Rus şirketler Osmanlı yönetiminden elde ettikleri ayrıcalıklar sayesinde taş kömürü üretimini yapmışlardır. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, Mustafa Kemal Atatürk taş kömürünün stratejik önemi nedeniyle, Zonguldak'ı, 1 Nisan 1924 tarihinde cumhuriyetin ilk ili ilan etmiştir, taş kömürü madenlerini de millileştirmiştir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Zonguldak'a verdiği önemi ve değeri şu veciz sözüyle anlatmıştır: "Zonguldak'ın derin toprakları altındaki serveti madeniye ne kadar kıymetli ise bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir."    Zonguldak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ağır sanayi hamlesinin başladığı ilk il olmuş ve yıllarca da Türk ağır sanayisini sırtında taşımış bir ilimizdir. Zonguldak'ta, 1939 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikası, 1956 yılında Çatalağzı Termik Santrali ve 1965 yılında Ereğli Demir Çelik Fabrikaları üretime başlayarak Türk ağır sanayisini yıllarca sırtında taşımışlardır. Bütün bu fabrikaların ana girdisi ise taş kömürüdür. Yer altı taş kömürü madenciliği dünyanın en ağır ve en tehlikeli iş koludur. Bu sebeple de en fazla iş kazasının ve toplu ölümlerin yaşandığı bir iş koludur. Zonguldak'ta bugüne kadar birçok büyük maden kazası meydana gelmiştir. Zonguldak'ta taş kömürünü çıkarmak için on binlerce madenci sakatlanmış, on binlerce madenci meslek hastalığı nedeniyle yaşamını yitirmiş, 5 bine yakın da maden şehidi verilmiştir. Bundan dolayı da bu madencilerin eşleri, çocukları, anne babaları ve kardeşleri mağdur olmuşlardır. İşte, Zonguldak, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar ülke ağır sanayisini sırtında taşırken Zonguldak halkı da ağır bedeller ödemiştir.   Kamuoyunda "torba yasa" olarak bilinen 6552 sayılı Kanun, 11 Eylül 2014 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yasayla, Soma kazasında yaşamını yitirenlerin yakınlarına önemli haklar verildi. Bunlardan birisi de Soma'daki maden kazasında ölenlerin eş ya da çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere, bir kişiye kamuda istihdam edilme hakkı verilmesidir. Biz elbette ki son derece insani, son derece vicdani olan bu hakların verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kanun bu yönüyle son derece doğrudur ancak bu kanundan Zonguldak'ta ve Türkiye'de maden kazası sonucu yaşamını yitiren maden işçilerinin yakınlarının yararlanamaması da son derece yanlış olmuştur, eksik olmuştur; daha ötesi, bu yönüyle Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı olmuştur. Yasa bu mevcut hâliyle yaklaşık 700 Zonguldaklı aileyi mağdur etmektedir. İşte bu kanun teklifiyle bu yanlışlığın düzeltilmesi, bu eksikliğin giderilmesi, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılığın giderilmesi, 700 Zonguldaklı ailenin ve tüm Türkiye'deki mağdur ailelerin mağduriyetinin giderilmesi amaçlanmaktadır.   Zonguldak Maden Şehidi Aileleri Derneği söz konusu haklardan Türkiye'deki tüm madenci ailelerin yararlanması için geçen yıl idare mahkemesine dava açtı. Soma mağdurları için çıkan bu yasa Zonguldak İdare Mahkemesince Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bulundu. Dosya şu anda Anayasa Mahkemesinde. Anayasa Mahkemesi de büyük bir olasılıkla eşitlik ilkesinin ihlali nedeniyle açılan davayı kabul edecek.   Mahkeme kararını beklemeden yasa teklifini kabul ederek Zonguldak'ta ve tüm Türkiye'de mağdur olan bu ailelerin mağduriyetlerini giderelim, kanun teklifini kabul edelim.”   TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Milletvekili Turpcu`nun teklifi, diğer muhalefet partilerinin milletvekillerinin “evet” oyu vererek desteklemesine rağmen, AKP Milletvekillerinin “hayır” oylarıyla reddedildi.
Maden Şehidi Yakınlarına İlişkin Kanun Teklifi AKP Milletvekillerinin Oylarıyla Reddedildi

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu tarafından, 2014 yılında Soma ve Ermenek’te yaşanan facialar sonrasında hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine tanınan hakların genişletilmiş haliyle Zonguldak’taki ve Türkiye’nin diğer illerindeki tüm madenci ailelerine tanınması amacıyla verilen ve TBMM Genel Kurulu`nda dün görüşülen kanun teklifi, diğer muhalefet partilerinin milletvekillerinin “evet” demesine rağmen, AKP milletvekillerinin “hayır” oylarıyla reddedildi.

