Sanki bu memlekette yeteri kadar sahtekar, üçkağıtçı, dolandırıcı yokmuş gibi,

Dolandırıcılık için şehir dışından Zonguldak’a gelen şebekenin elemanları, Çatalağzı ve Muslu’da dolandırıcılık yaptığı esnada Emniyet güçleri tarafından yakalanıyor.

Dolandırıcılar ertesi gün Hâkim önüne çıkartılıyor.

Hâkim soruyor: Zonguldak’a nereden geldiniz?

Dolandırıcı: Urfa’dan Ankara’ya, Ankara’dan Zonguldak’a geldik efendim.

Hâkim: Çantanızdan çıkan o paraların, altınların çantanızda ne işi var?

Dolandırıcı: Bilmiyorum efendim.

Hâkim: Peki neden Çatalağzı ve Muslu’da dolandırıcılık yaparken yakalandınız o halde?

Dolandırıcı: Bilmiyoruz efendim. Biz bir şey yapmadık.

Dünyadan haberi yokmuş, paranın icadından yeni haberi oluyormuş gibi davranan dolandırıcılara cezasını kesmeden Hâkim efendi espriyi patlatıverir;

‘Hiçbir haltı bilmediğiniz belli oluyor. Eğer bilseydiniz, Çatalağzı, Muslu’ya değil Kozlu’ya gider orada yakalanırdınız’ diyor.

Bu espri konusu olan söz bile Kozlu’nun sözde değil, gerçekten ‘REVAÇTA’ olduğunun bir kanıtıdır.

Ama Kozlu’nun revaçta olduğunu tespit etmiş esprili Hakim’in atladığı yada bilmediği bir husus var, onu da biz tamamlayalım;

Kozlu her bakımdan revaçta.

Kozlu’da o dolandırıcıları cebinden çıkartacak, ne profesyonel dolandırıcılar var ooo…

Adamlar Zonguldak’tan Ankara’ya müşteri getirip, uçan daire satıyor, Zonguldak’ın en hatırı sayılır tefecilerini dolandırıyorlar.