 

Genel Maden İş Sendikası’na bağlı işçilerin de TBMM izleyici locasından takip ettiği görüşmeler sonucunda, CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu`nun önceki yasadan kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi ve ülke genelinde tüm maden şehitlerinin yakınlarının aynı yasa kapsamına alınmasını sağlamak amacıyla vermiş olduğu kanun teklifine AKP Milletvekilleri “hayır” dedi.

 

Reddedilen Kanun Teklifinin İçeriği Neydi?

 

“5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na” ek bir madde ekleyerek maden şehitlerinin yakınlarına devletin sahip çıkmasına ilişkin zaman sınırlamasını kaldıran ve geçici uygulamayı sürekli hale getiren Milletvekili Turpcu`nun kanun teklifi kabul edilmiş olsaydı,  bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olan bütün maden kazalarında hayatlarını kaybeden maden şehitlerimizin yakınlarının da bu haklardan yararlanması kanuni güvenceye kavuşturulmuş olacaktı.

 

Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde CHP Zonguldak Milletvekilleri Şerafettin Turpcu ve Ünal Demirtaş bütün milletvekillerini teklife evet demeye çağırdıkları birer konuşma gerçekleştirdiler.

 

Milletvekili Turpcu`nun Kanun Teklifi Üzerine Konuşması

 

İmza sahibi olduğu kanun teklifinin 45 gün içerisinde esas komisyonda görüşülmemesi üzerine, TBMM İçtüzüğü’nün 37. Maddesine göre doğrudan "Genel Kurul Gündemi’ne alma önergesi" veren ve AKP Zonguldak Milletvekilleri başta olmak üzere tüm parti gruplarını bu teklife “evet” demeye davet eden CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, TBMM Genel Kurulu’nda dün görüşülen kanun teklifi üzerine şu konuşmayı gerçekleştirdi:

 

 “Teklifimiz en özet haliyle 2014 yılında Soma ve Ermenek'te yaşanan facialar sonrasında hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine tanınan hakların genişletilmiş haliyle Zonguldak'taki ve Türkiye'nin diğer illerindeki tüm madenci ailelerine tanınmasını amaçlamaktadır.

 Bu teklifle maden kazalarında hayatını kaybeden emekçilerimizin geride kalan yakınlarına kamu eliyle sahip çıkılmasını, bu durumun 2014 yılına özel geçici istisnai bir durum olmaktan çıkarılmasını, maden emekçilerinin yakınlarına kapsamı genişletilmiş şekilde mali ve sosyal haklar verilmesini ve hayatını kaybeden madencilerimizin reşit olmayan çocuklarının haklarını da güvence altına almayı amaçlıyoruz. Teklif, maden kazalarında hayatını kaybeden emekçilerin SGK'ya olan bütün borçlarının silinmesi, hak sahiplerine aylık bağlanması ve istihdam haklarını içermektedir.

 

2014'te yaşanan Soma ve Ermenek faciaları çok büyük facialardır, tıpkı daha önce yaşanan facialar gibi.

 

Amacımız acıları tazelemek veya acıları karşılaştırmak değildir.

 

Sadece şunu söylüyoruz: Maden şehidi Soma'da da, Ermenek'te de, Zonguldak'ta da aynıdır.

 

Soma ve Ermenek'te yaşanan facialar sonrasında bu ailelerimize tanınan hakların Zonguldak'taki ve Türkiye'nin diğer illerindeki madenci ailelerine tanınmaması bu insanlarımızı derinden yaralamıştır.

 

Oysa bu madencilerimiz de Soma ve Ermenek'te hayatını kaybeden emekçilerimiz gibi ülkemizin refahı ve kalkınması için mücadele ederken hayatlarını kaybetmişlerdir.

 

Zonguldak bugüne kadar 5 binden fazla maden şehidi vermiş bir ildir. Taş kömürünün başkenti Zonguldak'ta en ağır bilançolu facialara baktığımızda 1983'te Armutçuk'ta 103, 1992'de de Kozlu'da 263 maden şehidi vermiştir.

 

2014 yılında çıkarılan yasayla tanınan hakların Zonguldak'taki ve Türkiye'nin diğer illerindeki madenci ailelerini kapsamaması eşitsizlik ve mağduriyet doğurmuştur. Aynı veya benzeri nedenlerle hayatını kaybetmiş emekçilerimizin arasında il ve zaman gözeterek ayrım yapmak, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olmakla birlikte, vicdanların da kabul edebileceği bir durum değildir.

 

Zonguldak'ta ve ülkemizin diğer yerlerinde gerçekleşmiş kazalarda hayatını kaybetmiş maden emekçilerimizin yakınlarına sahip çıkmak zorundayız. Maden kazası olduğunda herkesin yanında olduğu maden emekçilerinin aileleri, emekçi toprağa verildikten sonra kaderine terk edilmektedir. Hayatını kaybetmiş birçok maden emekçimizin ailelerinin çok zor durumda olduğunu bilmekteyiz. Yüce Meclisimizin bu duruma kayıtsız kalması düşünülemez. Bu nedenle vakit kaybetmeden gerekli tedbir ve önlemler alınarak bu mağduriyetin giderilmesi sağlanmalıdır.

 

Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olan Zonguldak'ın bugün geldiği noktada durumu içler acısıdır. Zonguldak bir zamanlar Türkiye'nin tamamından insanların iş için geldiği, yabancı devlet başkanlarının ağırlandığı il iken, bugün kaderine terk edilmiş, doğru düzgün yolu olmayan, havaalanında uçağı uçmayan, limanına gemi gelmeyen, köyünde kasabasında genci kalmayan, göç verdiği için sürekli küçülen bir şehir haline gelmiştir.

  

 "Kelebeğin Rüyası" filmini izleyenler bilirler, geçmişte Mükellefiyet Kanunu'yla ülke sanayisinin gelişmesi için zorla madenlere sokulup çalıştırılan Zonguldaklılar, bugün ise yine zorla işsizliğe, açlığa ve göçe mahkum edilmektedirler.

 

Ülkemizde 33 milyon ton taş kömürü tüketmekte, bunun 32 milyon tonunu ithal etmekteyiz. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun üretimi ise 1 milyon tonun altındadır. Kurumun şu an 5.500 üretim işçisi açığı bulunmaktadır. Yeni yatırım yapılmaması, işçi alınmaması, ülkeye hesapsız şekilde ithal kömür girmesine izin verilmesi ülkemizin tek taş kömürü üreticisi olan TTK'yı tamamen savunmasız bırakmıştır.

 

Zonguldak emek şehridir. Burada, iktidarın politikaları nedeniyle günden güne eriyen ekonomik yapıda, insanlarımız yaşam mücadelesi vermektedir.

 

Bu gerçekleri, bugün Meclis çatısında iktidara bir kez daha sesleniyorum.

 

Sizlere oy verdiği halde unuttuğunuz, kaderine terk ettiğiniz şehre olan borcunuzu hatırlatmak istiyorum.

 

Bu gerçekleri hatırlattıktan sonra, şu an gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin ana maddesi olan maden şehitlerinin yakınlarının bir önceki yasadan kaynaklanan mağduriyetinin giderilmesi ve ülke genelinde tüm maden şehitlerinin yakınlarının aynı yasa kapsamına alınmasının sağlanması için tüm parti gruplarının desteğini beklediğimizi belirtiyor,

 

21 yıl önce Srebrenitsa katliamında hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor,Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”

 

Milletvekili Demirtaş’ın Kanun Teklifi Üzerine Konuşması

 

Kanun teklifi üzerine yapmış olduğu konuşmada mağdur olan bu ailelerin mağduriyetlerini gidermek için milletvekillerine  ‘kanun teklifini kabul edelim’ çağrısında bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş şu konuşmayı yaptı:

 

“Ülkemizde taş kömürü Uzun Mehmet tarafından 8 Kasım 1829 tarihinde Karadeniz Ereğli'nin Neyren Deresi'nde bulundu. O günden bugüne kadar binlerce maden işçisi gece demeden gündüz demeden ağır sanayinin vazgeçilmezi olan taş kömürünü çıkarmaya çalıştılar. Osmanlı döneminde İngiliz, Fransız, Rus şirketler Osmanlı yönetiminden elde ettikleri ayrıcalıklar sayesinde taş kömürü üretimini yapmışlardır. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, Mustafa Kemal Atatürk taş kömürünün stratejik önemi nedeniyle, Zonguldak'ı, 1 Nisan 1924 tarihinde cumhuriyetin ilk ili ilan etmiştir, taş kömürü madenlerini de millileştirmiştir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Zonguldak'a verdiği önemi ve değeri şu veciz sözüyle anlatmıştır: "Zonguldak'ın derin toprakları altındaki serveti madeniye ne kadar kıymetli ise bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir."

 

 Zonguldak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ağır sanayi hamlesinin başladığı ilk il olmuş ve yıllarca da Türk ağır sanayisini sırtında taşımış bir ilimizdir. Zonguldak'ta, 1939 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikası, 1956 yılında Çatalağzı Termik Santrali ve 1965 yılında Ereğli Demir Çelik Fabrikaları üretime başlayarak Türk ağır sanayisini yıllarca sırtında taşımışlardır. Bütün bu fabrikaların ana girdisi ise taş kömürüdür.

Yer altı taş kömürü madenciliği dünyanın en ağır ve en tehlikeli iş koludur. Bu sebeple de en fazla iş kazasının ve toplu ölümlerin yaşandığı bir iş koludur. Zonguldak'ta bugüne kadar birçok büyük maden kazası meydana gelmiştir. Zonguldak'ta taş kömürünü çıkarmak için on binlerce madenci sakatlanmış, on binlerce madenci meslek hastalığı nedeniyle yaşamını yitirmiş, 5 bine yakın da maden şehidi verilmiştir. Bundan dolayı da bu madencilerin eşleri, çocukları, anne babaları ve kardeşleri mağdur olmuşlardır. İşte, Zonguldak, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar ülke ağır sanayisini sırtında taşırken Zonguldak halkı da ağır bedeller ödemiştir.

 

Kamuoyunda "torba yasa" olarak bilinen 6552 sayılı Kanun, 11 Eylül 2014 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yasayla, Soma kazasında yaşamını yitirenlerin yakınlarına önemli haklar verildi. Bunlardan birisi de Soma'daki maden kazasında ölenlerin eş ya da çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere, bir kişiye kamuda istihdam edilme hakkı verilmesidir. Biz elbette ki son derece insani, son derece vicdani olan bu hakların verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kanun bu yönüyle son derece doğrudur ancak bu kanundan Zonguldak'ta ve Türkiye'de maden kazası sonucu yaşamını yitiren maden işçilerinin yakınlarının yararlanamaması da son derece yanlış olmuştur, eksik olmuştur; daha ötesi, bu yönüyle Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı olmuştur. Yasa bu mevcut hâliyle yaklaşık 700 Zonguldaklı aileyi mağdur etmektedir. İşte bu kanun teklifiyle bu yanlışlığın düzeltilmesi, bu eksikliğin giderilmesi, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılığın giderilmesi, 700 Zonguldaklı ailenin ve tüm Türkiye'deki mağdur ailelerin mağduriyetinin giderilmesi amaçlanmaktadır.

 

Zonguldak Maden Şehidi Aileleri Derneği söz konusu haklardan Türkiye'deki tüm madenci ailelerin yararlanması için geçen yıl idare mahkemesine dava açtı. Soma mağdurları için çıkan bu yasa Zonguldak İdare Mahkemesince Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bulundu. Dosya şu anda Anayasa Mahkemesinde. Anayasa Mahkemesi de büyük bir olasılıkla eşitlik ilkesinin ihlali nedeniyle açılan davayı kabul edecek.

 

Mahkeme kararını beklemeden yasa teklifini kabul ederek Zonguldak'ta ve tüm Türkiye'de mağdur olan bu ailelerin mağduriyetlerini giderelim, kanun teklifini kabul edelim.”

 

TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Milletvekili Turpcu`nun teklifi, diğer muhalefet partilerinin milletvekillerinin “evet” oyu vererek desteklemesine rağmen, AKP Milletvekillerinin “hayır” oylarıyla reddedildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve batikaradenizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.